Paşazade...3
]
Halil Kaya, yanındaki iki gencin mızmızlanmaları korku içinde artarak sürerken onları dinlemiyordu bile.
Gammaz, çekiştirilen kulağının acısıyla, ”müdür baba, kuran çarpsın ki, sizden gizlenmek için girdik oraya!” diye mızmızlanmaktaydı.
Paşazade koridorda gidip gelenlere gösteriş yapar gibi kasıla kasıla, iki ahbap gibi kol kola yürümekte olduğu müdürüne, gene çevrede giden gelenlerin öyle sanmaları için, memleket meselelerinden anlatıyormuş edalarıyla ciddi ciddi, bir şeyler anlatıyordu. “Sigara alışkanlığım münasebetiyle zatiallerinizin bu harikulade yurtta tesis ettikleri yüksek disipline riayet etmemek gibi bir terbiyesizlik yapmış olmama binaen, yüksek makamınıza götürerek, beni, affedersiniz, sözüm meclisten dışarı, eşşek sudan gelinceye kadar dövmenizi canı gönülden arz ederim, efendim. Revire, bu nedenle değil de, yediğim dayaktan sonra ayıltılmak için götürülmeye, daha sonra da, zayıf derslerimi kurtarmam için bir kere daha dövmenize, hatta birkaç kere daha...”
Halil Kaya, onun bu aptalca konuşmasından sıkılarak, “kes sesini, kes!” diye çıkışarak susturdu.
Gammaz, sesi iyice ağlamaklı çıkarak, “vallahi, billahi, biz homoseksüel değiliz müdür baba...” diye söylenmekteydi.
Revirde beyaz pantolon ve beyaz önlük giyinmiş, elli yaşlarındaki doktor bir şeylerle meşgul iken kapı çalındı. Dr. “gel!” dedikten sonra başını kaldırıp gelecek olana bakmaya başladı. Açılan kapıdan Halil Kaya ve iki çocuk girdiler. Doktor şaşırarak bakarken, ”hayırdır, müdür bey?” diye sordu.
Halil Kaya, getirdiklerine belli etmeden, doktora bir göz kırptı, “bunları, aynı helâ içinde yakaladım, doktor bey. İkisini de bir muayene edin de, hangisi homo ise anlayalım... Sonra ikisini de, disipline verip yurttan attıracağım...” dedi.
Gammaz başladı ağlamaya; “efendim, ne olur yapmayın, etmeyin, bunu bize! “
Paşazade, Gammaz’ın ağlayışını aşağılayarak seyrettikten sonra, dirençli görünmeye gayret ederek, “biz öyle bişey yapmadık, müdür baba!” dedi. Bu dik başlı tavırla, çocuk muamelesi görmek yerine adam yerine konulmak ister gibiydi. “Takdir edersiniz ki, öyle bir şey yapmış olsak; öyle bir şey yapacak durumumuzu oluşturacak şartların bu güzide yurtta oluşması gerekir. Zatıalinizin yönetiminde bulunan bu yurtta öyle şartların oluşması; ki, Allah korusun, ne büyük bir skandal olurdu, değil mi efendim? Efendimiz? Yani, müdür baba… Gastelerde okuyoruz işte, yurtlarda neler oluyor neler. Öyle şeyler bu güzide yurdumuzda da olsa ve de gastelerde çıksa… Allah korusun…” Kulağını çekiştirip kapının tahtasını tıklatırken Dr. ve Halil Kaya bıyık altından gülerek bakıştılar.
Halil Kaya, onu azarlayarak, “kes palavraları, kes! Haydi, geçin şu pervazın arkasına da, pantolonlarınızı çıkartın! Doktor bey kontrol edecek! Ondan sonra o gazetelerin manşetinde ben yayınlatacağım sizi, bunlar homoseksüel, diye,” diye söylendi.
