- 1119 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KARAMAN'DAN KARAMAN'A "TÜRK DİL TRENİ "
KARAMAN ’DAN KARAMAN ’A
TÜRK DİL BAYRAMI TRENİ
Türk Dil Bayramı , 1960 yılından beri 70. vilayetimiz Karaman’da resmi törenle kutlanmaktadır. Karaman’da 11- 13 Mayıs 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen “ TÜRK DİLİ TÜRKÇE BAYRAMI “ kutlama etkinlikleri daha coşkulu , katılımlı ve görkemli olmuştur.
Bu yılki (2011) kutlamaları ayrıcalıklı kılan en büyük ve önemli etkenlerden birincisi ; TCDD GENEL MÜDÜRÜMÜZ Sn. Süleyman KARAMAN BEY’in hamiliğinde ve talimatlarıyla HAYDARPAŞA’dan KARAMAN’a gönderilen “ TÜRK DİL BAYRAMI ÖZEL TRENİ “ dir.
Zira bu Tren :
• Haydarpaşa – Karaman güzerğahında İzmit , Bilecik ,Eskişehir , Afyon ve Konya … gibi önemli yerleşim birimlerindeki halkımızın dikkatini konuya daha çok celbetmiş,
• Geçmişte bölgesel nitelikte kutlanan “ TÜRKÇE DİL BAYRAMINA “ daha çok ilğili ve uzman katılımcıların Karaman’a ulaşmasına katkı sağlayarak törenlerin “ MİLLİ“ kimliğini pekiştirmiş,
• Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından 1228 yılında TAŞELİ Bölgesine yerleştirilen Oğuz ‘lara mensup “ KARAMAN AŞİRETİ “ nin 1256 yılında Ermenek’te “ KARAMANOĞULLARI BEYLİĞİ “ ni kurmasını müteakip 1277 senesinde Karamanoğlu Mehmet Bey Komutasında Türkmenler’den teşkil edilen 20 000 kişilik ordunun , Anadolu Selçuklu Devleti ile İlhanlılar Devleti ‘nin birlikte oluşturduğu orduyu Göksu Derbendi’ nde mağlup etmesi üzerine MEHMET BEY’in Anadolu Selçuklu Devletini nüfuzu altına alarak SELÇUKLU BAŞ VEZİRİ olmasından sonra 13 – Mayıs – 1277 tarihinde gerçekleştirilen Divan’da Devletin dilinin Türkçe olmasıyla ilğili ünlü fermanını yayımlanmasına ait heyecanı, coşkuyu, onurlu duruşu ve haleti ruhuyeyi günümüze taşımış,
olduğu için önem arzetmektedir.
KARAMANOĞULLARI BEYLİĞİ Bey’i ve aynı zamanda Anadolu Selçuklu Devleti Baş Veziri Mehmet Bey’e kadar Türk Tarihinde yer alan Türk Devletleri ve imparatorlukları’nın Han ve Sultanları içerisinde Türk Dili Türkçe’yi “ DEVLET DİLİ “ ilan etme , önem verme işlevi ilk kez 1277 yılında zuhur etmiştir. Bu tür İLK’ler çok önemli bir olğu olup gelişime ve geliştikçe de değişime uygundur.
Esasen Devletlerin , Kuruluşların ve Kişilerin gelişim süreci ile sosyal ve siyasal tarihinde değişime neden olan önemli mihenk noktaları vardır.
Değişimi olumlu yönde etkileyen sözkonusu olguların, zamanla yok sayılması asla mümkün değildir. Bu olguyu, beğensek veya beğenmeyip eleştirsek de ana temaya ait tarihi gerçekler yüz yıllar sonra olumlu yönleriyle yazılmaya ve nesiller boyu anlatılmaya devam edecekdir. Bu durumdan asla kaçış ve kurtuluş yoktur.
Kişi ve Kuruluşlardan söz edildiği zaman ; söz konusu mihenk noktaları , değişimin ve gelişimin gerçekleştirildiği zaman ile bu değişimi başlatan değerli yöneticiler saygıyla hatırlanmaktadıır. Maalesef Kuruluşun kat ettiği uzun ve ince yolda oluşan diğer olgular birer ayrıntı olarak kalmakta ve neredeyse kimse hatırlamayıp önemsiz bir bilgi notu olmaktadır.
Nitekim Türk Demiryolları Tarihine baktığımızda ilk demiryolu hattının 1856 yılında İZMİR - AYDIN arasında 130 km olarak inşaasına başlanıldığı ve 1866 yılında hizmete alındığı takvim yapraklarına düşen bir DEVRİM’dir. İzmir – Aydın arasına döşenen çelik raylar, ülkeyi her alanda değişime, gelişime ve sanayileşmeye götüren yolun anahtarı olmuştur. Adına marşlar söylenmese de bu böyledir. Halkın refah düzeyinin artmasında, yoksulluktan kurtulmasında en önemli etkendir.
