- 1085 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SİMAV 16. EYNAL KAPLICALARI ŞAİRLER ŞÖLENİNİN ARDINDAN İZLENİMLER
SİMAV 16. EYNAL KAPLICALARI
ŞAİRLER ŞÖLENİNİN
ARDINDAN İZLENİMLER
Geçtiğimiz günlerde Kütahya Simav’da gerçekleştirilen Simav 16. Eynal Kaplıcaları Şairler Şöleni her ne kadar Simav Belediyesince yapılsa da organize edenlerin büyük bir özveri ve sevginin ürünü olarak katılımcıların belleklerinde damgasını vurdu.
***
Programdan yaklaşık on beş gün önce aldığım davet telefonundaki ses “Davetiyenizi aldınız mı?” diye soruyordu.
“Ne daveti” şeklinde gelişen sohbete izahatle Simav 16. Eynal Kaplıcaları Şairler Şölenine davetliği olduğumu, katılıp katılmayacağımı sormuşlar ben de bu nezakete karşılık kabul etmiştim.
Aslında, bir davete hemen evet demek hiç de kolay değil. Yıl için de mütemadiyen bir çok yere davet edilir, bir çoğuna da çeşitli nedenlerle katılmak mümkün olmaz. Ancak, o an Simav’ın ruhumda ayrı bir yeri vardı. Zira geçtiğimiz yıl yapılan 15. şölende de bulunmuştum.
Bu şölen, yaklaşık on altı yıldır Eynal Kaplıcalarında yapılmakta. İlk on dört programı Osman KARAASLAN dostumuz sponsor ve belediye desteği ile yapmıştı, ancak, kurumsallaşma adına son üç yıldır bu ulvi görevi Simav Belediyesi devraldı.
***
Yola çıkmadan birkaç gün önce defalarca Belediyenin Kültür Danışmanı tarafından arandım. “Hangi otobüsle yolculuk yapacağıma, kaçta bineceğime, kaçta ineceğime” kadar sorular sordu ve yakından ilgilendi. Ulaşım şartları gereği gece dört civarında Simav’da olacağımı söylediğimde, bana hemen yeni bir yol haritası çizerek, yolculuğumu sekiz saatten altı saate indirdiği gibi gecenin geç bir vaktinde değil de sabah yedi otuz da Simav’da olmamı da sağlamış oldu. Karşılayacaklarını da söyledi. Bu ilgi karşısında nutkum tutulacaktı desem yanlış olmaz. Böylelikle gecenin bir vakti ne araç aramak ne de tenhalarda beklemek zorunda kalmayacaktım.
Ne güzel tesadüftür (ki ben tesadüfe inanmam) ben otobüste koltuğuma oturmuşken koridorda koltuğunu arayan ve aynı programa katılmak üzere yola çıkan değerli hocam Celal OYMAK’la karşılaştık. Bilenler bilir bazen yol arkadaşına katlanmak zordur. Yine ne tesadüf ki yanımdaki koltuk hocama ait çıktı. Böylelikle seyahat başından şiir sohbetiyle güzel başlamış oldu.
***
Tatlı yorgun gece yolculuğundan sonra, sabah yedi kırkta otobüsten indiğimizde daha bagajları almamıştık ki, arkamdan tanıdık bir ses ile ilkindim. Tabi ki seslenen Belediye Kültür Danışmanının bizzat kendisiydi. Bu genç hanım sayın Başkanın selamları ileterek, önce terminaldeki ofiste taze demlenmiş ıhlamur çiçeği ikram ederek, terminalde kısa sohbet ve çay faslından sonra Eynal Kaplıcalarındaki odalarımıza kadar refakat etti.
