İstanbul’un Genç Kalması Hiç Terk Edilmediğinden
O değil de;
Bu cümleye takıldım,
‘Umarım her sevilen İstanbul gibi genç kalır... ama bence İstanbul’un genç kalması, hiç terk edilmediğinden.’
Cümlenin mimarı, aşk şiirlerinin vazgeçilmezi olan Romeo
Nam-ı diğer Sayın Yazarım, ‘LESKÜY NARUT’
O değil de;
Terk edilince yaşlanma sözkonusu mudur gerçekten!
Aşkın arabesklikten başka bihal olmadığını düşünecek olursak, terk edilenin yaşlanması kaçınılmaz olur.
Ters mantık kurduğumuzda ise, terk edilmeyenlerin gençleştiğini söyleyebilir miyiz?
O değil de;
Bu zorlu soru yerine paramızın dört bölü biriyle kuruyemiş alsaydık daha kolay olurdu…
O değil de;
İstanbul işte… söyletiyor…
O değil de;
:) İyi bayramlar.
YORUMLAR
hafta sonu bir arkadaşımın babası vefat etti . Bozüyük'te defnedildi.
Biz de arkadaşlarla gittik.
Giderken bazı ilçelerden geçtik.
İnsanlar sakin.
Seçim şarlatanlığı bile onların sakin yürüyüşünü ve huzurunu bozamıyor.
Amca emekli " ben bura geliyom,arabaları yıkıyolar ya ,ağşama gadar seyrediyom vakit geçiyo be oğlul" diyor.
Herkeste bir sükunet.
Bir rehavet.
Varlıkla alakası yok.
Bir bardak çay akşama kadar yarenliğe katkı oluyor.
İstanbulun afedersiniz köpekleri bile caddelerde koşarak gidiyor.
İşe yetişir gibi.
Sorun bizde.
Biraz sınırlı sorunluyuz galiba.
İyi bayramlar değerli yazar.
Esma KAHRAMAN
Yani insan biraz yaşadığını hissetmeli. Ne o öle rehavet sakinlik...
:) Şiirdeki gibi,
'beni bu yaşamak değil bu telaş öldürecek'
:) Sevgiler Sayın yazarım.
Esma KAHRAMAN
erolabi
yaşlı ve hastaydı arkadaşımın babası am yine de tamamen yitip gitmek bu dünyadan..üzüyor insanı.
Esma KAHRAMAN
:) Sevgiler Sayın Yazarım.
Esma KAHRAMAN
:) Sevgiler Sayın Yazarım.
güzel ve düşündürücü bir yazı
o değilde ben neden yaşlandığımı çözdüm galiba:)
Esma KAHRAMAN
:) Sevgiler.