ALLAH IM AŞKIMA KAVUŞTUR BENİ
Kime ve niye aşık oluruz? Aşık olunca niye heyecanlanır, aklımızdan o kişiyi istesek de neden silip atamayız?....
Aşkla ilgili ilk çağlardan bu yana uzayıp giden ve yanıtları henüz tam olarak bilinmeyen yüzlerce soru var. Bilim dünyasının da ilgi alanına giren ve üzerine pek çok araştırma yapılan aşk konusunda, bilimsel sonuçlar da elde edildi.
Farklı hormonlar aynı anda farklı etkiliyor....
Aşık olan kişiler; kalbin daha hızlı çarpması, yüzün kızarması ve ellerin terlemesi gibi tepkiler veriyor. Bu durumdan vücutta salgılanan dopamin, noradrenalin ve feniletilamin sorumlu.
Dopamin yoğun mutluluk, yoksunluk ve bağımlılıkta önemli rolü oynuyor. Madde ve bazı ilaç bağımlılıklarında da etkili bir hormon. Noradrenalin adrenaline benziyor.
Adeta ayakları yerden kesiyor ve kalp çarpıntısına neden olup heyecan yaratıyor.
Aynı zamanda dikkat, kısa süreli hafıza, hiperaktivite, uykusuzluk ve hedefe yönelik davranıştan sorumlu. Yüksek dopamin seviyeleri noradrenalin ile ilişkili.
Aşk iksiri dopamin ve noradrenalin karışımından
Rutgers Üniversitesi’nden, aşk üzerine araştırmalar yapan antropolog Helen Fisher, bu iki hormonun birlikte salgılanmasıyla sevinç, yoğun enerji, uykusuzluk, yoksunluk, iştah azalması ve artmış dikkate neden olduğunu ve aşık olunduğunda vücudun bu hormonlardan oluşan "aşk iksirini" salgılamaya başladığı belirtiyor.
Helen Fisher’in ekibiyle birlikte yaptığı bir fonksiyonel beyin görüntüleme çalışmasında, aşık olunan kişinin fotoğrafına bakıldığı anda yapılan çekimlerde, dopamin reseptöründen zengin beyin bölgelerinde kanlanma artışının olduğu saptanıyor
Aşıkların beyni obsesif kompulsifler gibi
University College Londra’dan araştırmacıların yaptığı başka bir çalışmada, aşık olan insanların beyninde mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin azaldığı ortaya çıkmış. Bulunan düşük serotonin hormonu seviyelerinin, obsesif kompulsif (tekrar eden takıntılı davranış) bozukluk hastalarında ortaya konan serotonin eksikliği ile benzer olduğu için kişi, aşık olduğu insanı aklından çıkaramıyor
Bağlanmadan sorumlu hormonlar bile var!
Oksitosin ve vazopressin hormonlarının özellikle bağlanma ile ilişkili hormonlar. Dolayısıyla aşktaki bağlanmadan sorumlular.
University of California, San Francisco’dan araştırmacılara göre oksitosin hormonu, diğer insanlarla sağlıklı ilişki kurmak ve sürdürebilmek için gerekiyor.
Orgazm sırasında salgılanıyor ve duygusal bir bağın kurulmasını sağlıyor. Aynı zamanda doğum sırasında ve emzirme döneminde de salgılanıyor. Doğum eylemindeki kasılmalar oksitosin olmazsa başlamaz.
Doğumla bebeği önce anneden ayıran ancak doğumdan sonra tekrar anneye bağlayan hormondur. Doğumlardan sonra rastlanan olası bebek reddini ortadan kaldırır.
Emzirme sırasında da süt kanallarının daha iyi kasılmasını ve bebeğin daha kolay emmesini sağlar.
Vazopressin erkeklerde sosyal davranıştan özellikle başka erkeklere gösterilen saldırganlıktan sorumlu.