Yerleşme ve dinlenmeden sonra kahvaltı salonun da bazı sürpriz dostlar ile hasbihal ettik. Simav 16. Eynal Kaplıcaları Şairler Şöleni’ne Ankara’dan Mehmet Nuri Parmaksız, Celal Oymak, Pehlivan Uzun, Mustafa Firengiz, İsmet Bora Binatlı, Abdullah Satoğlu, İsa Kayacan, Vedat Fidanboy, Murat Duman, İbrahim İmer, Gülten Ertürk, Durak Turan Düz, Ergün Veren, İsmail Tunç, Bahattin Karagöz, İstanbul’dan Sadettin Kaplan, Yusuf Bilge, Nedim Saatçioğlu, Necmettin Selçuk, Amasya’dan Mustafa Ayvalı, Adıyaman’dan Şemsettin Ağar, Aydın’dan Abdülkadir Güler, Şükrü Öksüz, Bursa’dan Temel Şahin (Aşık Turabi), Faruk Anbarcıoğlu, Emin Zeybek, Düzce’den Serdar Öncü ve Yunus Kara, Karaman’dan İbrahim Şaşma, Gaziantep’ten Yıldırım Katrancı, Pınar Atay, Eskişehir’den Halil Gürkan, İzmir’den Şevki Dinçal, Engin Çır, Şerife Çınar, Yalçın Benlican, Özen Gülay Atacan, Kırklareli’nden Alaettin İkican, Kütahya’dan Esat Anık, İsa Kahraman, Kadir Güven, Tokat’tan Hasan Akar, Hatay’dan Sevil Mısırlıoğlu, Simav’dan Osman Karaaslan ile Asım Kısbet davet edilmişlerdi. Buı yüzleri bu kadar özleyeceğimi düşünmemiştim bile. Zaman içinde bizden önce gelenler kadar yeni katılanlar oldu. Sohbet, sohbet ve sadece şiirden sohbet.
Hasbihal esnasında programda görevli asistanlar (Ayşen Güzel, Esra Acaroğlu, Nezahat Mencik, Sade Karaince) tarafından her katılımcıya ayrı birer dosya sunuldu. Bu dosya incelendiğinde içinde notluk, kalem, Simav ve Eynal Kaplıcalarına ilişkin büroşürler, Eynal geçecek zaman ve program akışına ilişkin detaylar ile herhangi bir talep yada soruna karşın görevli dört asistanın ulaşım bilgileri bulunuyordu. Sağlıktan güvenliğe kadar düşünülmüş, boş zamanların ise kaplıcalarda geçirilmesi tavsiye ediliyordu.
Buna göre program üç günlük olarak planlanmıştı. Ancak bu program sadece şiir dinletisi olarak planlanmamış, konukların Simav’ı tanımaları ve kaynaşmaları için de özen gösterilerek hazırlandığı belli oluyordu. Programın detayında ufak geziler ziyaret ve sohbet yoğun olarak yer almıştı. Sempozyum, açılış, kokteyl, çelenk koyma, kortej yürüyüş ve en önemlisi büyük hayır etkinlikleri. Burada öğrendiğime göre şairler şöleni bilinçli olarak büyük hayır etkinlikleri ile aynı tarihe alınmıştı.
***
İlk gün saat on bir’de açılışı değerli hocam Mustafa FİRENGİZ’in “Mehmet Akif ve İstiklal Marşına konulu sempozyumu” ile oldu. Bu değerli konuşmayı dinleyenlerin unutacağını sanmıyorum. Öğrenci ve Simavlıların yoğun ilgisini gösterdiği sempozyumu yaklaşık beş yüz kişi dinledi.
Bu yaz da yemek faslı gibi sohbetlere yer vermek istemiyorum. Ancak, bu tür ihtiyaçların gereği kadar düşünüldüğünü hatta katılanların kilo alarak ayrıldığını da vurgulamakta fayda var.
Saat on dört sıralarında İzmir’de yaşayan ancak, bir Simav aşığı olduğunu konuşmasında vurgulayan sayın Raşit SELÇUK’un Fotoğraf Sergisinin açılışı yapıldı. “Dört Mevsim Simav” isimli Fotoğraf sergisinde Simav her mevsimde resmedildiği kadar, bazı resimlerde aynı manzaralar yaz ve kış olarak sergilenmiş sanatçı tarafından ayrı bir bakış yakalanmış olduğunu gördüm. İlgi ile gezilmesi gereken bir sergiydi.