OSMANLI İMPARATOTLUĞU’ nu 1839 – 1861 yılları arasında yöneten ve demiryolu yapımını teşvik için inğiliz şirketine yetki veren Sultan ABDÜLMECİT HAN’ın adını hatırlayanımız pek yoktur. Zira gelişimin ve değişimin öncüsü, kültürümüzün yaygınlaşmasında çok önemli fonksiyonu olan ve çiçekten çiçeğe öz taşıyan arılar gibi şehirden, şehire 10 günde katedilen mesafeyi bir günlük süreye indiren ve ekonomik kalkınmanın lokomotifi Demiryollarının inşaası, ülkeyi yöneten padişahın kişiliğinin önüne geçmiştir. Bu dönemde , Padişahtan önce Demiryolları hatırlanmaktadir.
Ancak ülke genelinde kısa sürede önemli güzerğahlarda tamamlanan demiryolu ile sanatsal ve mimari özelliği yüksek Gar-İstasyon binalarını halkın hizmetine sunulmasını sağlayan Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. Padişahı SULTAN ABDÜLHAMİD HAN’IN Adı ve sanı ise halk arasında daha öncelikli anılır ve tanınır olmuştur.
Zira X1X . yüz yılın üçüncü çeyreği ile XX. Yüzyılın başlanğıcında ( 31-08-1876 / 27 – 04 1909) imparatorluğu yöneten Sultan Abdülhamid Han , 33 yıllık padişahlığı süresince Sirkeci ve Haydarpaşa Gar binaları ile Müslüman ve mütedeyyin tebaanın Hac farizesini daha rahat ve kolay yapabilmesini temin etmek ve Devletin ekonomi , siyasi ve askeri politikalarını özgürce yönlendirmek amacıyla Haydarpaşadan başlayarak Hicaz Demiryolu projesini gerçekleştirmek için 01-09-1900 tarihinde kendi deyimiyle “Anadolu Demiryollarının inşaasına bütün kuvvetiyle hız verdiğini “ belirtmiştir.
1856-1922 yılları arasında yapılan 8619 Km’lik demiryolunun 4139 Km’lik hat kesimi TÜRKİYE CUMHURİYETİ sınırları içerisinde kaldığı ve bu yolun büyük bölümünün Sultan Abdülhamid Han’ın talimatıyla gerçekleştiğine inanan halkımız , Demiryollarıyla Abdülhamid Han’ı özdeşleştirmiştir. Anadolumuzda demiryollarının başlanğıcı Sultan Abdülhamid Han ile beraber anılmaktadır.
Bu durum da demiryolları açısından bir MEFKÛRE DEVRİMİ’ dir.
Cumhuriyetimizin kurucusu GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK , “ Demiryolları refah ve ümran tevlit eder “ diyerek Cumhuriyet Türkiye’si sınırları içinde kalıp yabancı şirketlerce işletilen (4139 Km) demiryollarını millileştirmek ve Demiryollarımızın ilk Genel Müdürü rahmetli Behiç ERKİN’ Beyi himaye ederek O’nun gayretli ve cefakar çalışmasına yön verip , imkan yaratarak ülkemizin baştan başa yeni demir ağlar ile örülüp ulusal demiryolu ağımızın dört rakamlı en büyük sayının üzerine (10 000 Km) ulaşması nedeniyle ATATÜRK ve çalışma arkadaşları hayırla yad edilmektedir. Demiryollarının ATATÜRK döneminde altın yılını yaşadığı hep söylenmektedir.
Demiryolları için bu dönem de bir mihenk taşı ,bir KALKINMA VE ULAŞTIRMA DEVRİMİDİR. .
Ancak , ATATÜRK’ün vefatından sonra Anadolumuzda demiryollarının ulaşmadığı köy, kasaba, İlçe ve İlde yaşayan vatandaşlarımızın yanısıra KARAMAN’ın ilçeleri ve tekerleğin değmediği TAŞELİ’nin odağındaki Ermenek , Sarıveliler ve Başyayla’da yaşayan ve demiryolunu sadece asker ocağına giderken – gelirken Karaman’da bindiği kara veya kompartımanlı vagonlardan tanıdığı için demiryolu ile ilgili başka bilğisi ve kültürü olmayan hemşehrilerimiz gördükleri Kamu görevlilerine ;
“Beyim, bizim bu yörelere tren ne zaman gelecek” diye sormamıştır. Soru sorma ihtiyacını da duymamıştır.
