Tavuk ve Ben
Kendimi bildim bileli tavuk yemiyorum. Sadece tavuk değil, tavuk suyuna çorba ya da tavuk suyu değmiş herhangi bir yemeği de yemem. Bir gün yemiş ve beğenmediğim icin o günden beri yemiyor degilim. Hayatımda hiç tavuk yemedim..
Hayır, vejeteryan da değilim. Sadece tavuk yemiyorum. Neden yemediğimi bilmiyorum. Yiyebiliyor olmayı çok isterdim çünkü hayatım zor, dünyada ne kadar çok yemeğin tavukla yapıldığını ya da tavuğun hayatımızdaki önemini, tavuk yediğiniz için bilemezsiniz. Benim hayatım neden tavuk yemediğimi anlatmaya çalışmakla geçti. Üstelik kendim de bunu bilmezken..
Okuldayken arkadaşlarıma kalmaya gideceğim günler olurdu; anneleri benim şerefime güzel tavuk yemekleri yaparlardı. Sonra onlar o yemeği yerken ben, bana son anda yapılan sosisi ya da omleti yiyor olurdum. Kardeşim de benim gibi. O da tavuk yemez. Evde tavuk pişerken biz burnumuzu mandalla tıkayıp dolaşırdık, kokusuna bile dayanamayız çünkü.. Annem önce iyilikle ugraştı bu konuyla, sonra yeraltı usulleriyle, sonra da açıktan açığa savaş açtı. Sandı ki bizim tavuk nefretimiz geçici bir heves. Pilavı tavuk suyuna yapardı sinsice, en azından ordan besinini alalım diye.. Tabağımza konan ilk kaşığı koklar, ’bunda tavuk var’ derdik. Annem yeminler eder, bizi kandırmaya çalışırdı, ama nafile. Olmadı. Annem, kardeşimle bana tavuğu sevdiremedi. Belki de bir arkadaşımın dediği gibidir kim bilir, belki de ilk hayatımızda tavuktuk biz :)