***
İlk gün akşamında geziler görsellikler kadar Eynal Kaplıcalarında geçen zaman içinde bu kaplıcaların faydalarından pay almakta ayrı bir güzellikti. Aslında konaklama bilinerek kaplıcalarda sağlanmış buradan faydalanılması da tavsiye edilmişti.
Belediyenin Eynal Kaplıcalarındaki tesisleri hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse; apart moteller, iki adet otel ve özel aile banyoları olmak üzere bin atmış bir yatak kapasitesine sahip, ayrıca bünyesin’de, iki adet termal havuzlu Türk hamamı, kapalı termal yüzme havuzu ve aile restaurantı, kafeterya, internet cafe, wiarles, masa tenisi, bilardo, oyun salonu, termal aguapark açık yüzme havuzu bulunuyor. Bunun dışında iki yüz kişilik toplantı (seminer) salonu, çay bahçeleri, mangal yapabileceğiniz doğal piknik alanları, çocuk oyun parkları, yürüyüş alanları, voleybol, basketbol, futbol sahası, market, pide fırını ve camii de mevcut. Kaplıcadaki tüm kapalı mekanlar jeotermal ısıtma sistemi ile ısıtılma özelliğine sahip, kaplıca ile Simav arasında 07.30 ile 23.30 saatleri arasında Belediyenin otobüs seferleri de yapılıyor.
İşin asıl hassas noktası elbette tesis değil. Tesisin kurulmasına vesile ana faktör Eynal kaplıcasında, su sıcaklığı yaklaşık 60°C ancak, ilk çıkış noktasında 160°C bazı mühendis arkadaşlardan öğrendiğime göre bu sıcaklık dünyada tek. İlçeye dört km uzaklıkta denizden 850 metre yüksekte ki vadi içinde. Ve muhteşem doğal güzellilere sahip bir yerde.
Kaplıca her çeşit romatizma, cilt-deri hastalıkları, kırık-çıkık, kadın hastalıkları ve ruhi çöküntülü durumlar, böbrek taşlarının dökülmesinde etken bir tedavi rolüne sahip.
160 °C bulan ısısından dolayı ilçe jeotermal enerji ile ısıtılıyor. Bu konu da sayın Başkan konuşmasında da ilçenin ulaşılamayan kısımları için ihale açıldığını vurgulamıştı. Bunun yanı sıra yine jeotermal enerjiyle, çevrede seracılık ve kaplıca da özel tesisler yapılmasıyla da örnek bir çalışma gerçekleştirilmiş.
Büyük gezgin Evliya Çelebi 1671 yılında Simav’a gelmiş ve ünlü Seyahatname’sinde Eynal Kaplıcalarından “Dünya’da ve Anadolu’da bir çok kaplıca gezdim, gördüm. Ama (Simav) Eynal Kaplıcaları gibisini görmedim, böylesi yeryüzünde yoktur.” diye söz ederek önemini ayrıca, “Eynal’ı görenler görmeyenlere anlatsın, görüpte anlatacak birini bulamayanlar da derdine yansın.” diyerek övmüştür.
***
Kaplıca da iyice dinlendikten sonra ilk gün akşam şiir zamanı geldiğinde, programı şairlerimizden Gülten ERTÜRK sundu.
Slayt gösterisi ile başlayan programın açılışında konuşma yapan Simav Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Mustafa TENEKE, “Elbette siz kalem üstatlarının karşısında konuşmam kolay değil. Sayın Belediye Başkanımız başka bir program nedeniyle aramıza biraz geç katılacak. ….. Biz hizmet etmek amacındayız, hatalarımız olursa affınıza sığınıyoruz. …… Güzel sanat ve şiirler dolu üç gün geçirmek arzusundayız. Sizlere iyi eğlenceler diliyorum.” diyerek programı açtı. Akabinde konuşan İLESAM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri PARMAKSIZ “Simav Belediye Başkanına ve çalışanlarına, Osman KARAASLAN’a teşekkür etti. Bizler gelip geçiciyiz ancak Simav Belediyesi bakidir. Bu programda destekleri ile baki kalacaktır.” dedi.
