- 1393 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÇINAR
Şehrin merkez camiinde ikindi ezanı yeni okunuyordu.Minarelerden çıkan ezan sesleri çınarların gür yeşilliğine bürünüp, göğe doğru ağıyordu.Dünyayı ışık hızında üç kez dolaşıp göğün en yükseğine çıkıyor, oradan da yeryüzüne salkım salkım iniyordu.Az bir gayret sarf edilse, belki göz ile görülürdü bu sesler.
Şadırvan hıncahınç doluydu.Çoğu yaşlı, orta yaşlı aralarında gençlerinde bulunduğu insanlar dirsekten sığalı kolları,çemrenmiş paçalarıyla abdest sırası gözlemekteydi.Abdest alanın yerine bir başkası geçiyordu.kimi hemen işini bitiriyor, kimi de uzun müddet oyalanıyordu.Ezanın bitiminde şadırvan iyice tenhalaştı.Çoğu içeri girdi.
Camiinin içi bir hoştu.Eski zamanların ihtişamıydı.Namazı deruni bir hazla kıldılar.Namaz esnasında inceli kalınlı öksürükler tekdüze devam ediyordu.Biri bir taraftan öksürmeyegörsün, cevabı hemen başka bir taraftan daha dehşetli bir öksürükle verilmekteydi.Böylelikle namaz selamlandı bitirildi.Duası yapıldı.Camii dağılmaya başladı.Dışarda büyük bir kalabalık oluştu.Herkes kendi arasında alabildiğince konuşmaya başladı.Yarım saat kadar sonra da kalabalıktan eser kalmadı.Avlu bomboş kaldı, ıssızlaştı.Arada bir gelip geçen kendi telaşesindeki insanlar…Sadece o kadar.Yalnız iki kişi.Camiinin avlusundaki ulu dalları göğe ağmış, yaşlı çınar ağacının altında konuşmaktaydılar.Genç olanı yaşlıya diyordu ki:
--- “Bu çınar amma büyümüş yahu kaç yıllık acaba?”
Yaşlı adam çınar ağacına baktı.Bir süre konuşmadı.Neden sonra:
--- “En az dört yüz beş yüz senelik var.”dedi.
Bu kez ikisi de sustular.Daldılar.Her biri kendi düşüncesindeydi şimdi.Yaşlı adam bir ara kafasını kaldırıp genç olana baktı.Bir şey söyleyecek gibiydi kararsızdı.birden kararsızlığını yendi.Gözleri parladı.Yüzü ışıklandı:
--- “Bak evlat”diye başladı. “Bu çınar gibi ne kadar çınar ağacı var cennet ülkemizde?Sayısı bir hayli az.Bu yüzden bunlara çok önem vermek lazım.Bu bizim kültürümüzdür.Kültürümüzün sembolüdür.Bazen duyarız “eski ağaçları şuraya buraya zarar veriyor diye kestiler!”Böyle çok işittim.Oysa o ağacı baltalamak kültürü baltalamaktır.Kültür bir milletin temelidir evlat.Özellikle bizim milletimizin temeli çok sağlamdır.Biz o sağlam temelin altını oyma yarışındayız.Yıllarca, asırlarca oluşmuş bu temel biz altını oydukça sarsılmamak için vargücüyle direniyor.Aslında bunca zorlamaya rağmen sarsılmalıydı.Neden sarsılmıyor peki?Çünkü sağlam.Yüzyıllar boyunca oluşmuş.Biz onun altını oyacağmıza az bir destek versek kim bilir nasıl olur?Bizi nerelere götürür.Nasıl yükseltir?Eğer o kültürü yıkarsan bir daha zor oluşturursun.Misal şu çınarı düşün.Kaç senede büyümüş bu hale gelmiş?Sen gidip şu çevredeki evleri yıkarsın, camlarını tuğlalarını alaşağı edersin.Yalnız üç senede beş senede yenisini yapabilirsin.Başka örnek bir çocuğu yedi yaşında okula versen , on beş senede okutur adam edersin.Velakin böyle bir çınarı ne on beş senede yetiştirirsin ne de elli senede.Aradan asırların geçmesi lazım.Bu da tek kişiyle olmaz.Bütün nesiller seferber olacak bu işe.Ancak o zaman yetştirirsin böyle bir çınarı.
İşte oğul kültür de bu çınara benzer.Yıkıldığı zaman zor inşa edilir.Ama bu lafları kim söyler kim işitir.Biz çınarlarımızı baltalarken kültürümüzü yıkıyoruz haberimiz yok.Kime ne deyim kime ne söyleyim.Kusura kalma oğulcuk, senin de başını ağrıttım.Hakkını helal et.Oldumu sakın kusuruma bakma.
Yaşlı adam böyle deyip ağır ağır kalktı.Bastonuna dayanarak başkaca hiçbir söz etmeden uzaklaştı.O giderken genç adam onun arkasından bir süre baktı ve kafa sallayıp:
--- “Doğrusun bre dede, sonuna kadar haklısın”dedi.
Sonra o da kalkıp uzaklaştı.Biraz önce oturdukları yer bomboş kaldı.Yalnız yaşlı çınar ağacının yaprakları akşam kızıllığında usul usul sallanıyorlardı.
SON