- 2708 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Görevi Layıkıyla Yapmak Erdemlik Değildir
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
GÖREVİNİ LAYIKIYLA YAPMAK ERDEMLİK DEĞİLDİR
İnsan hayatını sürdürüken kendisini yöneteck kişileri oyları ile belirlerler... Bu yöntem bizim ülkemizde iki ayrı katagoride yapılır.. Yasa yapıcıyı ayrı seçeriz.. Yerel yöneticilerimizi ayrı seçeriz...
Bu seçimden sonra da seçimde tercih yapanlar, otokontrol yöntemi ile seçtikleri kimseleri denetleme hakkına da sahiptirler..
Fakat seçim yapılır; her şey unutulur...
Bir kimse belediye başkanı olmuş şehre görevi gereği hizmetler sunmak zorundadır..
Görevler yapılmaya yapılmaya öyle bir konuma gelmişiz ki; işini yapan kimseyi eşsiz görürüüz.. Halbu ki yaptığı görevin ücretini de ödenmektedir.. Bunun hesabı hiç bir zaman yapılmaıştır... Sokakların düzeltilmesi ile ilgilenen bir yerel yönetici çalışkan değil liyakatla işini yapan insandır...
Park yapmak, okulların bahçesini ağaçlandırmak, trafik ışıklarını faal hale getirmek, halkın ihtiyaçları için gerekirse devletin kullandığı imkânları seferber etmek seçilmiş ve yetki verilmiş kimsenin asli görevidir.
Ama görevler öyle rafa kalkmış ki; ihmal edile, edile görevini ifa eden kimse erdem kişi olarak anılmaktadır.
Birde adam seçim öncesi gelip bir şekilde oy alıyor.. Sonra seçim geçiyor seçmeni hatırlamıyor...
Sonra yeni seçim dönemi gelince birileri yeniden geliyor. İki güzel laf ediyor.. Bir iki de iş yapıyor bunu da göklere çıkarıyoruz.
Halbuki; seçilecek olan kimse zaten hizmet etmek için seçilmiyor mu? O halde yapması zorunlu olduğu bir iş nedeni ile erdem neden olsun ki. O insan görevini yapıyor.. Ama baştan da söyledim ya görevler öyle ihmal edilmiş ki işini yapan çalışkan diye anılıyor. aslında çalışkan falan değil sadece görevini yapıyor... Sadece görevini yapan da işinin ehlidir. Hepsi bu...
Bir yerde bir genel müdür çalışıp işini ihmal etmeden yapıyor.. Başlıyor hemen "efsane adam, biyonik adam, muthiş zekalı... " demeye.. Ne alakası var adam yapması gerekeni yapıyor bu da zaten onun görevi yapmak zorunda demiyoruz.
Görevini ihmal edene de hesabını sormuyoruz. Bunların tesis edilmesi zor olmasa gerek.
Bir insan ehr şeyden evel işinin ehli olmak zorundadır....
Geçenlerde Başbakanlık Müsteşar yardımcılığına atana eski kaymak için bir yazı okudum... "Efsane kaymakam "" deniyordu yazıda.. Neden efsane olsun ki.. Efsane olmasının sebebi de "çalışmış görevini yapmış...."" Görevini yapan insan neden efsane olsun. Burasını anlamak mümkün değil.. Aslında işini yapan kimselerden de bu konuda tepki bekliyoruz. Meslea o sayın kaymakam çıkıp da "Efendim ben bana verilen bir görevi hakkaniyetle yapmaya çalıştım. yetkilerim ölçüsünde hizmet ettim.. Zaten bu yaptığım görevimin karşılığında devletim bana ücretimi ödüyor.. bunun neresinde efsanelik, erdemlik.. işimizi yapmak zorundayız.. "" demelerini gerçekten de çok bekledim. Fakat böyle bir açıklamayı bu zamana kadar hiç kimseden de duymadım.. Yani öyle övgülerin söylemesi onların gurularını okşamış belli ki.. Ama bize göre görevini yapan kimse sadece işini yapıyordur.. İşini yapmayanlara yaptırımların uygulanmadığı toplumlarda işini yapanlara her zaman "erdem, büyük insan efsane beyin"" şelinde yorumlar yapılacaktır..
Her görevliye şunu söyleyerek konuyu kapatalım..: " Atana veya seçilen kimse verilen görevi yerine getirmek zorundadır. Görevini ihmal etmemiş işini ehli ile yapmıştır. Yani; efsane değil işini bilen aldığı maaşı hak eden oluyorsunuz. Bu ülkenin kalkınması kalkınması için her çalışna görebini ihmal etmemelidir... hak etmeden alınacak her kuruşta tüy bitmemiş yetim hakkı vardır..."""
Çalışkanlık, görevini layıkıyla yapmak erdemlik değil; olması gereken davranıştır.
Her çalışanı görevini layıkı ile yapmaya davet ediyorum..
Saygılarımla...
KADİR DURAK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.