Programa iştirak eden Kütahya Milletvekili Alim IŞIK ise “Ülkemizin dört bir yanından gelen siz kalem erbapları ilim ve teşkilatım adına teşekkür ederim. Üçüncü kez aranıza katılıyorum, ancak, burada size siyaset yapacak değilim. Bana sizi selamlama imkanı veren ve bu programı organize edenlere teşekkür ederim. Ben Kütahyalı şairleri her zaman zevkle dinledim. Bu akşamda zamanım oldukça sizleri dinleyeceğim. Hepinize katıldığınız, ilimize şeref verdiğiniz için teşekkür ederim.” diyerek konukları selamladı.
Yoğunluğundan dolayı geceye biraz geç iştirak eden Simav Belediye Başkanı Kasım KARAHAN, “Türkiye’nin dört bir yanından davetimizi kırmayarak gelen dostlar hepiniz hoş geldiniz. Bizleri duygulandıran Simav 16. Eynal Kaplıcaları Şairler Şöleni sizlerin katılımı ile tat geliyor. ….. Biz kültüre yer ve önem vermeye çalışıyoruz ilk defa Simav’da 23. Nisan yabancı ülke çocukları ile yapılmaya başlandı” diyerek diğer faaliyetlerden ve belediye hizmetlerinden bahsetti. “Biz Simav olarak her türlü sanat kültür etkinliklerine sahip çıkıyoruz. İnşallah bizden sonrakilerde sahip çıkacak. Ki o zaman kültür yaşar. İnşallah Simav’dan memnun ayrılırsınız.” dedi.
Şiir dinletisi başladığında ünlü şairlerimizden Şevki DİNÇAL’ın “Başım Gözüm Üstüne” şiirini kendi esinden dinlemek ayrı bir zevk oldu, yine Mustafa FİRENGİZ hocamız 1963 yılında bir arkadaşının söyleminden duyduğu ve unutamadığı Erdoğan ALKAN’ın yoğunlukla anonim bilinen “Büyü” şiirini ustalıkla seslendirmesi bana göre geceye damga vuran şiirler oldu. Engin ÇIR ve Aşık Turabi’nin konseri ile devam etti gece. Eski millet vekillerimizden şair Faruk ANBARCIOĞLU’nun Gülten ERTÜRK ve İsa KAHRAMAN ile “Kütahya’nın Pınarları” düeti gecenin hoşluklarından oldu.
***
Programın ikinci gününde, şairlerin makamında ziyaret ettiği Simav Belediye Başkanı Kasım KARAHAN “Gönül kapıları size her zaman açık olan Simav’a hoş geldiniz. Biz sanata ve kültüre önem veriyoruz sanatçı kıymetlidir.” diyerek selamladı. “İlçemiz de sanatı ve sanatçıyı seviyor siz gelmek istediğiniz sürece kapılarımız sizlere her zaman açık, teşekkür ediyor, en derin saygıları sunuyorum” dedi.
Burada nezaketlerine teşekkür eden İLESAM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri PARMAKSIZ “Önümüzdeki yıl yurtdışından da katılımlar ile geleceğiz. Bunlar öncelikle dil birliğimiz olan Türkmen ülkeler olacak.” diyerek beklentilerini iletti.
Ziyaretin ardından günün anlamına binaen yaş kütüğüne şilt çakıldı. Belediye binası önünde sohbetlerde bulunan şairler çarşı içinden kortej halinde yürüyerek Kaymakamlık binasına çelenk koydular ve saygı duruşunda bulunarak istiklal marşını okudular.
***
Yeşilköy Değirmen Restorantta gözleme ziyafeti eşliğinde şiir sohbeti yapmadan olmadı yine. Mikrofonu kapan şiir okudu derdini anlattı.
***
Saat on beş sularında Simav Koyuncuoğlu İ.Ö.O bahçesinde başlayan “Büyük Hayır Etkinlikleri” yine Başkan KARAHAN’ın konuşması ile başladı.
