- 1777 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
(İSTANBUL ZİYARETİMİZ)
(İSTANBUL ZİYARETİMİZ)
(İSTANBUL ZİYARETİMİZ)
Beşinci ayın, (21) günlerden cumartesi: Sabah ezandan önce kalktık, namazımızı kıldık. Saat beşi yirmi geçe, Bursa dan İstanbul a hareket ettik…Yedi buçukta Yalova dayız...
İskeleye vardık, hemen vapur geldi ..
Yalovada arabalı vapura bindik, vapurda otobüsümüzden indik çıktık güverteye, güverte soğuk içimiz titredi, içimiz ısınsın diye çay aldık sıcacık ne kadarrr güzel geldi, içimizi ısıttı.
Simitle de güzel gitti haniya, denize karşı..... Arkadaşlarla hep beraber resim çekindik o anı dondurduk..Deniz güzel, vapurda yolculuk güze, martılar güzel, ve bizlerde en az onlar kadar güzel!. Sanki martılar hoş geldiniz der gibi başımızın üzerinde uçuyorlar simidimize ortak oluyorlar her şey çoooook çok güzel… Yanımızda hocamız ve eşi 27 arkadaş, çok şeniz çocuklar kadar.. Denizi geçtik vapurla, çok kısa geldi, bir o kadarda güzel geçti deniz yolculuğumuz. Tekrar bindik otobüsümüze, otobüs hareket ettik girdik İstanbul’a …
Sana geliyoruz; Türkiye’min İncisi…Tlsımlı, görkemli, eşsiz, muhteşem, İstanbul’um…Hadi aç kollarını sar bizi bizleri; bir anne sıcaklığında kucakla bizi…Çok güzellikler yaşat, anılar bırak yüreğimizin, eeen derininde, yaşadığım güzellikleri anlatayım çocuklarıma, ve sevdiklerime .. Sen dünyanın gözdesi, Türkiyemin incisisin Sana bakmaya kıyamam seyretmeye asla doyamam..On yedi yaşımda gördüm seni ; ve görür görmez vuruldun sana..Sende bilirsin sana olan hayranlığımı ve aşkımı.
Benim, sende güzel anılarım var, göz bebeğimde kalmış resimlerim var..O zaman yanımda cananım vardı; elleri ellerimde, gözleri gözlerimde, sanki beni kapacaklar gibi üzerime kanat açıyordu...Yüreğim sıcacıktı çünkü gözlerim kapalı güvendiğim dağım vardı; arkamı dayadığım.
O yanımdayken çok mutluydum huzurluydum bundan öncede kaç sefer geldim sana fakat o tadım yoktu yüreğim buruk gözlerim dalgın bakıyordum sana ve etrafıma, gözlerimi yomunca eşim geliyordu sanki yanıma . Onun hayaliyle geziyordum hayal perest bir halde ve senin o muhteşem güzelliğini göstermiyordu gölge düşürüyordu bakışlarıma..
Fakat bu gelişim çok farklı ve bir o kadar da güzel’di sana; canııım İstanbulum eşsiz muhteşem şehrim; "bak yine aşık ettin kendine bu garip kulu.. Bir fırsat bulduğumda yine kaçıp geleceğim sana. Bekle beni muhteşem istanbulum…
Günlerden cumartesi
Önce beykoza gidecekmişiz , (HZ.YUŞA (AS) Beykoz tepesinde imiş..
(HZ Yuşa (AS) türbesine doğru gidiyoruz; evler tarihi ahşaptan iki katlı kimileri restore edilmiş kimileri bakım bekliyor. Yol sahil boyundan giriyor balıkçılar balık tutuyor ellerinde oltaları , Kimilerinin kovalarında günlük yiyecek nafakaları çıkmış zıplaşıyor balıklar, kimisinin kovası boş oltası denizde bekliyor kısmetini…Bizlerde yola devam ediyoruz Beykoz tepesine tırmanıyoruz; derken tepeye vardık… Arabalar insanlar dolu; bizim gibi Ziyaret amaçlı gelenlerle dolu her yer.. Saat dokuzda (HZ YUŞA (AS) mescidinde türbesindeyiz , yukardan bakmakta bir başka oluyor denize ve İstanbul’a…
Önce kendimize üç masa ayarladık bahçesinde, deniz manzaralı kahvaltımızı yaptık,
Soframız çok bereketli masamızda yok yok, bir kuş sütü eksik... Börekler, sarmalar, kekler, poğaçalar, Patates salatası bol yumurtalı, Salatalık, Domates, Zeytin, peynir, çayımız, gazozumuz her şey mevcut, kahvaltıdan sonra toparlandık ….
