Sarılmak İstedim Bennara
Hayrettin Taylan
Hala o sol köşede bağdaş kurmuşum. Duvarlarım dualarıma kadar yüceliyor.
-Hüzün siyah ve yırtmaçlı bir etek giymiş.Keder ile kader ederini sunuyor bana. Ben kendi rengime benzemiyorum.Gökkuşağı aşk kuşağımın rengini de değiştirmiş.Yağmurlar mı değişti yoksa her yağmur yağmasını gözyaşlarına benzettiğimden mi çözemedim.
-S’ana değil acılar.
K/açan bir hayalin sislerindeydi hislerimin son arzuhali
-Bilinmeyenlerin sandığını açtım. Çeyizini aradım, dantel dantel işlediğin sevgin yoktu. Liflerin vardı,leflerime yıkamak için.
-Kirlinmiş İstanbul Mecnun’uyum. Uslanmadan temizlenemem ki
Tecahül-i Arif’teki Arif , ben olmalıyım ki bilip de bilmediklerimin muarifi olmuşum. Yazılmamış, yaşanmamış özlemlerimizi yazıyorum.
- Aşk gazetemizin kurumayan mürekkebi senin yüreğinde.
İzdüşümü bir düşün izi yansıyor bahtıma. Tahtımı sallandığın ilk sallana sallana yürüyüşün geldi aklıma.
-Sarılmak istedim işte. Aptalca kendimi kandırmaların saflığını oynuyorum.
Pir Sultan Abdal olmak istedim ermiş yüreğinde. Şimdi Pir Sultan Aptalı oynuyorum. Dedim ya aşk bu Abdal da Aptal da yapar.
-Sevebilsek, sevip kalsak. Bunu da beceremeyen ruh fukaralarıyız.
-İmkansızın imleri artar sensizliğin kitaplarında.
Soru “imi “mimlenir vaziyetlerine. Mağlup olmuş bir güreşçi edasıyla yeniden sana yenilmeye geldim.
-Sever gibilerin aşk çağından kurtar beni.
Yargı bağımsız hiç değil. Yeni yeni bağımsızlık kokuyor. Anayasa değişmek zorunda. Zeka mahsulu olmayan bu yasaların yarasalarından kurtarmak gerekir gerçekleri.
-Özetle sevgilim, sivil, sosyal, insan merkezli, evrensel normlara sahip, herkesi kucaklayan bir anayasa istiyorum.
-Anayasam yok, sen yok. Şimdi beni yargılamak doğru mu hakim.Ben bu şehri , ben bu sensizliği yaktım.
Hakim:Neden yaktın bu şehri.
Aşki:_” Yakmak istemezdim bu şehri ;ama ne yapayım üşümüşse sevdiğimin elleri…♥”
Hakim: -Karar, yaz katip :"Aşk zaten birisi için yanmaktır ya da yakmaktır, "beraatına.
Başkasına bakarken kör, sana bakarken “yarasa” gözleri olurum.
Başkasının sözlerine sağır, senin sözlerine bülbül kesilirken nasıl beratımı ister hakim.
-Bilmediklerimin sınırı göğe değdi. Bulutlara yakın olmalıyım.Nemli gözlerin ve bulut. Yağmur, gözyaşı.
-Dedim ya sana ilk sarıldığımda yağmur yağmıştı. Damla damla aşk olmuştum, yüreğimin nadaslarına kadar işlenmişti.Islanmıştım, aşka uslanmıştım.Bereketli bir günün sonundaydık.El eleydik, başka eller ve de seller yoktu. Sarılmıştım.
,Ha bir de giderken sarılmıştım, gözyaşlarınla ıslanmış ve öylece arkanda kalakalmıştım. Cansız bir manken gibi. Ağlamasını bilmeyen bir taş gibi .Kalmıştım orada. Şimdi yağmur ve gözyaşı.
-Dedim ya ikisi de güzeldi sarılmıştım. Şimdi sarılmak istedim.
-Ne arta kaldıysa onlara sarıldım. Senden fazlaları, bende artmayanlara sarılmak ne kadar beni mutlu eder ki.
-Hayat aynı açıların dilinde değil ki.Hangi üçgenin iç açıları toplamı acılarımın toplamına eşit. Düşündün mü ki Bennara.
Açılamayacak hangi açının can açmazıyım.
Yarım kalanlarla yarim kalanların kalaycısıyım. Paslanmış ,umuda ram olmak kendini bende tümleyen güzelin en pak haliyim.
-Beni anlaması için dil döktüğüm yüreği temiz, özü temiz, aşkı temiz bir seher yeli gülünün en kırmızı haline meftunum.
İç içe tamlamalarla tamamlanmış içli bir sevdanın meyve dalıyım.
-Geometrik açıların toplamaz köklerimi.Ben aşkına tat olmak için özümü okyanuslarına bağladım.
-Umursamazlıklarım sazlık olmuş. Saz çalıyor çalılar . Suç ile saç bir birine karışmış.Kıvırcık olmuş her söylemim.
Ve imkansızlığımın “eş “kenar’ını arıyor sevda kalemim . Üstüme yıktığın, üstüme yığdığın bu sığın sevdanın işlemlerini çözmek için
mecalimi tüketiyorum. Sen sol, ben sağ hangi ikilemin diline dolansam sol yanın açılıyor dünyama.
-Ve dökülüyor kumbaramda sana biriktirdiğim sevgiler.Bu yüzden ağlamak için sarılmak istedim Bennara.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.