- 1024 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Şair Halit Yıldırım ile Röportaj
Çorum Cumhuriyet Lisesi öğrencilerinden Merve Gediktaş’ın Edebiyat dersi dönem ödevi olarak şahsımla yaptığı röportajın metnidir...
Merve Gediktaş: Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Halit Yıldırım: 1968 yılında Uğurludağ İlçesinde doğmuşum. Ankara’da başladığım İlkokulu Çorum Zafer Okulunda tamamladım. 1986 yılında Çorum İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldum ve aynı yıl Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesine girdim. Bir müddet öğretmenlik yaptıktan sonra Tarım Bakanlığına Ziraat Mühendis olarak atandım. Halen Çorum Tarım İl Müdürlüğünde Mühendis olarak çalışmaktayım.
İlkokuldan beri (1979) şiir yazmaktayım. 2010 yılında “Yarına Ağıt Düne Gazel” isimli ilk şiir kitabımı çıkardım. Şiirden başka hikâye ve deneme türlerinde de yazılarım vardır. Yakında “Misafir” isimli bir hikâye kitabı çıkarmayı düşünüyorum. Bir ara Çorum’da günlük gazetelerde köşe yazarlığı da yaptım.
Şiir ve yazılarım Aşkın E Hali, Hale, Somuncu Baba, Gülpınar, Milliyet Müzik Magazin gibi dergi ve çeşitli gazetelerde yayınlanmaktadır...
Musikiyle de ilgilenmekteyim. Eczacı Enver Leblebicioğlu’ndan nota ve ud dersleri aldım. Ayrıca TSO Türk Sanat Musikisi Korosu üyesiyim. Şiirlerimin bazıları başta Prof. Dr Suat Kıyak olmak üzere çeşitli bestecilerimiz tarafından bestelendi. Ayrıca TRT repertuarında bestelenmiş bir şiirim bulunmakta. Benim de amatör beste çalışmalarım vardır.
Merve Gediktaş: Sizi bu mesleğe yönelten hayatınızdaki en önemli faktör nedir?
Halit Yıldırım: Benim Ziraat Mühendis olmam biraz tesadüf eseridir. Ben Edebiyatçı veya Hukukçu olmak istiyordum. Babam Tarım İl Müdürlüğünde çalışıyordu. Tercihlerimi buradaki Mühendislerle yapınca haliyle Ziraat Fakültesi de yazıldı. Nasip böyleymiş, sonuçta Ziraat Mühendisi oldum. Ancak mesleğimi de çok seviyorum.
Merve Gediktaş: Çocukken hayal ettiğiniz mesleğiniz bu muydu?
Halit Yıldırım: Çocukken ben subay olmak isterdim. Subay komşularımız vardı Ankara’da… Onların üniformaları ilgimi çekerdi. Tabiî ki hayatı tanıdıkça bu hevesler yerini mizacıma daha uygun mesleklere yöneltti.
Merve Gediktaş: Hayatta en çok olmasını istediğiniz ve istemediğiniz şey nedir?
Halit Yıldırım: Ben böyle bir ayrım yapmadım kendi adıma. Ancak her zaman hakkımızda hayırlısı ne ise onun olmasını, hayırsız olacak şeylerin olmamasını arzu ederim. Ülkem için ise birlik ve beraberlik en arzuladığım şeydir. Ayrılık ve gayrılık ise istemediğim…
Merve Gediktaş: Şiir hayatınıza ne zaman girdi?
Halit Yıldırım: 1979 yılında İlkokul 5. sınıfta okurken o yıl Dünya Çocuklar yılı ilan edilmişti. Rahmetli öğretmenim Ahmet Özlü benden bu konuyla ilgili bir şiir yazmamı istedi. Şiir yazmaya ilk defa öyle başladım. Daha sonra da şiire devam ettim. İmam Hatip Lisesinde okurken de Kültür Edebiyat Kolunda gönüllü olarak sürekli görev aldım. Okulumuzu temsilen birçok yarışmaya katıldım, bazı dereceler yaptım. Ahmet Yetim hocamızdan şiirle ilgili ilk temel teknik bilgileri öğrendim.
