Aşk; İki nota…
Kimi zaman sebepsiz bir fırtınadadır.
Kimi zaman da usulca uyuyan bir akarsuda…
Kader kesişen yolların içinde toz bulutlarıdır ve günü gelince her aşk kendi büyüsünde yaşlanacaktır.
Ayrılıklar, terk edişler, vazgeçişler, çekip gitmeler…
Ne varsa aşka dair olumsuzluk…
Kalışlar, barışmalar, geri dönüşler, vazgeçişler…
Ne varsa aşka dair olumluluk…
Çarpışır, savaşır. Kazanan ayakta kalır, kaybedene el sallanır.
Sonuçta bir aşk temelinde iki kişiyi yarıştırır.
*****
Bir adam 25 yıl önce aşık olduğu kadına ancak 25 yıl sonra açılmayı planlıyor.
Bir kadın 25 yıl önce terk ettiği adamı ancak 25 yıl sonra anlayabiliyor.
Kader dedikleri olay yıllar sonra onları bir araya getiriyor. Düşünülüyor ki bu sefer olacak, bu defa her şey bambaşka olacak ve yılların hasreti sona erip kavuşma yaşanacak.
Ama aşk çoktan çalmış başka kapıları. Şimdi her ikisi de belli belirsiz ‘’keşkeleriyle’’ yaşlanıyor.
*****
Her tutkulu şarkı veyahut özlem çektiren her şiir, unutmayalım ki, günü geldiğinde harlaması için korun üzerine atılacak çıra değildir.
Ne sebepsiz yangındır ne de faili meçhul bir cinayet.
Aşk körlerin dövüşünde ışıkların cengidir.
Kaldı ki aşk, bir kere sönmeye meyletmişse, kusura bakma, hiçbir gözyaşı canlandıramaz yeniden ateşi.
Lakin korunabilir.
Bekleyerek, sabrederek. Umutsuzca özleyerek…
Belki de yaşatabilinir.
Tutkunlukla, tutsaklıkla. Umarsızca kaybolarak…
*****
Zamanında korkulan şarkılar vakti geldiğinde yerini aşkın sessiz akustiğine, yüksek sesli orkestra nağmelerine elbet bırakacaktır.
Aşk iki notaya basmaya görsün.
İnsanın telini bulmaya görsün.
Ve erkek her daim ilk nota ‘’do’’dur.
Ve kadın Havva’dan bu yana zaten sol anahtarıdır…
Doğuşan IŞIK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.