Mescidinde namaz kıldık, Dualar yaptık, ve yirmi dokuz arkadaş vardık huzura ziyaret ettik
Dualar yaptık ayak ucunda Mezarın uzunluğu on iki metre imiş, bir avlu boyu boydan boya.
Çok arzu etmiştim ziyaret etmeyi , Allâh’ıma şükürler olsun nasip etti Rabbim ..
YÛŞÂ ALEYHİSSELÂM
(Mûsâ aleyhisselâmın yeğenidir. Yûsüf aleyhisselâmın soyundandır.)
İsrâiloğullarını Arz-ı Mev’ûd’a yerleştiren Yûşâ aleyhisselâm, onlara Mûsâ aleyhisselâma nâzil olan Tevrât’ı okudu ve hükümlerini açıkladı. Onların Allahü teâlâya imân ve ibâdet üzere kalmalarına çalıştı. Yûşâ aleyhisselâm, Mûsâ aleyhisselâmın vefâtından sonra yirmi yedi yıl insanlara Allahü teâlânın emirlerini bildirdi. Ömrünün sonuna doğru hastalandı. Yerine Kâlin bin Yuknâ’yı halife tâyin etti. Yüz yirmi yedi yaşında vefât etti. Kabrinin Nablûs veya Haleb yakınındaki Mearre şehrinde olduğu rivâyet edilir. Yûşâ aleyhisselâm İstanbul’a hiç gelmedi. Beykoz Tepesinde ziyâret edilmekte olan kabrin Yûşâ peygambere âit olduğu söyleniyorsa da târihi bilgilere uygun değildir. Bu bir veli veyâ havârilerden birine âit olabilir. Böyle ise yine kıymetlidir. Kabrin Yûşâ peygambere âit olup olmadığını kesin olarak söylemek uygun değildir.
"Yûşâ aleyhisselâm karayağız, orta boylu, güzel yüzlü, iri gözlü, yassı göğüslü bir görünüşe sahipti. Yüzünün güzelliği Yûsuf aleyhisselâma çok benzerdi. Cesûr, kahraman, yiğit, harp taktik ve tekniğinde mahâret sâhibiydi. Mûsâ aleyhisselâma gönderilen Tevrât’ın hükümleriyle amel edip, insanlara tebliğ etmekle vazifelendirilmişti. Tefsir âlimleri Mâide sûresi 23. âyetinde bildirilen Allahü teâlâya imân edip, o’ndan korkanlardan iki kimseden birisinin ve Kehf sûresi 60- 65. âyetlerinde bildirilen Mûsâ aleyhisselâmın Hızır aleyhisselâmla görüşmek üzere yolculuk ettiği sırada yanında bulunan gencin Yûşâ aleyhisselâm olduğunu bildirmişlerdir.
Mucizeleri:
1- Yûşâ aleyhisselâm, Eriha’yı fethetmek üzere İsrâiloğullarını topladı. Yolculuk esnâsında Şeria (Ürdün) Nehrinin suları çok olduğu için geçemediler. Nehrin üzerinde köprü de yoktu. Yûşâ aleyhisselâm duâ edince Şeria Nehrinden bir yol açıldı. İsrâiloğulları o yoldan geçtikten sonra sular tekrar eskisi gibi akmaya devâm etti.
2- Bir şehrin fethi esnâsında kuşatma uzun sürmüştü. Bütün çalışmalara rağmen surlarda gedik açılmamıştı. Yûşâ aleyhisselâm duâ etti. Allahü teâlânın kudretiyle yer sarsılıp kalenin surları yıkıldı. Yûşâ aleyhisselâm ve ona inananlar şehre girip fethettiler.
3-Yûşâ aleyhisselâm Kudüs şehrini fethetmek için muhâsara etti. Bir cumâ günü akşam üzeri güneş batarken, güneşin bir müddet daha batmaması için Allahü teâlâya yalvardı: ’Ey Allah’ım! Güneşi geri al!’ diye duâ etti. Allahü teâlânın emri ve takdiri ile batmak üzere olan güneş yükseldi. Bir müddet daha gündüz devâm edip Kudüs fethedildikten sonra battı.
Ahmed bin Hanbel’in Müsned’inde bildirdiği hadis-i şerifte; ’Güneş hiçbir kimse için batmaktan alıkonulmaz. Ancak Beyt-i Mukaddesi fethetmek için gittiği gecelerden birinde Yûşâ aleyhisselâm için batmaktan alıkonuldu.’ buyuruldu…..
