- 1069 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Mülk Allah'ındır
Din ahlakından uzak yaşayan kimselerin yaşamları mal mülk edinme hırsı üzerine kuruludur. Bu kişiler yaşamları boyunca daha fazla mal sahibi olabilmek için çaba gösterir, bu dünyevi tutkuyu en büyük hedef haline getirirler. İnsanların dünya hayatında birbirlerine kırgınlıklarının önemli nedenlerinden biri, genellikle mal mülk kavgasıdır.
Bu kişilerin yaşamlarındaki "çoğalma tutkusu" tam anlamıyla bir aldanıştır. Çünkü tüm mülkün asıl sahibi Yüce Allah’tır. İnsanlar, ellerindeki şeylerin gerçek sahibi olduklarını zannederek kendilerini aldatırlar. Oysa bu şeyleri ne yaratmaya ne de yaşatmaya güç yetiremezler. Dahası yok olmalarına da engel olamazlar. İnsanlar hiçbir şeye sahip olamazlar; çünkü Kur’an’da ‘insanların sahibi’ (Nas Suresi, 2) ifadesiyle bildirildiği gibi tüm varlıklar gibi insanlar da Yüce Allah’ın kontrolündedirler:
"Göklerde, yerde, bu ikisinin arasında ve nemli toprağın altında olanların tümü O’nundur".(Taha Suresi, 6)
Yüce Allah, malları dünya hayatında emanet olarak verir. Bu emanet, belli bir süre için insana verilir ve ahirette onu nasıl kullandığı konusunda sorgulanır. Eğer uyarıda bulunanlara, "... Mallarımız konusunda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi senin namazın mı emrediyor?..."( Hud Suresi, 87) diye cevap vermiş ve mülkü kendisinin görerek sahiplenip cimrilik etmişse, kişi büyük bir azapla karşılaşacaktır.
" Allah’ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır.Allah yaptıklarınızdan haberi olandır." (Al-i İmran Suresi, 180)
İnsan, malı sahiplenip onu elinde tutmaya çalışmak yerine, gerçek sahibinin Allah olduğunun bilinciyle, malı O’nun emrettiği şekilde kullanmakla sorumludur. Emanet verilen mallardan, kendi ihtiyaçları için gerekli olan kısmını kullanarak, ‘ihtiyaçtan arta kalanı’ (Bakara Suresi, 219) Allah yolunda harcamalı, infak etmelidir. Malları infak etme yerine biriktirmeye kalkarak sahiplenmenin ahiretteki cezası ağır olacaktır.
"... Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara acı bir azabı müjdele. Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve:) "İşte bu, kendiniz için yığıp-sakladıklarınızdır; yığıp-sakladıklarınızı tadın" (denilecek)." (Tevbe Suresi, 34-35)
Mallarının dünya hayatında emanet olarak verildiğinin farkında olan insanlar kendilerine sunulan her nimete, her emanete şükrederek derecelerini artırırlar. Bu bilinçte olmayan ve mallarını adeta sırtlarında taşıyan kişilerin aksine, emanetleri inananların binekleridir ve onlar karanlıktan aydınlığa doğru yol alırlar…
"Göklerin ve yerin mülkünün Allah’a ait olduğunu bilmiyor musun? O, kimi dilerse azaplandırır, kimi dilerse bağışlar. Allah, herşeye güç yetirendir." (Maide Suresi, 40)
Fuat Türker, Haber Hilal