Ayrıca uzun süreli ve tek eşli ilişki ile ilişkili. Bu her iki hormonunun konsantrasyonu yoğun romantik bağlanmada, eşleşme sırasında ve seks yapıldığında yükseliyor.
Vazopressin ve Oksitosin reseptörleri beyin kökünün çeşitli bölümlerine dağılıyor ki bu bölgeler, aşk ve anne sevgisiyle aktive olur. Dr. Fisher oksitosin ve vazopressinin, dopamin ve noradrenalin yolakları ile çatışması nedeniyle bağlanmanın artmasıyla tutkulu aşkın söndüğünü belirtiyor
Aşkın ömrü 3 yıl!
Aşkın ömrü üzerinde uzun süreden beri tartışmalar devam ediyor. Ancak bilinen gerçek şu ki, tutkulu aşk zaman içinde azalıyor.
Yapılan bilimsel araştırmalarda aşkın ömrünün 2-3 yıl olduğu saptanmış. Aşk için gerekli olan dopamin, noradrenalin ve feniletamin gittikçe azalıyor.
Aşık olunan kişinin hataları birdenbire görünmeye başlanıyor. Aslında aşık olunan insan değişmiyor ancak aşık olan kişi mantık çerçevesinde değerlendirmeye başlıyor. Bu durumda iki seçenek çıkıyor kişinin karşısına; aşkınız bitiyor ya da sağlam bir ilişki haline dönüyor.
Eğer ilişki devam ederse endorfinler devreye giriyor ve huzur, güven gibi duygular ilişkiye ekleniyor. Seksle beraber oksitosinin salınması ile doyum ve bağlanma gerçekleşiyor.
Kendimize benzeyeni seçiyoruz!
Yapılan bilimsel araştırmalara göre aslında kişiler eşlerini de kendisine benzeyen kişilerden seçiyor.
İskoçya’da Univercity of St.Andrews’da yapılan bir çalışmanın sonucuna göre, eş seçimi ile ilgili yapılan testlerde kişilerin, kendilerine gösterilen ve içinde yüzlerin olduğu fotoğraflardan, genellikle kendilerine benzeyenleri seçme eğiliminde olduğu saptanmış.
Görünüşte olduğu gibi kişilik seçiminde de kendi geçmişi -çoğunlukla aile ya da çocuklukta yakın olanlar- hatırlatan kişiler tercih ediliyor.
Aşk niye acı veriyor?
İlişki istendiği gibi gitmediğinde hayat kabusa dönebiliyor. Pek çok kişi hayatının bir döneminde sevdiği kişi tarafından reddedilme durumuyla karşılaşabiliyor. Özellikle geçmişinde büyük kayıplar yaşamış kişiler ayrılığa karşı daha duyarlı ve savunmasız olabiliyor.
Bu gibi durumda genel olarak kişide; umutsuzluk, öfke gibi duygular oluşuyor. Yalnızlık korkusu, karamsarlık, hayatı yaşamaya değer bulmama, hayatın anlamsızlığı, düşünülüyor.
Evden dışarı çıkmama, günlük hayatın aksaması gibi durumlarla karşılaşılıyor. Derin bir acı yaşanıyor. Ölüm düşünceleri, intihara eğilime kadar giden depresyon görülebiliyor.
Aşk sadece duygu mu?
Erken dönemde aşkın dopaminle ilişkili olduğunu düşünüldüğünde, aşkın yalın bir duygudan öte bir şey olduğunu anlaşılıyor.
Aşık olunan kişinin peşinden sürüklenmeye, sadece onu düşünmeye ve ona odaklanmaya iten güçlü bir "dürtü". Bugüne kadar aşk adına yapılmış resim, tiyatro oyunu, edebi eserlere bakıldığında basit bir duygudan öte tüm yaşamı peşinden sürükleyen güçlü bir arzu olduğunu görülüyor
Evrimsel yönünden düşünüldüğünde soy ve yaşam devamlılığını sağlayan itici bir kuvvet olduğu düşünülüyor. Tabii bu kadar güçlü bir itici kuvvetin karşısında durmak akıntıya tek dalla karşı gelmeye benziyor AŞKLA İLGİLİ DERLEDİKLERİM
..........................