Dr. pervazın perdelerini çekip içeri gösterdi, “haydi, geçin kabine de soyunun! Geçin! Geçin!”
Paşazade, ciddi görünme çabasını, bu aşağılanma ile yitirmeye ve sinirleri bozulmaya başlayınca tikleri de ortaya çıkmaya başlamıştı.
Kibar, koridorun köşesinden, revirde olan biteni merak ederek, o tarafı gözetlerken, yanına Dalavere geldi, ani, sert bir seslenişle, “n’apıyosun lan burda?” diye sordu.
Kibar, dalgın, gözcülüğe yoğunlaştığından bu ani baskından komik hareketler yaparak irkildi. Bozularak, “yavaş be oğlum! Ödümü koparttın! Müdür baba, Paşazade’yle Gammaz’ı homoseksüel mi, değil mi, diye kontrol ettirmek için doktora getirdi, ona bakıyordum.” diye tersledi.
Dalavere, “ulan dandik, buradan mı bakıyorsun? Bişey mi göreceni sanıyorsun buradan? Ne homoseksüelliğiymiş o öyle? Ne oldu ki?”
Kibar, “sigara baskınında aynı helâ içinde yakalayınca, birbirlerini düzerken yakaladığını sandı,” dedi. Bunu söylerken sinirleri boşalarak gülmeye başladı.
Dalavere de gülmeye başladı. “İkisi de, aynı helâya mı girmişti onların? Kaçırmışım orasını… Ulan gizlenecek tek helâyı mı bulmuşlar enayiler!”
Kibar, gülmenin dozunu ayarlamak için kendini tutarak ciddileşti. ”Gülünecek şeymiş gibi, gülüp durmasak ya.”
Dalavere, gülmekten vazgeçmeden, “ben kapıya gidiyorum. İçeriyi dinleyeceğim,” deyip revirin kapısına doğru gitti. Revirin kapısına vardığında önce kapıyı şöyle bir kontrol edip, yanaştı kapıya, soğukkanlılıkla içeriye kulak verdi. İçerden, “yurttan defedin, giderim. Ama açmam kıçımı,” diye diklenen Paşazade’nin sesi geliyordu. Sonra, Gammaz’ın ağlayarak, “kurbanın oliim, efendim... Bir daha da ağzıma komam, Allah şahidim olsun o mereti,” diye yalvardığını duydu. Halil Kaya’nın sesi, “neyi?” diye sorunca, Gammaz’ın sesi, “sigarayı...” diye yalvarmasını sürdürdü. Halil Kaya’nın, Paşazade’ye de,” ya sen?” diye sorduğunu, Paşazade’nin de, “ben de...” diye cevap verdiğini duyunca, Dalavere olan biteni anlayarak kapı önünden ayrılıp, sırıtarak Kibar’ın yanına döndü. “Abartılacak bişey yokmuş... Müdür baba, sigarayı bıraktırmak için ayak yapıyor onlara! Kerizler, bu ayakları yedikleri için sigarayı bırakacaklarına dair söz veriyorlar... Ha ha ha! Allah’ın kerizleri...”
Doktor yerine oturdu ve araya girerek, “bir daha, sigara içmeyeceklerine söz veriyorlar mademki, affedelim, bari...” dedi.
Halil Kaya, Paşazade ile Gammaz’a sokulup kollarından silkeleyerek, “doktor beyin hatırı için bu defalık salarım sizi ama ikiniz de şeref ve namus sözü vereceksiniz, bir daha hiç sigara içmeyeceğinize?” dedi.
Gammaz, sevinçle, “şeref ve namus sözü veririm ki, bir daha hiç sigara içmeyeceğim!” dedi.
Paşazade, “ben de...” diyerek arkadaşını destekledi.
Halil Kaya, “ben de, yok... Açık seçik söyle!” diyerek itiraz etti.