*****
Beykoz tepesinden indik aşağı. Deniz kenarından gidiyoruz sahil boyu
Her yer yemyeşil erguvanlar çiçek açmış. Güller çiçekler sümbüller rengarenk sanki irem bahçesi,,. Boğaz köprüsünün üzerinden geçtik.. Şimdi artık bizlerde onbir onbeşte Avrupalı olduk
Ve mecidiye köyden geçip, Eyüpe gittik Eyüp sultanı ziyaret ettik..Cami namazı kıldık, Duâlar yaptık
On ikiyi on geçe surlar dan kalenin yanından geçtik..Ve panorama müzesini ziyaret ettik
Önce müzenin kapısından girdik içeri iki kat aşağı indik Ve karanlık merdivenden çıktık yukarıya doğru .. Aman Allah’ım oda ne,
Sanki çağatladık birden bire, Anında gittik fatih Mehmet in. Yirmi dokuz ekim bin dokuz yüz elli üç tarıhindeki cengine.. Öyle bir müzeki görülesi herkesin görmesini isterim.
Müzeden ayrıldık bindik otobüsümüze.. Şimdiki istikametimiz Fatih Edirne kapı surlarını geçtik…Fatih camisinde dört tane şehit varmış onların ruhuna Fatiha okuduk
öğle namazımızı Edirne kapı Mihrimah sultan Camisinde namazımızı kıldık ..Onbeş onda yola çıktık , Süleymaniye camisine ve otobüsümüzden indik
Süleymaniye camisini ziyaret ettik, mescit namazı kıldık ziyaretimizi yaptık…Otobüsümüze binip on altı otuzda emin önündeyiz. Alt geçitten geçtik… restorantta balık ekmek yedik resim çekindik. Balık tutanları seyrettik.. tekrar alt geçitten geçip yeni Camiye gittik, yeni caminin içini ziyaret ettik. İkindi namazımızı ve cami namazı kıldık. .
Fotoğraf çekindik….Saat on dokuzda Sultanahmet camisindeyiz ; cami namazı kıldık Şükürler olsun Rabbim sana........
_____SULTAN 1. AHMET (HZ) Bir gece rüyasında Ağusturalya kralı ile güreş tutar ve Ağusturalya kralı SultanAhmetin sırtını yere getirir. Bu rüyayı , Yapılacak olan harpte yenileceğine yorar padişah buna çok üzülür..Durumu hemen üstadı ve hocası Mahmut hüdaiye anlatır. Mahmud Hüdai hazretleri başını göğsünün üzerine eğip, bir müddet öylece kaldıktan sonra:
__Hayır sultanım siz galip gelegeksiniz . Gördüğünüz rüya buna işaret ediyor. Çünkü sizin sırtınız yere yapısmakla , sırtınız kuvvetli bir yere dyanmış oldu .Onun ise sırtı boslukta kaldı, der. Soltan Ahmet bu yoruma çok sevinir ve hakikaten harbi kazanır. Hapten almış olduğu ganimetler le de, Bugün kü Sultanahmet cami ini inşa ettirir,( radıyallahu anh)
__ Tekrar emin önüne geldik otobüse binmedik, vapur gezisi yapmak isterik.
Eminönünde vapura bindik, mecidiye köy Eminönü iskelesinde indik.. Otobüsümüz geldi bizleri aldı yola koyulduk,
__kozyatağında küçücük bir mescit bulduk, hocamızın eşi; hocayı buldu mescidin kapısını açtırdı bir mescd’i doldurduk şenlendirdik, mescit bizleri gördüğüne çok sevindi, bukadar güzel’i bir arada hiç görmemiştim dedi ve bizi huşu içinde ağırları..
Mescidin adı ( Mescidi Seyidina Muhammed) miş akşam namazımızı bu küçücük şirinmi şirin mescitte kıldık. Bize bü şirin mescidin kapılarını açan hocaya teşekkür ettik ve ayrıldık..
Saat yirmi bir otuz beş Bursanın yolunu tuttuk ve Kabataş iskelesinden arabalı vapura bindik
Yalova da indik yolumuza devam ettik..saat on iki buçukta, Bursaya ve mahallemize geldik beş dakka dan sonrada evimdeyim, yani kürkcü dükkanında..
Sanki sihir bozuldu masal ülkesinden döndüm ve arabam kabak bende birden kül kedisi oluverdim…İşte güzel bir rüya görmüş ve uyanmışa döndüm.. Her daim güzellikler yaşamamız dileklerimle...
Emine Erdem 23/5/ 11 Hazan gülü ..
YORUMLAR
İstanbul evet ihtrişamlı görünümü ile cezbediyor yürekleri martılar vapurlar kuş cıvıltıları değilmidir içimisi ısıtan. Kız kulesinden yükselen sevgi Galata kulesinde son bulur. Ahhh İstanbul ... çok özledim seni.... Harikaydı İstanbul geziniz ben okadar gezemedim malesef :(