AŞIK OLANIN AŞKI SAF DUPDURU OLMALI DÜNYA TERSİNE DÖNSEDE HERKES SEVDİĞİNİ YALNIZ BIRAKSADA ASLA ONDAN VAZGEÇMEMELİ.ÖLÜMÜNE SEVMELİDİR HER HALİYLE KABUL ETME.CANINDA CANI GİBİ OLMALI..GÜVENMELİ İNANMALI İTİMAT ETMELİ..ASLA İHANET ETMEDEN SADIK OLMALI..VEFASIYLA MERHAMETİYLE ŞEFKATİYLE SARMADIR..
Su hava gibi muhtaç olmalı seven sevdiğine.
Aşk sevdiğini sevdasıyla sarmalı yari gülsün diye solmayı da göze almalı!
Her nereye baksa sadece, O nu görmeli
Onun için yaşamalı Onun için gülmeli ağlamalıyeri gelincede onun yerine yanmayı bilmeli yanabilmeli.
Aşık olanın aşkı saf dupduru olmalı
Dünya üzerine gelse de asla sevdiğinden maşuğundan vazgeçmemeli.
Aşk ulaşılması imkansız ama sahip oluncada vazgeçemediği olmalı
Aşk ile yananın yanışında meleker ağlamalı arştakiler dualarına amin demeli.
Aşk yaraya merhem dertlere derman olmalı
İstediğinde sevdiği her zerremi alın, ama sevdiğim yaşasın kurtulsun diyebilmeli.
Her nefeste andığını gül gibi sarmalı
Ruhuyla kalbiyle daima onun olmalı koşmalı.
..........Ne rüzgar ne de esen yeller asla yıkmamalı seveni sevileni
..........Aşk kutsaldır gizemlidir kutsallığını gizemliliğini korumalı
...........Aşkla inlerken sararıp solmalı iniltisi ile yer gök inlemeli.
............Aşk dilde kalmayıp öze inmedikçe
Kalpte yerleşmedikçe
Yenen yemeğe benzer yenir hazmolur sonra atılır vücuttan.
Aşk canla canan olmalı
Bir gül gibi açmalı
Gonca gül nasıl açar bülbül şakımasa
Aşık nasıl yaşar bülbülü yanık yanık ötmese.
Seven nasıl yaşar sevdiği sevdasıyla sarmasa.
Aşk gönülden sevmedir
Her haliyle kabul etme sevdiğinde asla kusur aramadan.
Olduğu gibi kar gibi sevme
Şerbet gibi her solukta içmektir.
Aşk sevdayla beslenir, delen bakışlarla ısınır tatlı sözlerle filizlenir
Alem yaratılı rmıydı aşk sevgi olmasa?
İnsanlık türe rmiydi aşk sevgi olmasa?
Yıldızlar semayı süsler miydi?
Ay parlak olur muydu?
Gecelerde çıkmasaydı dualar semaya
Ey güzel gözlerine meftun odium
Ben sevebilir miydim Rabbim sevdirmese?
Kader deneni aslında kulları elleriyle işler yazar çizerler
İrade serbesttir Allah akıl vermiştir
Neden aşıksın deme sevdayla yanan
Ona o sevdayı vereni tanı önünde eğil.
Nasıl ki a maşuğunun önünde secdeye kapılan.
Sende sar sarmala onu aklın varsa
AŞK Hz Hatice ve Efendimizin aşkı gibi olmalı.
Fedakarca, sadıkça her şeyini onun yluna istendiğinde gerektiğinde feda edebilmeli.
Aşk sevda Leyla Mecnun gibi olmalı anarken asıl and maşuğu için yanmalı.