Paşazade tikli hareketlerle kelimeleri karıştırarak istenileni söyledi. “İçmeyeceğim efendim. Namusum ve şerefim üstüne yemin ederim ki, bi daha ağzıma bile değdirmeyeceğim. Zaten değdirdiğim bi şey değildi ya, işte, arada sırada şeytana uyup, nasıl bi şeymiş bu diyerek değdirir olmuştum. Şükürler olsun, bu vesileyle artık onu da yapmayacağım…”
Halil Kaya, istediği şeyi elde ettiğini düşünerek doktora döndü. “Tamam mı? Verdikleri söze güvenelim mi, ne dersiniz doktor bey?”
Doktor, Paşazade’nin yemininde kelime oyunundan şüphelendi. Paşazade’yi göstererek, “Bu, bir daha kapiçino içmeyeceğine yemin etti,” diyerek güldü.
Paşazade hemen atıldı, “yok efendim, kapiçino değil, sigara içmeyeceğim.”
Doktor başını salladı. “Öyle olsun. Güvenelim hocam, madem söz veriyorlar.”
“Bunları bu defalık sizin hatırınız için affediyorum, doktor bey...”
Paşazade ve Gammaz, bir anda rahatladılar...
Paşazade ve Gammaz, koridora çıkıp yürümeye başladıklarında Kibar ve Dalavere koşturarak arkalarından yetiştiler.
Dalavere, “Şişt, geyler! Beklesenize oğlum!” diye seslendi. Paşazade’ye, “len oğlum, ikiniz birden aynı helâya niye girdiniz? Harbiden söyleyin, hanginiz aktif, hanginiz pasifmişsiniz? “ diye sataşmaya başladı.
Gammaz, “Paşazade aktif, ben pasifmişim,” dedi.
Paşazade, pasifin, aktifin ne demek olduğunu bilmese de Gammaz pasifliği sahiplendiğinden, her halde ötekinden daha iyi bir şeydir diyerek, hemen itiraz etti. “Yok ula, pasif olan benmişim, bu aktifmiş…”
“Ben, senin adın çıkmasın diye pasif benim demiştim, madem itiraf ediyorsun, öyle olsun; pasif senmişsin, evet…”
Onun böyle tuzağa düşürülmesine gülüştüler.
Paşazede bu, işin içindeki hinliği anlayamayacak mı? Hemen o da kıvırdı. “Yok la, pasif buymuş, ben aktifmişim; du bakiim napcak diye masuscuktan pasifim dedim…”
Onu sinirlendirmek istemeyerek, “şaka takılıyoruz be oğlum!” diyerek aşağıdan aldılar.
Dalavere, “Hadi gözünüz aydın! Artık sigara içmekten de kurtuluyorsunuz? Müdür babaya şeref sözü verdiniz...” dedi.
Gammaz şaşırarak, “sen nereden biliyorsun ulan?” diye sordu.
Kibar, “nereden olacak, siz içerdeyken revirin kapısını dinledi,” diyerek gülümsedi.
Gammaz, “o anda, ah, müdür baba kapıyı açıp yakalayıvereydi seni de...” diyerek hayıflandı.
Dalavere, yapacaklarını hareketleriyle de taklit ederek, “hemen mide ağrısı ayaklarında içeri dalar, sizin içerde olduğunuzdan haberim yoktu, midem çok ağrıdığı için doktor beye muayene olmaya geldim efendim, diyerek yırtardım...” dedi.
Gammaz, hayretle, “her duruma göre bir Dalaveren var yani,” diye söylendi.
Bölüm senaryosu:
5.sahne- koridor… iç-gün...
Paşazade Sadi, Gammaz Necmi, Halil Kaya, Yurt Çocukları…
HALİL KAYA:
Yanındaki iki gencin
mızmızlanmaları korku içinde
artarak sürerken onları
umursamamaktadır.
GAMMAZ NECMİ:
çekiştirilen kulağının acısıyla kıvranırken mızmızlanmaktadır.
