BİZ AYRILAMAYIZ 20. BÖLÜM
Zeynep te bir mana verememiş ama üzerinde durmamıştı.
Lale" Gidelim" diye ayağa kalktı.
Ayşe" Dur Lale hele Ali gelsin bakalım ne diyecek? Doğrusu merak ettim; bu kız niye özellikle onunla gitmek istedi."
Biraz zaman geçmişti ki Ali geldi "Aman dondum dışarısı çok soğuk" diye söyleniyordu. Ayşe hemen atıldı "Bu kız niye seni istedi de bizimle gitmedi?"
"Bir bilebilsem..."
"Hiç birşey demedi mi?"
" Zeyneb i merak etmiş; kim bu kız diye."
"Ya sen ne dedin?"
"O bize Rabbimin gönderdiği Hızır dedim."
"Eeee... sonra?"
"İyice aptallaştı;o ne demek? Diye sordu .Ben de " Hiç; sen yorumla" dedim.
"Çok saf kız; kapısını bile açamadı .Açar mısın Ali Bey" diye Sema nın taklidini yaptı.
Kızlar bastı kahkahayı.
"Kamil Baba bu kızı benden uzak tut. Yoksa karışmam; istifamı basar giderim."
"Oğlum ben ne yapayım? Aynı yerde çalışacaksınız.; Sen kendini koru koruyabilirsen."
İşin içinde kıskançlık olduğunu Zeynep anlamıştı.
"Ali nin benimle ilgilenmesi onu böyle bir oyun yapmaya itti.Ali sende birazcık kıza karşılık verseydin . Bak bu gece gözünü senden ayırmadı."
"Farkındayım; yüzümde örümcekler dolaştı sanki ."
"Aa Zeynep ne kadar dikkatlisin. Vallahi seni kıskanacak."
"Yok kızlar; ben buna fırsat vermem. Zaten misafirim; yakında giderim."
"Ne zaman?" diye Emine Hanım ona baktı." Gitmeyi mi düşünüyorsun?"
"Bilmiyorum... Yalnız şunu bilin ki Yıldız bulunmadan gitmem."
Ev birden suskunluğa büründü.
Kamil Bey "Eee yani kızım bu kadar kısa bir zaman da alıştırdın kendini. Şimdi bize ayrılıktan söz etme ne olur; içim acıyor."
"Bende öyle ... Nasıl giderim bilmiyorum; ama tabiî ki bir gün olacak. Neyse bu konuyu kapatalım. Yarının sahibi var."
"Çocuklar; yatıyorum. Bu gecenin mutluluğu yordu beni. Size iyi geceler."
Kızlar da kalktı "Bizde gidelim artık."
Lalenin müzipliği tuttu.
"Ali Bey bizi de bırakır mısın?" deyince
O da yarı şaka yarı ciddi "Başlarım size haaa" diye gülüyordu.
Zeynep te bir şarkı tutturdu "Yeşil gözlerini sevdiğim dilber."
Ali anlamıştı "Ben size gösterim. Alacağınız olsun." diyerek odaya döndü.
"Emine Anne yine buralıyım; bu gece de evim soğuk."
"Olsun oğlum; hiç önemİ yok; gel yat.(Hemen yastığını,yorganını getirdi.)
Zeynep içeri girince "Ohh... hazır yatak, hazır yemek bu ne iş?" dedi Ali ye gülen gözlerle.
"Valla çok çok iyi iş.İnan hiç alınmayacağım; ne dersen de."
"Bana ne canım" Zeynep çarşafını düzeltip yatağını yapmasına yardım etti,
Emine annede "Ben de yatıyorum çocuklar iyi geceler size."dedi.
"Sana da anne" dediler.
Ali sönmesin diye sobaya odun attı. Hava çok soğuktu.
Zeyneb e "Sende yatacak mısın?"diye sordu.
"Uykum yok; biraz okumak istiyorum. Buraya geldim geleli hiç kitap açmadım.Sahi sen ne zaman ders çalışacaksın?"
"Yarın odamı düzenleyeyim başlayacağım."
"Sen hangi kitapları okuyorsun?"
