- 940 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Miting
Bu bir siyasi yazı değildir onu baştan belirteyim. Ama siyaseti hayatımızdan çıkarırsak geriye bir şey kalmayacağının da farkındayım. Hepimizin siyasi tercihleri doğrultusunda siyasi bir geçmişi vardır elbette. Ve en az katıldığı bir miting de olmuştur hayatının bir döneminde.
Geçende bir aile sohbetinde mitinglerden konu açıldı. Herkes bu işin arka planı hakkında fikir yürütüyordu. Ne kadar anlamaya çalışsam da mitinglerin görünmeyen yüzünün işin içinde yer almadıktan sonra anlaşılamayacağını anlamıştım en azından. Televizyonda bile izlemeye dayanamadığım miting alanlarına bu sohbetten sonra yakından bakmak istedim. Bunun üzerine Samsun mitingine katılmaya karar verdim. Ailede de 1. Sıra milletvekili adayı varken üstelik. Gözlemlerimi yola çıkar çıkmaz not etmeye başladım.
Bir akşam önceden arabamızı parti bayrakları ve afişleriyle donattık güzelce. Sabah parti binasının önünde kısa bir beklemeden sonra yola çıktık.Telefonlar durmuyordu. Mitinge gelmek isteyenlere yol üstlerine çıkmaları söyleniyordu. Gençlerin içi kıpır kıpırdı, coşmaya yer arıyorlardı. Partinin ileri gelenlerindeki stres ise had safhadaydı. Sınırlı bütçe yüzünden 23 adet parti sempatizanı dolu minibüsler kaldırılamıyor. Kalpler kırılıyor. Planlar aksıyor. Mitinge herkes kendi imkanlarıyla gelmek zorunda kalıyor. Bu da gerçek partililerin onlar olduğuna dair bir işaret olarak değerlendirilmesine sebep oluyor.
Gençlik yıllarıma denk gelen “Islahatcı Demokrasi Partisi” nin mitingleri de aklıma düşüp duruyordu bir yandan. Geçmişteki miting hatıralarımla bugünkü arasında ise bazı önemli farklar göze çarpıyordu. Bir kere o günkü heyecan, coşku yoktu. Bunu ideal eksikliğine bağlıyorum .O yıllarda herkes ne kadar da idealistti. Şimdi miting alanlarında hareket eden her şeyin maddi bir külfeti, beklentisi var. Yerde gezen karınca bile neredeyse alanda yer kaplama ücreti talep edecek gibiydi.
Rüzgar yolda afişi uçurunca duruyoruz. Yeniden yapıştırıp devam ediyoruz. Teyp de parti müziği çalıyor. “Geliyor tek lider; Başbakan Zeybek” . “Liderimiz Edibali” dediğimiz günlerde de yine bir demokrasi şemsiyesi altındaydık. Bu anlamda değişen fazla bir şey yok.
Baraj engeli, orantısız güç, adaletsiz sistem bir partiyi gereğinden fazla maddi meselelere mahkum ettiği için o miting alanı maalesef doldurulamayacak. Diğer partilerin miting alanlarının nasıl doldurulduğunu artık biliyorum. Dağ taş partilerin boy boy afişleriyle dolu. Müthiş paralar orantısız ve adaletsiz bir şekilde parti tanıtımlarına ayrılmış. O paralarla kaç aile, kaç öğrenci düze çıkardı kim bilir diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Muhteşem seçim manzaralarımız muhteşem sefaletimizin üzerini örtemiyor...
Dönüş yoluna doğru bu hareketli ve hem madden hem manen yorucu günden geriye kalan o görüntü ise zihnimi uzun zaman terk edecek gibi değil. Miting meydanını sessiz sessiz dolanan 80 yaşlarındaki lacivert takımlı, yün bereli, ak sakallı dedenin Fiskobirlik kutusunda satmaya çalıştığı fındıkların hepsini alabilmeyi çok isterdim.
Memleketin profili, büyük partilerin aldatıcı miting manzaralarında ne kadar yanlış aksettiriliyorsa, çeşitli oyunlarla yok edilmek istenen gövdesi küçük ama ruhu büyük partilerin miting alanlarında o kadar ortaya çıkıyor. Ve bence bu seçimde, mecliste kendisini temsil hakkı elinden çekip alınan önemli bir kesimin sesi bütün engellemelere rağmen gür çıkacak.
YORUMLAR
Sevgili darbe...
ak sakallı yaşlı amca eminim o yaşa gelene kadar paranın savaşını ne çok yapmış ki sakalları ağarıp gitmiş, eminim bir yolunu bulup birkaç eksik ya da fazla fındıkları satıp evine de gitmiştir bir kap helâl çorbasını da alnının akıyla içmiştir.
Ama bu mitinglerde harcanan paraların kimbilir kaç ak sakallı amcanın karnı doyar, torunun sırtına palto alınır, karı- kışı sıcak geçerdi...!