- müdür baba, kuran çarpsın ki, sizden gizlenmek için girdik oraya!
PAŞAZADE:
koridorda gidip gelenlere
gösteriş yapar gibi kasıla kasıla,
iki ahbap gibi kol kola yürümekte
olduğu müdürüne, gene çevrede
giden gelenlerin öyle sanmaları
için, memleket meselelerinden
anlatıyormuş edalarıyla ciddi
ciddi, bir şeyler anlatmaktadır
- Sigara alışkanlığım münasebetiyle zatıalilerinizin bu harikulade yurtta tesis ettikleri yüksek disipline riayet etmemek gibi bir terbiyesizlik yapmış olmama binaen, yüksek makamınıza götürerek, beni, affedersiniz, sözüm meclisten dışarı, eşşek sudan gelinceye kadar dövmenizi canı gönülden arz ederim, efendim. Revire, bu nedenle değil de, yediğim dayaktan sonra ayıltılmak için götürülmeye, daha sonra da, zayıf derslerimi kurtarmam için bir kere daha dövmenize, hatta birkaç kere daha...
Halil Kaya:
onun bu aptalca konuşmasından
sıkılarak onu çıkışarak susturur
- kes sesini, kes!
Gammaz:
sesi iyice ağlamaklı çıkarak söylenmektedir
- vallahi, billahi, biz homoseksüel değiliz müdür baba...
…….
6.sahne- revir… iç-gün...
Revir Doktoru, Paşazade Sadi, Gammaz Necmi, Halil Kaya…
Revirde beyaz pantolon ve
beyaz önlük giyinmiş, elli
yaşlarındaki doktor bir şeylerle
meşgul iken kapı çalınır.
Doktor:
- gel!
dedikten sonra başını kaldırıp
gelecek olana bakmaya başlar.
Açılan kapıdan Halil Kaya ve
iki çocuk girer.
Doktor şaşırarak bakarken,
- Hayırdır, müdür bey?
Halil Kaya:
getirdiklerine belli etmeden, doktora
bir göz kırpar
- bunları, aynı helâ içinde yakaladım, doktor bey. İkisini de bir muayene edin de, hangisi homo ise anlayalım... Sonra ikisini de, disipline verip yurttan attıracağım...
Gammaz:
başlar ağlamaya;
- Efendim, ne olur yapmayın, etmeyin, bunu bize!
Paşazade:
Gammaz’ın ağlayışını aşağılayarak
seyrettikten sonra, dirençli görünmeye
gayret ederek,
- biz öyle bişey yapmadık, müdür baba!
Bu dik başlı tavırla, çocuk muamelesi
görmek yerine adam yerine konulmak
ister gibidir.
- Takdir edersiniz ki, öyle bir şey yapmış olsak; öyle bir şey yapacak durumumuzu oluşturacak şartların bu güzide yurtta oluşması gerekir. Zatıalinizin yönetiminde bulunan bu yurtta öyle şartların oluşması; ki, Allah korusun, ne büyük bir skandal olurdu, değil mi efendim? Efendimiz? Yani, müdür baba… Gastelerde okuyoruz işte, yurtlarda neler oluyor neler. Öyle şeyler bu güzide yurdumuzda da olsa ve de gastelerde çıksa… Allah korusun…
Kulağını çekiştirip kapının tahtasını
tıklatırken Dr. ve Halil Kaya bıyık
altından gülerek bakışır.
Halil Kaya:
onu azarlayarak,
- kes palavraları, kes! Haydi, geçin şu pervazın arkasına da, pantolonlarınızı çıkartın! Doktor bey kontrol edecek! Ondan sonra o gazetelerin manşetinde ben yayınlatacağım sizi, bunlar homoseksüel, diye,
Doktor:
pervazın perdelerini çekip içeri gösterir,
- haydi, geçin kabine de soyunun! Geçin! Geçin!
