Öcü!!!.......
(İyi ve güzel ancak ve ancak Allah’ın Dostları’ndan, O’nun Peygamberi’nden ve yalnız O’ndandır...)
Ey müslüman!... Ah insan!...
Kalbine gelene bir bak ve vur!... Gelen ve giden ne varsa "şeriat"a vur. Ya da yok, yok!... Şeriat’a vurma!... Şeriat nedir, bilmeyenler; şeriatı yanlış işitenler, öğrenenler, okuyanlar, yaşayanlar, görenler; şeriat’tan haberi olduğu halde bihaber olanlar, "şeriat" kelimesinin ruhundan habersiz oldukları için, bu kelimeyi; "şeriat"ı duyunca korkarlar, ürkerler ve rahatsız olurlar... Biz, ey müslüman, ey insan!... Kalbine gelene bir bak ve vur!... Gelen ve giden ne varsa (...) dedikten hemen sonra şöyle devam edelim: Evet gelen ve giden ne varsa, o bütün gelen ve gidenleri hiç düşünmeden seni yoktan var eden, sana yarattıkları içinde yapılacak bir güzellik yarışmasında daha sahneye çıkmadan birinciliği ta ezelden ilan edilecek kadar; hane değil, sokak değil, cadde değil, mahalle değil, köy değil, kasaba değil, şehir değil, bölge değil, ülke değil, kıta değil, yedi kıta değil, dünya değil, alem değil, alemler değil, tam olarak tamı tamına, ne bir eksik ne üç fazla tastamam onsekizbin alemin güzeli kılan; seni evet seni, İsra suresinin 85., Tin suresinin 95., Hicr suresinin 29. ve elbet en genel manada zaten bizzat kensini için, insan için indirdiği, Habibi Olan Son Peygamber (aleyhisselatu vesselam)’ın göğsüne Cibril (aleyhisselam) kanalı ile akıttığı ve koruyuculuğunu Zat’en, Zat olarak bizzat kendi üstlendiği son ve en ekmel; mükemmel ihsanı olan Kur’an-ı Kerim’e ve sonsuz hayra varman ve ermen için O aziz kitabın ruhuna talip olarak yaratan; ve evet, elbet seni, seni, seni; kendisine çekmek için Zariyat suresinin 56. ayetinde işaret buyurduğu manaya erdirmek için, uğrunda her şeyi yarattığı sevgilisi, yine sevgilisi ve hep sevgilisi olan Hazreti M....... sallallahu teala aleyhi vesellem’i, nazarında bir sivrisinek kanadı değeri kadar olmayan ve çirkinler çirkini olan dünyaya sevketmek için aşikar ve saklı, sayısını ancak kendisinin bileceği bir çok sebebi yoktan var ederek ve o nedenleri bahane ederek O(aleyhisselam)’nu bu fani alemde yaşatan ve seni hakkıyla, hakikaten, hak olarak ve hakkını vererek seven; sana gözün gördüğü, kulağın duyduğu, elin değdiği onca şeyin dışında akıl almaz güzellikler, hayırlar ve nimetler hazırlayan, sana gaye olarak ne bir leşten ibaret dünyayı ne de ne ölümün ne de tasanın olduğu cenneti, cennetleri değil nurdan işaretlerle yalnızca kendi rızasını belirleyen ve sana çok acıyıp, çok acıyan ve çok acıyacak olan Allah’ın ve şimdi manasından akıtılacak olur ise sonsuza kadar yazılabilecek mananın sahibi, mana sultanı, Allah’ın Sevgilisi (allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain)’nin ki O evvela Rabbi’nin sonra O’nun kullarının ashabının, kendine sonra gelecek olan ümmetinin, büsbütün insan ve cinnin ve Biricik Aşkı’nın yarattığı her şeyden sonra senin; ey müslüman, ah insan senin aşığın olan o; Son Peygamber (aleyhisselam)’ın ölçüsüne yani Kur’an’a ve Sünnet’e velhasıl "şeriat"a vur, diyelim kısaca!!!...
Ve en nihayet ey müslüman, ah insan!... Evet, kalbine, gönlüne, ruhuna gelen giden her ne varsa yalnız bir damlacığını aktarmaya çalıştığımız, sana yalan ve yanlış izletilen, öğretilen, duyrulan değil işte, işte bize akıtılan ve duyrulması istenen ve büsbütün senin iyilik ve güzelliğin için olan Allah’ın ezel ve ebed huzur sistemi olan bu "şeriat"a vur ve vurduktan sonra bir adım geri çekilerek bak!...
Sayet gelenler ve gidenler bu ölçülere uyuyur diye kalbinde doğan bir şey var ise onu al ve gerisinde ne varsa at gitsin!...
Sonra da yaşa!... Yaşa da alem, büsbütün alem, bütün varlık müslüman görsün, insan görsün. Şeriat’ı, Kur’an ve Sünnet’i, İslam’ı yaşa ki; Allah’ın Dostu sevinsin, Allah’ın Habibi tebessüm etsin ve Allah hoşnut olsun. Olsun olsun da iblis’e bir manada, güzeller güzeli ve her hükmünde hikmet sahibi olan Allah’ımız:
Şimdi anladın mı ey cahil!... Neden Adem’e secde et diye emir eylediğimi!... diye ta ezelden yaptığı ilanını bir de bugün, zamanın ahirinde, sevdiklerinin vesilesi ile ve bir şekilde herkeslere duyursun...
Ve korkulan o şeyin yani şeriat’ın aslında en güzel korkuya, bütün korkuları korkutan o korkuya; Allah korkusuna biricik vesile olduğunu ve ondan, şeriattan, Kur’an ve Sünnet üzre bir hayat yaşamaktan korkmak yerine aslında bütün davanın bu hayatı yaşamak olduğunu bir kez daha ilan etsin...
Hele, sen bilmesen de ve anlamasan da bir yaşa!... Yaşa, anla ve anla ki ağla!... Ağlamak ne güzel bir sünnettir ya hu!...
Haydi yalnız Allah için, Kur’an ve Sünnet üzre hiç ölmemek için bir hayat yaşamaya: Bismillah, niyyet ettim Allah rızası için yaşamaya, vesselam...
YORUMLAR
Hele, sen bilmesen de ve anlamasan da bir yaşa!... Yaşa, anla ve anla ki ağla!... Ağlamak ne güzel bir sünnettir ya hu!...
Haydi yalnız Allah için, Kur’an ve Sünnet üzre hiç ölmemek için bir hayat yaşamaya: Bismillah, niyyet ettim Allah rızası için yaşamaya, vesselam...
ah be güzel insan ... ne güzel dile gelmissin...
o güzel gönlüne saglik...
selam olsun uzaklardan ....sevgimle ........