Başkan KARAHAN konuşmasında “Büyük Hayır Etkinlikleri”ne verdikleri önem ve başkanlık faaliyetleri ile hazır halkı bir arada bulmuşken ilçelerine dair bilgiler verdi.
Biraz dokunmak gerekirse, geleneksel olarak her yıl mayıs ayında Belediye tarafından büyük hayır ve sünnet töreni yapılıyor. Bu törenler üç gün sürüyor ve çocuklara sünnet giysileri giydiriliyor. Folklor gösterileri davul zurna eşliğinde yapılan tören, aynı gün çocuklar arabalar ile büyük bir konvoy oluşturularak Simav sokaklarında gezdiriliyor. Pazar günü ise yemek daveti veriliyor. Kur’an sureti ile topluca dua edilip, tüm halk çevre ve yöre insanları kadın erkek herkes davet ediliyor. Bu büyük Organizasyon ile ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatılıyor.
Bu yıl ki katılımı ifade etmek gerekirse organizasyonda beş yüz resmi gönüllü yanında öğrenciler çalıştı. Öğrencilerin kesin sayısı hakkında bir şey diyemezsem de bu sayı diğer görevlileri de aratmayacak kadar ciddi. Ki bu sayının nasıl bir kitleye hizmet ettiğini varın siz hesap edin derim. Halk “Büyük Hayır Etkinlikleri”ne gerçekten büyük önem verdiğini böyle göstermiş oldu. Ayrıca belirtmek isterim ki “Büyük Hayır Etkinlikleri”nin tüm giderleri hayırseverlerin katkıları ile sağlanmış, Belediye ise organizasyonu her sene üstlenir durumda. Programda folklor, mehteran ve helva karma şenliğinin ayrı önemi var.
***
Ve yine o akşam şiir zamanı geldi. İkinci gün akşamında da şiirler okundu. Gecenin ilerleyen saatlerinde sünnet töreninden bir selam verebilmek için gelen Başkan KARAHAN’a sazıyla sitem eden Aşık Turabi,
Anadolu Simav’dadır
Başkanımız hoş geldiniz
Kutlamalar bu haftadır
Başkanımız hoş geldiniz
Her türlü anlatın bizi
Kendinizle bir tutun bizi
Halkada dinletin bizi
Başkanımız hoş geldiniz
Turabi’nin sözü bitmez
Bu kültürün özü bitmez
İLESAM’da yazı bitmez
Başkanımız hoş geldiniz
İLESAM’da mazi bitmez
Başkanımız hoş geldiniz
Bu sözlere teşekkür eden Başkan KARAHAN “İlçem adına siz ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. İnşallah memnun ayrılıyorsunuzdur. Gelecek yılda buluşmak istiyorum” demesine Mehmet Nuri PARMAKSIZ’da “Kültüre yapılan hizmet kaybolmayan hizmettir” diyerek yanıt verdi.
Gecenin sonunda Başkan KARAHAN konuklara katılım belgesi ve hediyeler sundu.
***
Üçüncü gün sabahı ayrılık vakti de yaklaşırken, zamanın nasılda su gibi akıp geçtiğini gördüm yine. Geriye dönüp o geçen iki günün mütalaasını yaptığım zaman “ne güzel dedim kendime iyi ki gelmişim. İyi ki Simav’dayım. Yine yeni ve güzel insanlar tanıdım ne mutlu bana.”
Sabah kahvaltısından sonra ayrılanlar oldu. Yollar kavuşturduğu gibi ayırmaya başlarken, şair başka zaman bir başka güzellikte şiirle buluşmak üzere sözleştik bazı dostlarla.
***
Büyük Hayır Etkinlikleri üçüncü güne girerken, yemekler yapılmış tüm ilçe çevredeki köylerden de büyük katılım ile çorbaya kaşık sallama zamanı da gelmişti. Hazırlanan yemekler coşku ve mutlulukla yenirken, değişik insanların kattığı renk, hiçbir resmin karesinde görülmemiş bu mutluluk tablosunda olmak ayrı bir onur ve gurur kaynağı oldu.