Aşk Ferhat ın Şirin e olan sevdası gibi yorulma nedir bilmeden dağları yardırabilmeli.
Aşk Züleyha ve Yusuf olmaktır zindana düşünmeden girebilmektir.
Aşk Yunus Emre gibi olmalı her varlığın Rabbimizi anışını duyar gibi.
Aşk olmasa coşar mıydı okyanusta dalgalar?
Aşk olmasa açar mıydı güller çiçekler?
Ateşi güllük eden aşk değilde nedir?
Narı nura çeviren yine aşk
Cebrail geçemezken öteye Hz Muhammed aşkıyla geçti o yeri.
Aşk ve sevdayla ne geçilmeyecek bir kapı kalır nede açılmayan kapı.
Kişi samimiyse sevdasında Rabbimiz kuşatıryaklaştırır sevenler.
Sarar tül gibi
Aşıklar mana deryasında ki inciler kadar kıymetlilerdir.
Değerli olanlarıysa saklayan mevlamızdır
Hiç bir yere ödün vermeden asla geçilmez
Aşık olan aşıkolduğuna yaklaşırken her nefeste anarken.
Dünyayı bırakır ardındakalbidağlardan da yüce olur
Sevmeyi bilmeyen yürekler sinelerde sadece yüktür
Ya sev, ya sevme, sevmesini bilmiyorsan taşıma o yüreği!
Duyguların harmanlandığı gözlerin buğulandığı
Kaybetmek korkusuyla kalbin duracak gibi olduğu.
Vuslatı beaklike ağlanıldığı
O ağlayışla meleklerin ağlatıldığı.
Arşın sarsıldığı
Allah ın şahit olduğu
Gözlerden dökülürken yaşlar menevişler gibi.
Ağlarlar aşıklar boynu bükük çaresizce
Ey aşkınla aşığını ağlatan
Duy uzat kollarinla sevdanla sarsana .
Taş mı kesil di kalbin?
Kulakların mı duymuyor sevmesi sana ağır mı geldi?
Seven yanar hemde içten içe kor olur küle döner
Sevdasına karşılık görmediğindeyse
Ateşten gömleği giyen gibidir.
O artık yaşayan bir ölüdür
Sevgiliden gelecek bir tebessümü dahi bekler hiç usanmadan.
Sanırım kızdığınızda birine sevilmeden sev a şık oldemek en büyük beddua gibidir.
Yanmasına neden olacak içten içe geçecek ciğerlerinin yanık kokusunu getirecek.
Ama sevilen maşuğu es geçecek üstüne üstlük bir de dalga geçti mi?
Seven kalbe zehrini döker sevdiği için afer bağışladıkçadadiğeri gaddarlaşır.
Rabbim sevdirirsen birini bana sevilmemide iste
Yüreğinde yerim olsun dedim durdum yıllarca.
Neden bazı kişiler bir defa seviyorum demek yeter derler.
Oysa seviyorum demek çok defa yetmiyor
Fedakarlık özveride istiyor sadık olduğunu görmede.
Aşık mahbubunu görmese nasıl dayanır
Hava gibi su gibi Ona muhtaçken
Mahsun boynu bükük kalır ağlar içten içe.
Mahbubunu görsede asunder içine akarken gözyaşları gülümser sevdiğine
Aşk sevda yanında hüznü kederide getirir çok defa kaybederim endisesi.
Bazanda ya O na bir şey olursa
Gözünden dahi kıskanır aşkını.
Sadece sevglisi olmayınca ona yoldaş olan sel gibi akan gözyaşları olur.
Aşık olan bazan görmeden de sever elini tutmadan da
Peygamberimizin devrinde yaşamadık ama önce onu sevdik ta gönülden .
Sonra Ona yaklaşmak için her anda dualar ettik.
Rüyalarımızada gelince o gün uçarız sevinçten
Onun etrafında pervane oluruz o miskokuluyu görmek
gerek sonra da aşkıyla yanmak
Yandıkça yanmak
Allah aşkını içirince yudum yudum.
