- 740 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
vira iblislere
En kanlı bitişlerden en dipsiz başlangıçlar seçiyorum kendime, atıyorum ruhumu Kabe’ye, okyanuslara, volkan diplerine… olmuyor! Olmuyor! Olmuyor! kahretsin!! Huzur vermiyor! Okyanusların kıyıya vurduğu en şiddetli dalgalar senin nefretten kudurmuş, med cezirleri zevk haline getirmiş küfürler yağdıran buram buram nefes nefes sağnak sağnak öfke kusan sözlerinden daha sakin daha az köpürüyor. en kor ateşler sen gibi yakmıyor bedenimi lavlar okyanustan serin artık …
Bense gölde yolunu bulamayan ufacık bir sandalım boğuyor! Boğuyor! Boğuyor! beni sözlerin, sandalımı batırıyor gö(n)lümü kurutuyor gözlerin. Oysa onlar değimliydi küçük gölümü okyanusa çeviren? onlar değimliydi sandalımı tirol yapan?... Her kuraklığa inat gözyaşlarımla kanlı deryalar yaratıyorum, piranalar yetiştiriyorum balıkçılara inat! onlar ki sevdalara olta attılar 1 metrelik ağda tonajla sevda yaktılar, onlar ki sevdaları çaldılar, onlar ki tüm balıkların ırzına geçtiler!!! ben değil onlar attılar bu kemirgenlerin tohumunu …
Ufak bir sandalım kocaman bir yalnızlığım var!. Yalnızlık ki her gece yatağımda seviştiğim, yalnızlık ki seni tek onunla aldattığım, yalnızlık ki en vefalı yarim!...o ki; yakamı bırakmayan,, o ki sevda kadar nefessiz, o ki sen kadar acımasız! iliklerine kadar tüm hücrelerini kanıma boşaltan acımasız katil!!
Ufak bir sandalım var benim tek küreği olan çekiyorum çekiyorum ve dönüyorum yol alamıyorum dönüyorum sana dönüyorum tüm hızımla dönüyorum hortum oluşuyor sen oluşuyor batıyorum lanet olsun… ufak bir sandalım var benim! tek dostum kel keşişler onlar ki her sensizlikte alay konusu yaratıp kalbimden kanımla şarap içtiler…
Dünüm var gölümde sen varsın gölümde benim sandalım var yol alıyorum artık atıyorum kendimi keşiş cellatların kollarına ve rotamı çiziyorum vira kaptan iblisler diyarına…