- 1031 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MEZARLIKLAR VE KAYBETTİKLERİMİZ
Kim bilir nerde kaç yaşında
Bir ömürlük saltanatın olacak bir musalla taşında
Cahit Sıtkı Tarancı
Ölümün nerde kaç yaşında bizi bulacağı belli değil belki ama ömrümüzün bir musalla taşında son bulacağı,bu dünyadaki saltanatımızın er geç sona erceği apaçık ortada şairimizin de dediği gibi.
Mezarlıklarla,musalla taşlarıyla tanışmam doğduğum anda başlar benim.Nasıl olur diyeceksiniz.
Eviniz mezarlığın yanındaysa bal gibi de oluyor.Söylemesi bal gibi fakat çocuk gözüyle mezarlıkları seyretmesi hiç de öyle değil …
Köyde yaşadığımız senelerde evimiz mezarlığın yanındaydı.Ölen kişilerin tabutunun soğuk musalla taşlarına koyuluşu hala gözlerimin önünden gitmiyor.Sadece bu mu.Gözlerimden gitmeyen o kadar çok sahne var ki. Genç yaşta intihar eden annesinin mezarının başında günlerce ağlayan Esen in hali çocuk yüreğimi acıtırdı.Ana, kalk ana deyişleri ,bağrışları,çığlıkları hala kulaklarımda.Sabahtan akşama kadar mezarın başında beklerdi.Annesini de alıp evine gitmek istediğini haykırıyordu onu gelip eve götürmek isteyenlere…Günlerce mezarın başında ağladı ağladı ağladı....
Ölenin ardından ağlanıyordu ama ne yazık ki giden geri gelmiyordu bir türlü.
Ne kadar gariptir ki o zamanlar hiç korkmazdım mezarlıklardan.Ölülerden değil dirilerden korkmak gerektiğini o günkü çocuk aklıyla kavramıştım herhalde.
Sekiz yaşıma kadar bu acı sahnelere şahit olan ben…Nerden bilebilirdim ki köyden şehre göç ettikten sonra on sekiz yaşında babamı kaybedeceğimi ve mezarlıklarla tekrar tanışacağımı.
Babamın mezara gömülüşünü hiç görmedim ben.Nasıl görebilirdim ki.Yaşadığım acıdan dolayı kendimden geçmiştim.Kolay mı otuz yedi yaşındaki babasını bir anda kalp kriziyle kaybetmek.
Bugün iyi ki de görmedim diyorum.Çünkü kendimi onun öldüğüne inandıramıyorum bir türlü.Rüyalarımda sürekli yaşadığını,evimize geldiğini görüyorum.
Bayramlarda bizim gibi elini öpecek babası atası veya annesi,dedesi,nenesi olmayanlar gibi bizde babamızı ziyarete gidiyoruz. Bu ziyaret pek de güzel geçmiyor ne yazık ki.Dökülen gözyaşları eşliğinde öpülen soğuk mezar taşları. Mezarlıklara dökülen sular.Okunan dualar ve sevdiklerimizi bıraktığımız soğuk kara topraklar ,mezarlıklar... Yaşarken vermediğimiz öldükten sonra mezarlarının üstüne koyduğumuz çiçekler…
Artık kaybettğimiz kişilerin mezarlıklarının da adresi var.Bu dünyada adresi belli olmayan kimsesizler ne yazık ki öldükten sonra bir adrese kavuşuyorlar.
Mezarlık ziyaretlerinde, ziyarete gelen insanları ve mezarlıkları inceliyorum . Buraya gelen insanlar, hepimiz ,bir gün kim bilir nerde kaç yaşında bu mezarlıklarla tanışacağız diyorum içimden.Bugün ziyaretine geldiğimiz mezarlıklarda bir gün biz de yatacağız ta ki sur düdüğü üflenip kıyamet kopana kadar.Bu inanç da olmasa insan yaşayamaz herhalde sevdiklerini kaybettikten sonra.
Ahiret inancı hayata bağlıyor insanı.Evet biliyorum bir gün gelecek sevdiklerimizle birlikte olacağız cennet bahçelerinde inşallah.
Mezarlık ziyaretlerinde çoğu zaman mezar taşlarını okurum.Kaç yaşlarında öldüklerine bakarım.Nedense daha çok genç yaşta ölenlere üzülürüm.Sevdiğiniz kişinin ölümü genç de olsa yaşlı da olsa insanın yüreğini dağlar biliyorum ama gençlerin daha çok yaşayacağı şeyler olduğuna inanıyorum belki de.
Bir kitapta okumuştum yaşamanın kıymetini anlamak ,her şeyin fani ölümün gerçek olduğunu anlamak istiyorsanız haftada bir mezarlıkları ziyarete gidin diye.
Evet haftada bir mezarlıkları ziyaret edin bir yakınınızı kaybetmemiş olsanız bile.Hayatın bize sunulan en güzel armağan olduğunu ve her anını dolu dulu yaşamak gerektiğini anlamak istiyorsanız…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.