Paşazade:
ciddi görünme çabasını, bu
aşağılanma ile yitirmeye ve
sinirleri bozulmaya başlayınca
tikleri de ortaya çıkmaya başlar.
…
7.sahne- koridor… iç-gün...
Kibar Cemil, Dalavere Dilaver, Yurt Çocukları…
DALAVERE DİLAVER:
Kibar Cemil, koridorun köşesinden,
revirde olan biteni merak ederek,
o tarafı gözetlerken, yanına
Dalavere Dilaver gelir, ani, sert bir
seslenişle,
- n’apıyosun lan burda?
Kibar Cemil:
dalgın, gözcülüğe yoğunlaştığından
bu ani baskından komik hareketler
yaparak irkilir. Bozularak,
- yavaş be oğlum! Ödümü koparttın! Müdür baba, Paşazade’yle Gammaz’ı homoseksüel mi, değil mi, diye kontrol ettirmek için doktora getirdi, ona bakıyordum.
DALAVERE DİLAVER:
- ulan dandik, buradan mı bakıyorsun? Bişey mi göreceni sanıyorsun buradan? Ne homoseksüelliğiymiş o öyle? Ne oldu ki?
Kibar Cemil:
- sigara baskınında aynı helâ içinde yakalayınca, birbirlerini düzerken yakaladığını sandı,
Bunu söylerken sinirleri boşalarak
gülmeye başlar.
DALAVERE DİLAVER:
Dalavere de gülmeye başlar.
- İkisi de, aynı helâya mı girmişti onların? Kaçırmışım orasını… Ulan gizlenecek tek helâyı mı bulmuşlar enayiler!
Kibar Cemil:
gülmenin dozunu ayarlamak için
kendini tutarak ciddileşir.
- Gülünecek şeymiş gibi, gülüp durmasak ya.
- DALAVERE DİLAVER:
gülmekten vazgeçmeden,
- ben kapıya gidiyorum. İçeriyi dinleyeceğim,
deyip revirin kapısına doğru gider.
Revirin kapısına vardığında önce
kapıyı şöyle bir kontrol edip,
yanaşır kapıya, soğukkanlılıkla
içeriye kulak verir.
PAŞAZADE SES:
- yurttan defedin, giderim. Ama açmam kıçımı
Gammaz Necmi ses:
ağlayarak, yalvarmaktadır
- kurbanın oliim, efendim... Bir daha da ağzıma komam, Allah şahidim olsun o mereti,
Halil Kaya ses:
- neyi?
Gammaz Necmi ses:
- sigarayı...
Halil Kaya ses:
(Paşazade’ye)
- ya sen?
Paşazade ses:
- ben de...
Dalavere Dilaver:
olan biteni anlayarak kapı önünden
ayrılıp, sırıtarak Kibar’ın yanına döner
- Abartılacak bişey yokmuş... Müdür baba, sigarayı bıraktırmak için ayak yapıyor onlara! Kerizler, bu ayakları yedikleri için sigarayı bırakacaklarına dair söz veriyorlar... Ha ha ha! Allah’ın kerizleri...
..…
8.sahne- revir… iç-gün...
Revir Doktoru, Paşazade Sadi, Gammaz Necmi, Halil Kaya…
Doktor:
yerine oturur ve araya girerek,
- bir daha, sigara içmeyeceklerine söz veriyorlar mademki, affedelim, bari...
Halil Kaya:
Paşazade ile Gammaz’a sokulup
kollarından silkeleyerek,
- doktor beyin hatırı için bu defalık salarım sizi ama ikiniz de şeref ve namus sözü vereceksiniz, bir daha hiç sigara içmeyeceğinize!
Gammaz Necmi:
sevinçle,
- şeref ve namus sözü veririm ki, bir daha hiç sigara içmeyeceğim!
Paşazade:
- ben de...
Halil Kaya:
İtiraz eder
- ben de, yok... Açık seçik söyle!
