- 1032 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
VEKİLLE DE OLSA ANSIZIN'A YENİLDİM
“Şairler özel insanlar”, daha önceleri sorsalar asla söylemeyeceğim kısacık bir cümle. Şiiri tanımayan, sevmeyen, şiirle iç içe olmayan kimselerin anlayamayacağı bu duyguyu yaşamaktan gurur duyuyorum. Çevrem tarafından anlaşılmamanın verdiği hüznü bile bir anda yok edecek kadar güçlü bir duygu var içimde. Bu mutluluk veren anları yaşayabildiğim çok az zamanlardan birisini yaşadım bu hafta içinde iki gün.
Niğde’ye geleli henüz bir gün olmuştu, çalan telefonun arkasındaki güzel ses bana buluşma teklifinde bulunmuştu. Salı gününe sözleştik, evde küçük torunum olduğu için onu bırakıp gidemeyecektim, onun yanıma gelmesini istedim. Akıllı kadın bir tarifle bulmuş evi geldi. Aslında hastaydım o gün, oturup kalkmakta bile güçlük çekiyordum, çok iyi bir ev sahibi olamasam da elimden geldiğince ağırlamaya çalıştım.
Ziyaretime gelen bir komşum olsaydı, akrabalarımdan birisi olsaydı ne yapabilirdik ki, televizyon programlarından konuşur, belki yakın olduğu için seçimlerden bahsedebilirdik, dedikodu yapardık. Bu tür konuşmalar beni çok rahatsız ediyor, ama öğlenden akşama kadar ne o kendisini anlattı ne ben. Ne dedikodu yaptık, ne siyasete bulaştık. Sadece şiir konuştuk, edebiyat konuştuk, şiir okuduk, şiir dinledik. Ben hiç sıkılmadım sanırım o da memnun kaldı.
Misafirim Mehtap Altan’dı. Daha önce İzmir’de bir toplantıda karşılaşmıştık. İzmirden önce de defalarca Niğde’de oturduğunu söylemiş olmasına rağmen ben unutuyordum. Artık unutmam, Mehtap Niğde’deymiş. O gün çıkarken beni de kendisinin misafir etmek istediğini söyledi. Bazı düşünceleri varmış.
Sevgili site sahibimiz Ansızın Yozgat’ta bana tavlada yenildiğinden beri uykuları kaçıyormuş, benim yerime Afet kırat’ı tavlada yeneceksin ve bana şiir yazdıracaksın diye bir görev vermiş. Aksilik ya Mehtap hiç tavla bilmiyor, “Seni askeri gazinoya götüreceğim ve bir askerle tavla oynatacağım, sen yenilip Ansızın’a şiir yazacaksın” dedi. Perşembe günü buluştuk, eşiyle tanıştırdı beni, Hanedan diye bir yerde yemek yedikten sonra gazinoya gittik. Bir asker buldu karşıma getirdi. Ama Afet hiç çocuğu yaşında bir erkeğe yenilir mi, asla yenilmem dedim. Zaten asker de ben çok bilmem diye oynamak istemedi. Tek çaremiz kalmıştı, Mehtap’a öğretip onunla oynayacaktım. Aldım tavlayı ve Mehtap’ı önüme, vurmayı , kapı almayı öğrensin diye açtım taşları sürekli, o zarı attı ben nereden oynayacağını tarif ettim, sonunda ne oldu biliyor musunuz, o yendi beni, tek el sonunda da “Yendim seni Ansızın’ın yerine, ona bir şiir borçlusun” dedi ve tavla kutusunu koltuğumun altına sıkıştırdı. Madem o vekil seçmişti tavlada yenmek için, “O zaman ben de seni vekil seçiyorum şiiri sen yaz” dedim ama kabul ettiremedim. Ansızın hiç kusura bakmasın bu sıralar şiirden çok uzaklaştım ve hiç yazasım yok. Elbet bir gün onu da yazarım, borcuma sadığımdır.
O günü de akşam etmiştik güzel sohbetlerle, defterde buluşmak üzere ayrıldık çisil çisil yağan yağmurun altında.
Kendisi yenemedi görev verdi vekile
Kardeşimin hatrına yenildim bile bile.
Allah’tan karşımdaki kısmet cebinde zendi
Erkeğe yenilmedim bir cins-i lâtif yendi.
Koltuğunuzun altına yakışmış tavla :)
Siz bence hep böyle gezin :)
Mehtap Altan’ı tebrik ediyorum.
Saygılarımla :)
Ansızın ...
Yakışmış diyor bir de bizim vekilli ağa
Dolu olup yağmaz mı Afet kızarsa Dağ’a
O tavlayı başında vurup parçalamaz mı
Bir dörtlük daha sana yoksa bu kadar az mı?
Gözlerim kamaşmıştı Mehtap’ımın şavkında
Afet asla yenilmez göreceksin yakında.
Borç dedim yazacağım göreceksin Ansızın
Rahatlık yaramadı artık artacak sızın.
Hazırladım taşları dökülecek başına
Sana yanmak mı asla! Aldırmam gözyaşına.
Elmas zümrüt ne varsa atacağım sırayla
Ama yine kıyamam boyamadan karayla.
AFET İNCE KIRAT
YORUMLAR
Güzel ablam can ablam başka bir sıcaklıksın sen... İnsan senin yanında kendini iyi hissediyor insan insan hissediyor...
Evve tavla oynamayı ilk defa seninle öğrendim ANSIZIN'ın vekili olarak olsa da :) Şanslıyımdır kısmetliyimdir :)
Rövanşı ikiniz oynarken göreceğim inşaallah...
Şiir borcunu biliyorum unutmassın...
Sevgimle...
Muhabbetli bir yazı. Keyifle okudum. Bir de akrabalarla, konu komşu ile ayrı edebiyata yakın gönüllerle ayrı olan muhabbeti açık bir dille anlatmışsınız ya katılmamak mümkün değil. Bir ortamda ölürken bir diğerinde canlanıyor insan gerçekten de. İyi ki paylaşmışsınız o günü. Kaleminize sağlık.