"Söylemem sır."
"Aman sende; kendini iyice naza çektin söyleme" dedi Ali.
Zeynep gülümseyerek ona
" En çok hangi branşı istiyorsun? diye sordu.
" Bilmem...???"
"Nasıl bilmezsin? İnsanın içinde bir istek olmalı. Tıpta sevdiğin bölüm yok mu?"
"Ben öyle pek yürekli değilim. Kolay bir bölüm olur herhalde ."
"Mesleğinde gelişmek için yeterli mi ?"
" Sen olsan neyi düşünürsün?"
Zeynep onun düşüncesini anlamıştı. Bilerek açık verdi. "Genel cerrah."
"Sahi mi; onu mu seçerdin*"
"Evet."
"Amaaan; kesip biçeceksin öyle mi?"
"Evet yürekliyim; fakat olmaz."
"Niye?"
"Eee tıpta okumuyorum da ondan. Okusaydım genel cerrah olurdum.Okul dedin de aklıma geldi.Yarın gitmek istiyorum benimle gelir misin?"
" Okulda ne işin var?"
"Bilmem...? Buranın okulunu ve çocuklarını merak ettim.Hem sonra Doktor yarın genel bir tarama yapalım dedi."
" Ne için?"
"O küçük kızın hastalığI nereden kaynaklandı? Başka çocuklarda var mı diye araştırmalı. Biliyorsun ki bulaşıcı."
"Peki bunlar seni neden bu kadar ilgilendiriyor?" Diye baktı Ali.
Zeynep gülümsedi "Eeee ben araştırmacıyım ya her şeyi incelerim böyle."
"Tabi ...tabiii .... bakalım neler bulacaksın."
"Sen hiç merak etmiyor musun? Ya köyde bu hastalığa çok kişi yakalanırsa."
"Yok etmiyorum hasta varsa sağlık ocağına gelir; muayene olur. Ne diye peşlerinden koşayım ki?"
"Saçmalama lütfen.Peki sen necisin burada?"
"Hiççç... adım Ali ve doktorum."
"Görüyorum ki bir haftadır doktor olarak hiçbir işe yaramadın. Tabi çığ düşmesi başka...Merak ettim doğrusu oradaki sen miydin; yoksa ikiz eşin mi?"
Ali güldü "Gölgem olsun."
Zeynep kalktı "Seninle konuşulmayacak galiba; ben yatıyorum iyi geceler." diyerek odasına gitti.
Ali arkasından gülümsedi.
"Aptal aşık; kimliğini sakla bakalım elbette öğreneceğiz. Gezginciymiş...hıhh... sen onu benim külahıma anlat" diye yatağına yatıp; dualar ederek uykuya daldı.
Zeynep odasına girince üstünü değiştirip yatağına oturdu. Kitaplarını karıştırıp doğum bölümünü açtı. Uzunca bir süre okudu. Uykusu açılmış; başını kaldırdığında saat dörde geliyordu. "O epey geç olmuş" ışığını kapatıp yattı.
Uyandığında saat dokuzu geçiyordu. "İyi uyumuşum" diye kalktı. Biraz başı ağrıyordu. "Çok okudum belki ondandır" dedi.Lavaboya giderek elini yüzünü yıkadı. Odaya girince Emine Hanım ı gene pencereden dalgın gözlerle bakarken gördü.
"Günaydın."
"Günaydın kızım. Kalktın mı?"
"Evet ... Saat geç olmuş; uyumuşum gene."
"Neden; erken mi kalkacaktın?
"Bu gün okula gidip; çocukları görmek istiyorum."
"Niye ki?"
"Bilmem? İçimden öyle geldi."
"İyi...İstediğin gibi öyle yap kızım."
" Hava nasıl acaba?"
"Açık ama soğuk; kar yağmıyor. Bak güneş bile var."
Zeynep kahvaltısını yapıp üstünü değiştirdi.
"Emine Anne bugün yapılacak işimiz var mı?"
"Hayır kızım yemek de yapmayacağız.. Akşam muhtardayız."