Ancak şiirde asıl sıçramayı Üniversite de yaptım. Burada da Türk Dili dersi hocamız benimle özel olarak ilgilendi ve bana şiir tekniği konusunda bilgiler verdi. Bu kısa dersler şiir dünyamı tamamen değiştirdi. Dolayısı ile bu tarihten önce yazdığım şiirleri sadece bir amatör karalama olarak değerlendiriyorum.
Merve Gediktaş: Şiirin hayatınızdaki yeri nedir?
Halit Yıldırım: Şiir benim hayatımın ayrılmaz bir parçasıdır. Hatta benim için ekmek gibi, su gibi bir ihtiyaçtır. Üzüntümü, sevincimi, öfkemi şiirle ifade eder, şiirle paylaşırım.
Merve Gediktaş: Şiir yazmak sizin için alışkanlıklarınız mı yoksa olmazsa olmazınız mı?
Halit Yıldırım: Demin de söylediğim gibi şiir benim için bir ihtiyaçtır. Zira insan duygularını paylaşmak ister. Ama bazen her şeyi olduğu gibi değil de bazı şeyleri adeta şifrelercesine üstü kapalı bir şekilde paylaşmak ister. Bu da şiir yoluyla olsun, hikâye yoluyla olsun en güzel paylaşım şeklidir bence… Bu yüzden alışkanlıktan ziyade bir ihtiyaç, belki de olmazsa olmazdır diyebiliriz.
Merve Gediktaş: Eserlerinizi ve şiirlerinizi yazarken sadece duygularınızla mı yoksa hayatınızdaki olasılıklarla mı yaklaşıyorsunuz?
Halit Yıldırım: Şiir bir ilham sonucu doğar. İlhamı; kimi zaman duygularımız, kimi zaman da hayatımızda karşımıza çıkan olumlu ya da olumsuz olaylar getirir. Zaten farklı konularda şiir yazmış olmam da bunun bir göstergesidir.
Merve Gediktaş: Şiir yazmak için bir ortama ihtiyaç duyuyor musunuz?
Halit Yıldırım: Şiir yazmak için bir ortama her zaman ihtiyaç yoktur. Yani böyle bir genelleme doğru değildir. Zira şiirin ortamı insanın yüreği, ruh halinin uygun olması gerekir. Ancak bazı ortamlar insanı bu ruh haline sokabilir. Bazen bir söz, bir bakış, bir olay, bir olumsuzluk neticesinde aniden bir yüreğinize ilham olarak doğuverir. Ya hemen orada şiirinizi yazarsınız, ya da bir yere not alırsınız, ya da kafanızda şiiri oluşturur daha sonra kâğıda geçersiniz. Ancak şunu söylemede fayda var. Şiirin tamamını yazacağınız ortam, sizi kimsenin rahatsız etmeyeceği bir ortam olmalıdır. Ben şiir yazarken bir gelip “ne yazıyorsun” diye yazdığımı okumaya kalkınca ne ilham kalır bende, ne de heves…
Merve Gediktaş: Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Halit Yıldırım: Ben boş zamanlarımda genellikle kitap okurum. Edebiyat, tarih, ziraat, ekonomi, kamu yönetimi ve güncel olaylarla ilgili kitapları sürekli okurum.
Şiir için ayrıca boş bir zaman kollamıyorum. İlham ne zaman gelirse şiiri o zaman yazıyorum. Ancak hikâye yazarken birkaç gün kafamda olayı kurguluyorum. Yazarken illaki boş bir zaman gerekiyor.
Bundan başka daha önce de belirttiğim gibi müzikle de uğraşıyorum. Ud ve bağlama çalıyorum. Bazen beste çalışmaları yapıyorum.
Merve Gediktaş: Son olarak neler söylemek istersiniz?
Halit Yıldırım: Öncelikle sizlere Çorumlu yazar ve şairler hakkında böyle bir ödev verdiği için Edebiyat Öğretmeniniz Ertan Beye çok teşekkür ediyorum. Sizi de bizleri arayıp bulduğunuz, verilen vazifeyi titizlikle yapmaya çalıştığınız için tebrik ediyorum. Tüm öğrenci kardeşlerime derslerinde ve tüm hayatında başarılar diliyorum.