Paşazade:
tikli hareketlerle kelimeleri
karıştırarak istenileni söyler.
- İçmeyeceğim efendim. Namusum ve şerefim üstüne yemin ederim ki, bi daha ağzıma bile değdirmeyeceğim. Zaten değdirdiğim bi şey değildi ya, işte, arada sırada şeytana uyup, nasıl bi şeymiş bu diyerek değdirir olmuştum. Şükürler olsun, bu vesileyle artık onu da yapmayacağım…
Halil Kaya:
istediği şeyi elde ettiğini düşünerek
doktora döner.
- Tamam mı? Verdikleri söze güvenelim mi, ne dersiniz doktor bey?
Doktor:
Paşazade’nin yemininde kelime
oyunundan şüphelenir. Paşazade’yi
göstererek güler.
- Bu, bir daha kapiçino içmeyeceğine yemin etti
Paşazade:
hemen atılır
- yok efendim, kapiçino değil, sigara içmeyeceğim.
Doktor:
başını sallar.
- Öyle olsun. Güvenelim hocam, madem söz veriyorlar.
HALİL KAYA:
- Bunları bu defalık sizin hatırınız için affediyorum, doktor bey...
Paşazade ve Gammaz, bir anda rahatlar...
…..
9.sahne- koridor… iç-gün...
Paşazade, Gammaz Necmi, Kibar Cemil, Dalavere Dilaver, Yurt Çocukları…
Paşazade ve Gammaz, koridora çıkıp yürümeye başladıklarında Kibar ve Dalavere koşturarak arkalarından yetişirler.
Dalavere Dilaver:
- Şişt, geyler! Beklesenize oğlum!
diye seslenir
Paşazade’ye sataşmaya başlar
- len oğlum, ikiniz birden aynı helâya niye girdiniz? Harbiden söyleyin, hanginiz aktif, hanginiz pasifmişsiniz?
Gammaz Necmi:
- Paşazade aktif, ben pasifmişim,
Paşazade:
pasifin, aktifin ne demek olduğunu
bilmese de Gammaz pasifliği
sahiplendiğinden, her halde
ötekinden daha iyi bir şeydir diyerek,
hemen itiraz eder.
- Yok ula, pasif olan benmişim, bu aktifmiş…
- Gammaz Necmi:
- Ben, senin adın çıkmasın diye pasif benim demiştim, madem itiraf ediyorsun, öyle olsun; pasif senmişsin, evet…
Onun böyle tuzağa düşürülmesine gülüşürler.
Paşazede:
işin içindeki hinliği anlayamayacak mı?
Hemen o da kıvırır.
- Yok la, pasif buymuş, ben aktifmişim; du bakiim napcak diye masuscuktan pasifim dedim…
Gammaz Necmi:
Onu sinirlendirmek istemeyerek, aşağıdan aldır
- şaka takılıyoruz be oğlum!
Dalavere Dilaver:
- Hadi gözünüz aydın! Artık sigara içmekten de kurtuluyorsunuz? Müdür babaya şeref sözü verdiniz...
Gammaz Necmi:
şaşırarak,
- sen nereden biliyorsun ulan?
Kibar Cemil:
- nereden olacak, siz içerdeyken revirin kapısını dinledi,
diyerek güler.
Gammaz Necmi:
- o anda, ah, müdür baba kapıyı açıp yakalayıvereydi seni de...
Dalavere Dilaver:
yapacaklarını hareketleriyle de taklit ederek,
- hemen mide ağrısı ayaklarında içeri dalar, sizin içerde olduğunuzdan haberim yoktu, midem çok ağrıdığı için doktor beye muayene olmaya geldim efendim, diyerek yırtardım....
Gammaz Necmi:
hayretle,
- her duruma göre bir Dalaveren var yani…
Paşazade...3 Yazısına Yorum Yap
"Paşazade...3" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.