"O zaman ben çıkıyorum. Önce sağlık ocağına uğrayayıp; sonra da okula giderim."
Kadıncağız Zeyneb i kapıdan uğurlarken " Kendi gibi gönlüde güzel kızım güle güle"dedi.Sonra " Ahh! Yıldız ım, birtanem ahhh! kim bilir nerelerdedir? derken gözyaşları süzülüverdi yanaklarına gönlüde ağlıyordu usulca .
Zeynep dışarı çıkınca" Off! yine soğuk" dedi. Kalın mantosuna sarılıp hızlı adımlarla sağlık ocağına geldi.Kapıyı çalıp içeri girdi.
" Günaydın."
Herkes "Günaydın" dedi.
Kamil Doktor "Hoş geldin kızım; gel bakalım."
"Yok oturmayacağım. Ben bugün okula gitmek istiyorum.Sahi siz çocukları sağlık taramasından geçirecektiniz ne oldu?"
"Haklısın; bak biz bunu unuttuk."
"Bu kadar önemli bir konuyu nasıl ihmal edersiniz?"
Kamil Bey gülümsedi "Ne kadar da ciddisin."
"Evet...hemde çok ciddiyim."
Ali söze karıştı "Tabi hanımefendi araştırmacı ya... Onun için herşey önemli. Size aletleri verelim bari de gidin bakıverin" deyince...
Zeynep çok kızdı gözleriçakmak çakmak olmuştu. "Özür dilerim buraya gelmekle galiba hata ettim. Hoşça kalın" diyerek kapıya yöneldi.
Ali atik bir şekilde ona yetişip elinden tuttu.
"Dur... dur... hemen kızma; tamam....tamam... gidiyoruz. Bekle." diyerek gönlünü almak istese de Zeynep çok kırılmıştı.
"Benimle alay ettin."
" İnan dalga geçmedim.Seni kızdırmak öyle hoşuma gidiyorki... ne yapayım? Hadi gül biraz; gül lütfen."
"Tamam... alacağın olsun; ama bunu senin yanında bırakmam bil." diye arkasını döndü. Kızlar da kıs kıs gülüyordu.Bir tek Sema manasızca bakıyor; ne gülüyor,ne de söze karışıyordu.
Ali çeketini giyip muayene çantasını aldı.
"Kamil Bey Lale bizimle gelebilir mi?Okula gidiyoruz " diye seslendi.
Sema ayağa kalkarak "Bende geleyim mi?"
" Sen burada kal istersen. Bu gün okula gitmeyen çocuklar muayene olacak Onlarla ilgilenirsin."
Sema biraz bozuk " Peki"diyerek sessizce oturdu.
Zeynep kapıdan çıkarken "Hoşça kalın" diye seslendi. Arkasından da Ali ile Lale .
Dışarısı soğuk ve yerler buz tutmuş yürümek zordu. Bir ara Zeynep kayarak az daha kapaklanıyordu.Ali yetişti.
" Dikkatli ol !Bak düşecektin."
"Ben bu çizmelerle zor yürüyeceğim. Yol nasıl acaba? Araba gider mi?
" Evet."
" Tamam o zaman araba ile gidiyoruz."
Zar zor arabanın yanına ulaştılar.Soğuktan motoru çalışmadı. Bir iki uğraşınca hareket etti. . Zeynep büyük bir keyifle " Aferin sana işte böyle" dedi. Lale ve Ali de binince ağır ağır yola koyuldular.Buzlar tekerleklerin altında kırılıyor; çatırdıyordu. Hafif bir yokuştu gittikleri yer.
Zeynep şaşkın "Çocuklar hergün buraya mı geliyor? Çok uzak "diye söylendi.
" Öyle ama çare yok."
"Yazık değil mi onlara? Günah bu çile çektirilir mi?"
"Peki ne yapaliriz ki?"
"O zaman daha aşağıya yapsınlar okulu."
" Biz mi ?"
"Şimdi buradan iniyoruz" diyerek Ali yolu tarif etmeye başladı."Bundan sonrasını da yürüyeceğiz."