Çünkü demiryolları, bu süreçte (1940-2004) gelişmediği, değişmediği ve unutulduğu için umut olamadığından özlenmemiştir. Taşeli’dekİ Türkmen çocuklarının rüyalarını bile süsleyememiştir.” Kara Tren “ türküsü belleklere yerleşmemiştir.
Sadece askere giderken ve gelirken Karaman’da bindiği trenden edindiği demiryolu bilgisiyle Silifke (Mersin) de Akdenize ulaşan Göksu Nehrinin vadisini takip ederek Silifke- Ermenek- Sarıveliler- Alanya arasında demiryolu tesis edilebileceğini ve demiryolu gelince binek hayvanlarına ihtiyaç olmayacağı için yoksul ailelere bağışlayacağını 1968 li yıllarda köy odalarında ballandıra , ballandıra anlatan Küçük Mehmet Amca’nın özlemleri , belleklerde hep başka bahara gerçekleşmez anı olarak kalmıştır. Zira bu dönemde demiryolları naçar hale düşmüş , umut olmaktan çıkıp umutsuzluğa dönüşmüştür.
Nitekim 2004’lü yıllara kadar demiryollarında çalışan personelin pek çoğunun demiryollarında çalışır olması , büyük dedesinden beri süre gelen bir meslek hastalığı ve ekmeğini yediği demiryollarına karşılıksız bir sevginin ürünü olduğu halde Demiryollarının , 1940’ lardan itibaren 2004 ‘ lü yıllara doğru kabuğuna çekilmesi, mevcutlarını dahi koruyamacacak konumda bırakılması nedeniyle yeni nesil torunlara iş ve aş kapısı olmaktan çıkmış ve halka hizmet edemez hale gelmiştir.
Çünkü yaşamımız boyunca gerek iç camiamızda ve gerekse halkın arasında “ Genellikle iç ve dış mihrakların ve güçlerin , Hükümetlere özellikle demiryollarına yatırım yaptırmadıkları “ dillendirilip bu yalanın kaynağı da yalanına inanır olduğu için bizlerde maaleasef inanır olmuştuk.
2004 yılından itibaren Hükümetimizin , ülkemizde demiryollarının yeniden Devlet politikası haline getirmesi ve olmayan iç ve dış mikrakların yok edilmesiyle birlikte TCDD YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE GENEL MÜDÜRÜMÜZ Sn. Süleyman KARAMAN , müşteri odaklı hedefler ve projelerle yönetim anlayışına uygun olarak TCDD ’yi sevk ve idare etmesi sonucu Kuruluşu oksijen çadırından çıkarıp , benliğini bulmasına imkan yaratmanın yanısıra ülkemizin ulaştırma politıkasına yeniden yön tayin ederek 7 yılda 70 adet büyük ve önemli projenin başlatılması ve bazılarının da planlanan tarihte hizmete alınması sonucu demiryolları yeniden tüm milletimize iş ve aş kapısı olup kalkınmanın lokomotifi ve ırakları daha da yakın ederek yeniden halkın umudu haline gelmiştir.
Böylece 1940 yılından itibaren 64 yıl sürdürülen “ dış güçler “ hikayesini vizyondan kaldırmanın yanı sıra 2011 yılı Devlet Bütçesinden en çok yatırım ödeneği ayrılan üç bakanlıktan birisi ULAŞTIRMA BAKANLIĞI ve öncelikli kuruluşda DEMİRYOLLARI olmuştur.
Sözkonusu YÜKSEK HIZLI TREN projeleri halkımızda , 1856 yılında ilk tanışdığı ve rahmetli Atatürk döneminde günlük hayatında yoğun şekilde kullanmaktan duyduğu heyecan ve şevki yeniden ziyadesiyle yaratmıştır. Yüksek Hızlı Tren hatları ülke sathını (gerdanını) beşi bir yerde ALTIN GERDANLIK gibi süslemeye başlamıştır.
Böylece ulusal demiryolu şebekesi üzerindeki yerleşim birimlerinde ikamet eden halkımızın yanı sıra diğer vatan toprağında ikamet edenler, gördükleri demiryolculara “ BEYİM , BİZİM KÖYDEN VE BELDEDEN HIZLI TREN NE ZAMAN GEÇECEK “ diye inançla sormaya ve Mülki Amirlerden Hızlı Tren istemeye başlamıştır. Bu durum , herhanği bir şekilde tükenen umudun küllerinden hayat bulup doğması ve yeşermesidir. Demiryolları için takdiri İlâhi’dir ki köylü ve şehirlisiyle yetmiş beş milyon vatandaşımızın rüyasını , 13 Mart 2009 tarihinde Ankara – Eskişehir arasında 245 Km.lik mesafede hizmete alınan YÜKSEK HIZLI TREN süsler olmuştur. 2011 Yılı Haziran ayı başında hizmete alınması planlanan 212 Km.lik ANKARA – KONYA YÜKSEK HIZLI TRENİ ise halkımızın rüyasına taç olacaktır.