***
Vakit durmadan ilerlerken, ayrılmadan Ece Sultanı ziyaret etmek isteğimize hızlı bir organizasyon yapan Kültür Danışmanı Ayşen GÜZEL soluğu Ece Sultan Türbesinde aldırdı bize.
Rivayete göre Ece Sultan, Hüsüm Köyü’nün yakınlarında, meşe ağaçları kaplı tepede yatmakta olan Ece Sultan Bursa evliyalarından Emir Sultan’ın müritlerindendir.
Aslen Isparta – Yalvaç doğumlu olan Ece Sultan, aynı zamanda beydir. Rüyasında çağrılması üzerine Bursa’ya Emir Sultan’ı ziyarete gider. Talebelik yapar. Dönüşte Simav’ da vefat eder. Ve bugünkü mezarının bulunduğu yere gömülmüştür.
Bazı kaynaklar türbeyi hayırsever insanların yaptırdığını söylese de şairlerimizden Asım KISPET bu çalışmada Simav Belediyesi ve işçilerinin de önemli katkılarını olduğunu vurgulamıştı bu ziyarette. Ayrıca ziyaretin hemen girişinde bulunan başka bir imama ait kabirde ilginç öyküye sahip.
Ve bir detay ben ziyaret ettiğim yerleri anlatıyorum ancak, burada açıklama yapan dostum Asım KISPET başka ziyaretler olduğunu açıklayarak, ilçeyi çevrelediklerini çeşitli zamanlarda yaşana depremlerde bazı çevre ilçelerin ve yerleşim yerlerinin yerle bir olduğunu keza, bu yazı hazırlanırken yaşanan depremde de ölümün çeşitli kazarlarda ki kayıplarımız yanında çok az olması hususu dikkatimi çekti.
***
Ne demişti Yahya Kemal
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan,
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol,
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol,
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar, gözleri nemli,
Bîçâre gönüller, ne giden son gemidir bu,
Hicrânlı hayâtın ne de son mâtemidir bu,
Bir çok gidenin her biri memnûn ki yerinden,
Bir çok seneler geçti dönen yok seferinden.
Belki gözyaşı döken olmadı ama gittiğimizden emin olma garantisi olmasa gerek aldıkları gibi otobüse bindirdiler usulünce.
Veda vakti gelince sözler biter, yürek susar, gözler donarmış. Nitekim öyle de oldu. Söylemek istediklerimi söylemeden ayrıldı otobüs her birinden.
***
Ayrılıklar mekanlar içindir bedenler gider ama yürekler yarılmaz. Yine öyle oldu. Biz ayrılmadık mekanları değiştirdik sadece. Ancak, gösterdikleri nezakete ve sabra; her bir işi sorumlu olarak yaparken yorulan şölen ve Büyük Hayırla aynı anda ilgilenen iki farklı mekanı kontrol ederken bazı sıkılan ve bunalan, bunaldığında bile nezaketi, saygıyı, tatlı dili, hoşgörüyü elinden bırakmayan Kültür ve Sosyal İşler Müdürü ve dostum demek istediğim Mustafa TENEKE’ye hakkını iade edemesek de, o sabah terminalde karşılayan, enerjisiyle ışık saçan, evini ailesini emanet edip konuklarıyla ilginenen ve bunu sevgi ile yapan Kültür Danışmanı Ayşen GÜZEL’e, tanımakla mutlu olduğum ve genç yaşlarına rağmen görev ve sorumluluk bilincinin hakkı ile yerine getiren asistanlar Esra Acaroğlu, Nezahat Mencik, Sade Karaince’ye ve tabiki Simav Belediye Encümenine nazarında Kasım KARAHAN’a, yıllarca emek veren Osman KARAASLAN’a ve ev sahipliğinin hakkını veren Asım KISPET’e sonsuz teşekkürlerimi huzurunuzda sunarken, bu günümüze damgasını vuran deprem için Simav halkına geçmiş olsun dileklerimi ayrıca sunarım.
İbrahim İMER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.