Yolların zorluğu yanında manzara ise bir başkaydı.Dağlar,ağaçlar öyle güzeldi ki...
Dere kenarında donmuş dallar avizeler gibiydi. Etrafı iyice incelerken bol bol resimler çekti. Unutulmaz izler bıraksın diye.
Yokuşu çıkarken Ali Zeyneb in elinden tutarak yardım etti.Lale daha rahat yürüyordu.Buralara ne de olsa alışıktı.
Öğretmenler gelenleri görünce neşeyle karşıladılar.Çocuklar teneffüsteydiler.
Ali onlara Zeyneb i tanıştırdı. Buraya geliş nedenlerini anlattılar.Sınıfa girerek bütün öğrencileri muayeneye başladılar.
Zeynep" Önce ben kontrol edeyim ; sonra da sen" demişti.
O da "Peki" demekle yetindi.
Çocukları muayene eden Zeynep memnundu. Çok şükür sağlıklıydilar.Ancak bir iki tanesi rahatsızdı.Ali ilaç yazdı.Bir tanesinin üzerinde ise tartıştılar.
Zeynep" Bu çocuk biraz hasta" dedi ise de Ali inatla "Değil" diyordu.
"Bir kez daha iyice muayene et" dedi . Zeynep haklı çıkmıştı.
"Ben yanılmam arkadaş; sen bana güven."
Lale "Hem doktor değilim diyorsun; hem de ısrar ediyorsun ve de doğru çıkıyor.
Sen kimsin kuzum?"
Ali "Çöz bulmacayı bakalım; sağdan sola, yukarıdan aşağıya. Ne anlatıyor sana?"
"Valla o ne kadar hayır dese de ben bunun doktor olduğuna eminim."
Ali Zeynep e baktı "Öyle misin ?"
"Okumuyorum ki ..."diye yanıtladı.
"Tamam ...tamam ...söyleme elbet bir gün öğreneceğim."
Sıcak çaylar gelmişti. Hem içip hem de sohbet ettiler Daha sonra oradan ayrıldılar.
Yollar buz, yollar bozuktu.Zar zor sağlık ocağına geldiler.İçerde bir sürü hasta vardı.
Doktordan korkan çocuklar durmadan ağlaşıyorlardı.
Kamil Doktor "Geldiniz mi? dedi.
"Evet geldik. Yardıma ihtiyaç var sanırım."
"Hem de nasıl" dedi.
Ayşe "Biz yetişemedik."
Ali hemen bir masaya geçip yaşlı bir hasta aldı. "Anlat bakalım ne şikayetin var?"dedi.
Adamcık zor çıkan bir sesle çok ıstırabı olduğunu söylemeye çalıştı. İyice muayene ederken"Neresi ağrıyor?"diye sordu.
Zeynep dikkatle takip ediyordu.Adamın çok hasta olduğu halinden anlaşılıyordu..
Ali muayenesini bitirince; o "Bir de ben bakayım "dedi.
" Tamam."
Zeynep adamı kontrol ederken "Ne zamandan beri bu şikayetiniz sürüyor?" diye sordu.Aldığı cevaplar endişelendirmişti.
Ali yanına geldiğinde Zeyneb in işi bitmişti.
"Kalkabilirsin; bakalım doktorun ne ilaç verecek?" diyerek pencere yanına gdip dışarsını izlemeye başladı.Canı sıkılmıştı.
"Adamcağız çok hasta ve son günlerini yaşıyor" diye düşündü.
Zeyneb in muayene edişi Kamil Doktorun da ilgini çekmişti. "Ne ilaç verelim? diye şaka yapmak istedi.
Ama o sessiz kaldı. Hastanın yakını yanlarına gelince...
"Evet Ali ne verelim?" diye baktı.
O da durgundu "Şimdilik ağrı kesici verelim. Hastaneye gitmesi lazım ama; şu an yollar kapalı."
Hasta sahibi "Çok mu hasta?" dedi .
"Evet; yatması gerekiyor ;bizim fazla yapacağımız bir şey yok."
Hastalar gidip işleri bitince; Zeynep; Kamil Doktorun masasına oturdu.Elinde kalem kağıda birşeyler karalıyor ve hiç konuşmuyordu..