Kalplere verince ialhi sevdayı
Her yerde gördüğü maşuğunun nuru olur.
Her nereye baksa ondan sırlar görür
Halk içinde hakla yaşarseccade de huzurunda mutludur seven Rabbimizi Anarken her zerresi haykırırken mülkiyetin tek sahibini.
Aşkla birlikte hüzün keder de çörekleşir kalbe o gurbeti year gibidir
Hep bekler özler arar gözler yolky bekler gibi
Vuslat der inler sarsılırken sinesi.
Aşığın gıdası vuslattır bazanda ufacık tebessüm bazan sa ondan gelecek sıcaklık yaklaşımdır.
Aşk sevdiğini dünya bir yana dönsede terketmemektir
Gözünde hep masum tertemiz tutabilmektir
Aşk aşkıyla sarmak hatalarıyla da sevaplarıyla sevdiğini bağrında sarmaktır ezdirmemek sahiplenmektir.
Aşkta çok defa utanma olmaz başkası ne derler kalkar.Karşılıkda beklemez çok defa ama sevildiğini bilmek aşığı yaşatır içten içe çökmeden kalbinde anarken güller açtırır..
Aşık olduğuna hep hayır dua eder seven ..Sadece sağolsun yaşasın acısını Rabbim gösterme bana der..Daha da ileri gider Rabbim ömrümü one verki o yaşasın ben acısını görmeyim der..
Onun yerine ağlamayı ölmeyi istemek tek o gülsün diye dualar etmek..
Zehir sunulsa bilse ki yari kurtulacak o zehiri gülerek içmektir aşk..
Beni yak ama onu cennetinle mükafatlandır diyebilmektir..
Onun yerine de ben yandy diyebilmektir dünya dada ahrettede..
Aşık olan sevdiği için yaşayan olur sevdiğini büyütür kalbinde her zerresinde
Aşk susması gerektiğinde diline taş konmuşcasına konuşmadan sakince beklemektir.
Ve a olan aşkıyla yananı tanır itaat eder her yerde her mekanda.
Aşık olmak maşuğu için yanmak pişmek olfactory her zorluğa göğüs gerebilmektir ah bile demeden onla elele dünyanın bir ucuna korkusuzca yürümektir..
Yarini her şeyden öte sevmek Ona sagged kusur etmemek dünyasına başkasını almamaktır
Ondan gelen sevince güldüğü gibi belayed sabırla Kalama öf bile dememektir
Aşık olan sideline teslim olur teslimiyettir
Dinlemektir ondan gelen herşeyi Kabul etmedir ağlatsada güldürsede
Ondan acılı anlarda ayrı düşmemektir.
Aşk bir kördüğüm gibidir çözene aşk olsun..Aşığın maşuğu için yanarken ondan gelen mis kokusunuduyanlara sevdaya sevdayla karşılık vwerenlere selam olsun..
Tüm sevenlere sevilenlere Rabbimiz yardımcı olsun
Sevda çeşmesinden kanasıya içenlere içirenlere vuslat derken inlerkenmelekler şahitken Allah şahitken dualarına amin denirken..Yaklaşşsın sevenlere sevilenlere silsinler şebnem gibi akan gözyaşlarını
Sarsınlar sevdayla yeşertsinler..
Ellerine verlen kalpleri yaşatsınlar öldürmesinler….
Havzı kevseride içsinler yanyana efendimizden Abı hayat içsinler doyasıya..
Aşık olanlar maşuğuyla olurken mutludurlar Rabbim ayırma a olanları tek maşuğundan
Kalplerde olanları en iyi bilen sensin ayırma beni maşuğumdan senden Rabbim amin..
ALLAH IM SENDEN AŞKIMI DİLERİM SEVDİRDİĞİNE KAVUŞTUR BENİ AMİN...
Yeganem Nigar Bedirhan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.