Bu bağlamda YÜKSEK HIZLI TREN TCDD’NİN YENİDEN DOĞUŞ VE VAROLUŞ DEVRİMİDİR .
Ülkemiz, Yüksek Hızlı Tren Teknolojisine sahip Dünya’da 8.nci ve Avrupa’da 6.ncı ülke konumundadır. XX1. yüzyıla girilirken 81 vilayetimizin içinde Ankara , Eskişehir ve Konya bu teknolojiden ilk defa yararlanan en şanslı illerimiz olmuştur. Ancak Yüksek Hızlı Tren’e DMU (Çoklu Dizel Ünite ) Tren Setleriyle Kütahya ve Karaman illerimizin de irtibatlandırılması şimdilik Karaman ve Kütahya’yı Yüksek Hızlı tren’den hizmet alan ayrıcalıklı iller arasına kattığı aşikâr bir gerçekdir.
KARAMANOĞLU MEHMET BEY’in soydaşı ve torunları Karaman‘lılar , Yüksek Hızlı Tren ile tanışmayı sabırsızlıkla beklerken KARAMAN Valisi Sn. Süleyman KAHRAMAN Beyin himayesinde 13 – Mayıs 2011 Tarihinde Karaman’da kutlanan “ TÜRK DİL BAYRAMI “ etkinliklerine İstanbul , Bilecik , Eskişehir , Afyonkarahisar ve Konya’dan katılan Üniversite öğrencileri ile diğer sanatçı , yazar ve konukları Karaman’a götüren “ TÜRK DİL TRENİ “, 10 Mayıs 2011 tarihinde Haydarpaşa Gar’ından saat 10.00 da hareketle 11 mayıs 2011 tarihihinde saat 10.35 de Karaman’a ulaşmıştır. TCDD Genel Müdürümüz Sayın Süleyman KARAMAN Bey’in talimatıyla ilk defa teşkil edilen “TÜRK DİL TRENİ “ , 734 yıl önce yayımladığı fermenla “ MİLLETLERİ MİLLET YAPAN DİL’İN BİRLİĞİNİN ÖNEMİNİ “ dünya aleme duyuran KARAMANOĞLU MEHMET BEY’İN ruhunu ve coşkusunu taşımıştır. Sayın Genel Müdürümüz Süleyman KARAMAN’IN KARAMAN’a gönderdiği Tren, Gar binası önünde karşılanması adına yakışır şekilde görkemli ve coşkulu olmuştur.
Böylece TAŞELİ’ li Küçük Mehmet Amca’nın nın Göksu vadisini takip ederek Mersin – Ermenek – Alanya arasında demiryolu yapılması düşü , şimdilik gerçekleşmemiş olsa dahi Yüksek Hızlı Trenden ;
*Hem O’ nun, torunları ve Karaman’lı soydaşları öncelikle istifade eden kişiler olması ,
* Hemde Antalya ve Alanya’nın ulusal demiryolu ağına en kısa sürede bağlanması şansının çok yüksek olması,
nedenleriyle TAŞELİ’nin zirvesi Yunt Dağından Akdeniz’in incisi Alanya ‘da Yüksek Hızlı Tren’in sahilden Antalya’ya doğru nazlı , coşkulu seyrettiğini ve ayrıca Mevlana şehri KONYA ’da yetmiş iki millete kucak açtığını hissettikçe
düşünüp emek verenlerle birlikte ruhu her daim şad ve bahtiyar olacaktır.
Bu bağlamda KARAMAN’DAN , KAHRAMAN’IN KARAMAN’INA ve Milletimize sunulan “TÜRK DİLİ TÜRKÇE TRENİ “ ile Konya - Ankara arasında seferlerine başlayacak “ YÜKSEK HIZLI TREN’in”, başta ülkemize , tekerleğin değmediği bölğe olarak nitelenen TAŞELİ’ li soydaşlarımız ile uçsuz, bucaksız Karaman ve Konya Ovasındaki hemşehrilerimize, milletimize hayırlı olmasını içtenlikle diliyorum.Böyle bir hizmeti düşünen ve düşünüleni gerçekleştirmek için çaba harcayanlara kalbi şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum.
19- MAYIS 2011
SüleymanYILDIZ / ( Lemos5303 )