Kamil Bey "Hayırdır neyin var senin? Birdenbire sustun."
Zeynep Ali ye dönerek"Hastanın nesi var?"
"Pek bir şey deyemeyeceğim; tahlilleri yapılınca anlarız. Yalnız pankreasından şüphelendim.
Zeynep başını sallayarak " O hasta hasteneye yetişemez."
"Ne diyorsun sen kızım?"Onun yazdığı notu alıp okudu. Aklı gitti" Bu doğru mu?"Sonra Ali ye uzattı.Bu kez o da şaşırdı.
"Sence adam kanser mi?"
"Evet hem de son safhası."
Sema da lafa karıştı " Sen nereden biliyorsun? tahlil bile yapmadık. Bunu nasıl anlarsın?"
Ayşe ve Lale de afallamıştı.Öylece Zeyneb e bakıyorlardı.
Zeynep Sema ya bakarak "Bekleyin görün"
"Kamil Baba kuvvetli bir ağrı kesici ver ki; çok acı çekmesin" dedi ve dışarı çıktı.
Hepsi şaşkındı...
Ali "Adam çok hasta bu belli ama; kanser olacağı hiç aklıma gelmemişti."
Toparlanıp hepsi dışarı çıkarken "Bu konu daha sonra konuşulacak.
"Muhtara gideceğiz. Haydi hazırlanın" diyerek yürüdü Kamil Bey.
YORUMLAR
AYSE 09
sizi sayfamda görmek güzeldi
öykü devam edecek
uğrarsanız çok mutlu olurum saygılarımla
AYSE 09
acıda olsa yayıldı bu hastalık ne yazıkki
saygılarımla hayırlı kandiller olsun
her sayfanda anılarımı tazeliyorum doğum yapacak kadınlara karda bata çıka hatta sedye ile taşıdığımız günler geliyor gözümün önüne hele birde hasta sahiplerin yakın dediiği doğumların çok uzak mezrada olduğunu dere tepe giderek saatlerce yürüdükten sonra ucu ucuna yetiştiğimiz doğumlar hey gidi günler dedirtin arkadaşım...
bir hususta sanki biraz daha karın yağışınını doğanın halini duygu katarak tasvir etsen dahamı farklı olur düşüncem sadece yorumcu değilim afına sığınıyorum arkadaşım sevgilerimle..
AYSE 09
doğruları söylemek hakkın
benim sadece düşüncelerim bunlar yaşamadım böyle olaylar evet diz boyu karı gördüm ama
iki ay gibi kısa bir zamandı
günlerin anısına yazıldı bu roman
hayal ürünü
tabiki
sevgimlesin her dai,m
AYSE 09
nasıldın
sevgimlesin
Gülayşe DELEN
AYSE 09
bende gelinimle gittim onunyanında kaldım iki ay artvine bağlı yusufilinin bir dağ köyüydü altı parmak diye bir yer yaşamanın zorluğunu yokluğunu orada gördüm dağda serpirilmiş evler birbirine uzak
ege gibi bir yerden gidipte yaşamanın zorluğunu gördüm sanırım sen güney doğuda görev yaptın oralar bir başka farklı diye düşlüyorum
karadeniz insanı ve güney doğunun insanı farklı gibi geliyor bana
onun için çok detaya girmeden geçiyorum karda yaşamanın zorluğunu anlatmakta her detayı anlatmak çok zor her türlü
sevgilerimlesin canım
Gülayşe DELEN
Bir yan mutluluk içerisinde tebessüm ettirirken.Bir yanımız ağlıyor be annem..
Hissettiren yüreğine sağlık olsun
Sevgiyle öpüyorum seni..
AYSE 09
gülerken ağlamak
sevgimlesin her daim
Canım ablam senin yazılarını okumak bana huzur veriyor. Yine güzeldi ve okumaktan keyşf aldım. Sevgilerimle ablacığım.
AYSE 09
sağ olasın
bende sizlerin güzel yorumlarınızla mutlu oluyorum
sevgimlesin bitanem