Ağır Sorunun Basit Çözümü
Diyarbakır Memur-Sen şubesinde 19 05 2011 tarihinde akıl ve iman atmosferinde bir Kürt formu düzenlendi
.
Gazeteci yazar Ali Erkan KAVAKLI ile araştırmacı yazar Dr. Abdulkadir MENEK’ in tarihi bilimsel ve insani bakış açısıyla kalite kazanan bu forum katılımcıların da soru ve katkılarıyla düzeyli bir açık oturuma dönüştürüldü.
Birinci konuşmayı yapan Dr. Abdulkadir MENEK Kürtlerin İslam öncesi Zerdüşt dinine mensup olup, Mezra Botan’ın bu günkü adıyla mezopotamyanın yerleşik halkı olduklarını dile getirerek, yaşadıkları olumlu ve olumsuz tarihi süreci tarafsız bir yaklaşımla dile getirdi.
Kürtlerin yaklaşık olarak Türklerden 250 yıl önce İslam’ı kabullendikleri, İslam ile inatlaşmadan ufak tefek direnişler hariç savaşsız İslam dinini kabul ettikleri, Anadolu’da ilk cami olarak Diyarbakır’daki kiliseden dönme Ulu cami ibadete açıldığı, ayrıca Osmanlılara ilhak konusunda da yine Molla İdris-i Bitlisi önderliğinde Yavuz Sultan Selim zamanında şartlı olarak Osmanlı himayesine girdiklerini ve özerk bir yönetim tarzı ile yönetildiğini tarihi bir gerçek olduğu dile getirildi.
Tanzimat fermanıyla özerk yönetimin bazı yetki kısıtlamasıyla başlayan istibdat peyder pey her fırsatta şiddetini artırmış öyle bir an gelmiş ki konuşulan her Kürtçe kelime başına 5 kuruş para alınmaya başlanmış, yetmemiş şiddet olayları devam etmiş, Şeyh Said isyanında 40 civarında lider, rehber, mürşit konumunda olan akıl, edep ve marifet ehli kimseler şeyh said ile birlikte idam edilmiştir. Gelişi güzel nereye defnedildiğini Diyarbakırlılara söylememe gerek yok dedi.
Sonrasında yaşanan hadiselerle Kürtlere yapılan zulümler gittikçe katmerli bir artışla kanser gibi azdıkça azmış Diyarbakır cezaevi işkence hanesiyle bu zülüm ayyuka çıkmış…
Efendim Araştırmacı Yazar Dr. Abdulkadir MENEK’in dile getirdiği zulümleri kaleme alsam bir yazı dizisi çıkar.Dolayısıyla her vicdan sahibi kimse biliyor ki Kürt sorunun asıl sebebi Türkiye Kürdistansında yaşanan zülümdür.
Gazeteci yazar Ali erkan kavaklı asıl çözüm kaynağı olabilecek İslam kardeşliği atmosferi altında bu milletin huzura kavuşabileceğini gayet dikkat çekici misallerle anlattı.
Dedi ki ;Arkadaşlar! ya Peygamber Efendimiz zamanında iki azgın düşman olan Evs ve Hazreç kabileleri gibi aklımızı başımıza alacağız ya da Alman ve Fransızlar gibi akli selimin ön gördüğü barış ve huzur adına bir proje üreteceğiz.ya da inancımızın temel prensi olan İslam kardeşliğini ihya ederek bu sıkıntıyı rahat ve huzura çevireceğiz.Başka bir çaremiz yok!... ne edip edip bir an evvel Cemahiri Muttefika-i İslamıyeyi kurmakta ön ayak olacağız, sorunumuzu çözüp komşu İslam ülkeleri ile var olan sınırları kaldırarak İslam dünyasını birleştirip var olan sorunların çözümüne katkı yaparak barış ve huzura katalizör olacağız.Dedi
Her iki düşünce ve fikir insanının ortaya koyduğu çözüm önerileri dinleyicileri heyecanlandırdı.Türk kardeşlerimizden bu önerilerin getirilmesi yüreğimize su serpti
Okuyucularımla paylaşmaktan haz duyuyorum.
1- Kürt kardeşlerimizi akıl ve iman atmosferinde dinlememiz lazım..Türklerin sahip olduğu hakları onlara da tanımamız lazım.Nasıl mutlu oluyorlarsa gereken katkıyı yapakla yükümlüyüz..Devlet bunun için vardır.
2- İsimleri değişen yerleşim birimlerinin isimlerini bir an iade edilmesi gerek..Bu değişiklikleri yapma talimatını verip, ülkemize sorun oluşturanları bulup onları sorgulamak lazım.
3-Kürtçe üzerindeki baskıları tamamen kaldırılmalı.Bütün i.ö.okullarında Kürtçeyi ders olarak okutmak gerek.Hatta bu ders Türklere zorunlu Kürtlere seçmeli olmalı, onlar yıllardır Türkçeyi öğrenmiyorlar mı? Ayrıca iletişim açısında Türk vatandaşlarımıza da katkısı olur.
4-Ekonomik konularda pozitif ayrımcılık sağlanmalı.(Bu bölgemiz uzun süre ilgisiz kalmış zaman zaman tahsis edilen teşvik paketleri de uyanıklar tarafından çar çur edilmiş)
5-Köy kurucuları silahsızlandırarak köy ihtiyar heyetinin himayesinde kamu yararına görevlendirmek lazım.Maaşını almaya devam edecekler.
6-Dağdan inen gençlerimizi bir rehabilitasyon sürecinden sonra özel bir projeyle kamu yararına görevlendirerek hayata kazandırmak gerekir.(Türkiye Cumhuriyetine bu yakışır)
7-Bir an evvel Kamu Yönetimi Reformunu gerçekleştirerek yerel yönetimleri güçlendirmek gerek.(Bu merkeziyetçi layüsel ve hantal yönetim tarzında kurtulmak lazım)
8-Anayasal vatandaşlık kavramını ön plana çıkararak her hangi bir ırka işaret etmeyecek tarzda anayasal bir düzenleme de kaçınılmazdır..
9-……
Değerli dostlar itiraf ediyorum ki bu forma katılmak beni mutlu etti, hoşnut etti, bana enerji ve umut verdi.Bir anlık çektiğim yaşadığım sıkıntıları bana unutturdu.
Peki bunu kim yapacak? İşte bütün mesele de bu hepimiz yapacağız.Bu sorunun asıl çözümü Parlamentonun kaliteli bir yasama çalışmasıyla hal etmek mümkün olduğu için hepimiz tarafı olduğumuz siyasi partilerde dile getirmeliyiz.Yetmiyor sendika ve derneklerimizde dile getirmeliyiz.Hayatın her alanında söz sırası bize geldiği zaman çekinmeden dile getirmeliyiz.Unutmayalım bunu dile getirmek bu çözümün arkasında durmak hiçbir açıdan suç teşkil etmiyor.Bu problem uğruna 100 milyar dolarları kaybettik varsın yılda 3-5 milyar de barış ve huzur için harcayalım.
Selam sevgi ve umutla yaşayın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.