Ardınsıra Giderken
Ardınsıra giderken göçmen bir diyardan saklı bir diyara hep aynı sorular gönlümün ve aklımın her zerresini imha edercesine yontuyordu. Yaşama bulanmışken sevgiler ve nazeninler arasında bu kadar nefret dolu cürüm nasıl işleniyor, ruhunu verircesine içselleştirilmiş bir aşk yaşanırken ruhlar arasındaki bu savaşımların gökkubeye yansıya...n kızıllığında neden bizler kana susamış gibi yanıyoruz, yanarken de bizatihi garip bir şevk-ü haz duyuyoruz. Gizemli bir düş sanki insanı anlamaya çalışmak, yanmak , ölmek, onu düşünürken sararmak solmak ve sırtında , ruhunda bir sevda ile yaşamını ırak diyarlarda gurbetliğin en coştuğu ruhaniliği duymak. Engelli dağlardan fırtınalı maviliklere doğru yürümek, göklere en yükseklere çıkmak ve kendinden geçmek hissini duymak…
Ve bazen öyle anlarda yaşam bulur ki her yanı od olup kora döner zat-ı şahane oluverir ve ben olma duygusu yok olur, o olur kişi ve o olmanın hazzını göğün seher vaktinde son yıldızını uğurlarken hüzünlü bir veda ile sevgiliye veda eder gibi ve bunda bile sevgiliyi son bir kez görmenin verdiği sıcaklığı duyumsarken ruhuna akseden aynalar gibi olur. Eriyip yok olmakta olsa bile ona duyulan aşkı ilahinin mutluluğunu duyumsar… ve yaşar doyumsuzca bir ilahide…
Oysa kadim diyarlarda olsa da kişi, özlemini duyumsadığı varlığı her zerresinde duymayı onu günü, güneşinde ve her anında yaşamaya meyleder. Bu yaşamda bile sıradan bir varlık görüntüsünden ruhaniliğin en hassas olduğu ve katre katre arttığı masumiyete erer.(Servet Deniz)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.