- 655 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Rüya
Akşamın alaca karanlığı çökmüştü yer yüzüne. Yıldızsız bir gece düşmek üzereydi denizin ortasına. İnsanlar akşam telaşıyla evlerine doğru hızlı adımlarla yürüyorlardı. Kaldırımlar ve asfalt yollar insan kaynıyordu. Herkes yayaydı. Ortalıkta arabadan filan eser yoktu. Mahşeri çağrıştıran bir şeyler vardı havada ve tuhaf bir sessizlik her yerde. Rüzgar bile ordan oraya sessiz sessiz hiç uğultusuz sürüklemekteydi esmer yağmur bulutlarını.
Tam tünelden geçerken bu derin sessizliği bölerek bize çömelmemizi söyledi tiz bir insan sesi. Çömeldik. O sırada tanıdık birini görür gibi oldum ve hemen onu gözümle takibe başladım. Ta kendisiydi. Cenazesine gitmek nasip olmamıştı. Sahildeki çay bahçesinde serin bir yaz akşamı amiral battı oyununu anlatıyorken kalmıştı bende Ayşe yenge. Türkan Şoray’ ın Kayseri şubesiyim ben derken Türkan Şoray gülüşüyle bir de. Son karşılaşmamız bir ortak dostumuzun oğlunun düğününde olmuştu. Hastalığına rağmen kara gözleri kara kaşları ve tabii ki Türkan Şoray gülüşü ile dimdik ayaktaydı.
Aramızda on-onbeş kişi vardı. Arkası dönüktü. Seslenmek istedim. Sesim çıkmadı. Kimseye aldırmadan yürüyerek kalabalığın arasından uzaklaşmaya başladı. Hızla akıyordu kalabalığın içinden. Tünelden çıkarak yolun soluna doğru devam etti gitti. Gözden kaybetmiştim artık . Ne kendimi gösterebilmiştim ne sesimi duyurabilmiştim. Müthiş bir yalnızlık duygusu sarmıştı her yanımı. Belli ki O ötelerin yolunu tutmuştu çoktan. Ve benim kendisine eşlik etmemi istemiyordu . Bir an evvel hedefine ulaşmak gayretindeydi.
Sonra binlerce insan çömeldiğimiz yerden kalkarak yolumuza devam ettik.
Ne çok geçip gittiler önümden hiç arkalarına bakmadan. Kimisine yetişemedim. Helalleşemedim.
Uyandığımda aklımda sadece bir düşünce vardı. Gitmeden önce iyi bir iz bırakabilmek. En azından bir amiral battı oyununa dair bir hoş iz.
(Allah c.c rahmet etsin.)