mektup
Ey sevgili !
bu zamansız mektup yüreğimde büyüyen amansız acının bir kör kurşun gibi dönüp dolaşıp her köşe başında gelip seni bulmasıdır. Bu bir arzuhal değil, yandıkça büyüyen bir yangının rüzgara kapılıp kapına dek ulaşan külleridir.
Sen rüyalarımda tepelerin ardındaki vatanım, o tepeler ki bin umutla birini aşıp diğerini aşamadığım; vatanınım hep başka dağlar ardında kalması gibi, ne kadar koşsam, dağlar aşsam da yine varamadığım, ulaşılmazımsın.
Sen bir gökkuşağı koştukça kaçan, sonra birden yok olup vuslatı başka yağmurlara bırakan...
Ve sen susuzluktan kavrulduğum çölde önümde çağlayan olan serabım...
ne zaman sofrasına bağdaş kursam, hep acı lokmasını tattım sevmenin.
Lügatımda acı geçer sevmek denince, hüzün geçer, sızın geçer.
Anlamsız mısralarla doldurmuşum sevda kitabını...
hep boş kağıt vermişim vuslat sınavında...
Ve zaman gelmiş unutmuşum bir zamanlar ne çok unutulduğumu, ah ! bu tekerrür eden sevipte sevilmemek, bir tokat daha atsın suratıma, çok geçmez düzelirim...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.