Bir Masal Yazdım “Ben” Yok ,Ben’den Var
hayrettin taylan
Ünlü Aşk Yamacısı Mir Aşıkettin ‘in Yeri-4
Adı açıklanmamış bir sevdanın masalındayım. Evvel zaman içinde içim içinin içinde .Bir varmış, birisi varmış, varmış ki vardığına varamamış. Kalbur zaman içinde ,aşk kamburu olup Ana kankru gibi aşkını can kucağında taşırmış.
-Pireler berberken, biz seninle beraberken ,sen annenin kucağında tıngır mıngır sallanırken,
Ben Mecnun olup Halep’te aşka bir adımım iki yüz arşın.Şimdi İstanbul’da bir adımım sen, bir adım bir sen metre ediyor. Gökten üç elma düşmüş.,
- Ben al elmanın alasıyım. Sen bal elmanın kalasısın .Aşk, Adem elmasının
ayrılık tadıymış.
Ve şimdi uçarı çita gibi sensizliğe koşuyorum…
“ Az gittim, biz gittim, dere tepe düz gittim.Ne gitmeler bitti, ne bitmeler gitti.
Yolda tatlı bir cadıya rastladım. Geldi yaramın tadını baktı. Gittik biz gittik Dilnaz.
Çocuklar gibi aşk oyunları oynadık. Ben tavşan , o tazı, yaşadık bazı bazı.
Yüreği açılmamış sevgiler sundu. Aşk meğer tatlı cadılardan öğrenilirmiş.
-Yüreğimin derin bilincinde aşka peri oluyor yüz görmüşlüğün.
-Ruhum beyninde oturmaya geliyor.Senin adresin kalbimin tümüdür.
-Tümelin tünelinden yanılgıları tatmamış, bilinçaltı zehirlenmesi yaşamamış ,aşk acısı yaşamamış bir ben’e tümden/gelinli senler akıyor.
Beni anlıyor musun aşk masalımın ruh terbiyecisi. Ki masalında Hintli bir aslanım.
-Dünyanın en büyük yangınında bir ağaç kavuğuna saklanmış, ağaç yandıkça yuvarlanarak denize kendini atan bir aslan. Ki yangın o kadar büyükmüş ki deniz de yanmış.
-Hintli aslan, denizin dibinde pençeleriyle bir mağara açmış,mağara büyümüş büyümüş dünya kadar olmuş. Yangın bittiğinde. Bu büyük mağaranın ortasında ismi Dil, ruhu naz olan bir peri belirmiş.
-Binmiş aslana dünyayı dolaşmış Dilnaz. Gelmiş,gelmiş ta bana gelmiş.
Aşk suyu gözesinde sular seni tümlüyor böylece.Masal ile asal aşk arasında yasal bitişler var.
-Yağmurlar ıslatmıyor vicdanımı.Gözyaşların kadar kaderci değil iç çocuğum.
İçşel bir travma yaşıyor terk edişin. Hintli bir aslan olsam da Hint keneviriyle sensizliğe sarhoş olmuşum.Hint kumaşı giymiş uzak kalışların yürek ceylanı olarak seni kazanma arınmam bitmiyor.
-Asaletini kaybetmiş kayıpsızlığın yolculuğunda yol masal gibi uzayıp gidiyor.
Onlar erdi muradına, biz Muradın şemi olduk .
-Biz şemli gecelerin “ay “ yansımasında ay ve şem olmayı bekledik.
-Ay yıldızların sıcağından çekindi. Ay hilal halinde , helalim olan seni sundu.
Şem,cemalinin akışında eriyip durdu gecemize.Biz biz eridi.
Ay ile şem arasındaydı şeblerimiz. Ve sen ay/şemdin yaşanan en büyük aşka.
-Özlemenin şemini yakıp, ay yüzüne şifreleniyor sende kalışlar.
“eğer beni görüyorsan, onu görüyorsundur
eğer onu görüyorsan, bizi görüyorsundur.”
Bizi görmenin ayırdığı zamanı görmüyor görünmeler, arınmalar, pişmanlıklar, affedilişler illa ki mecburi gidişler.
-Sorunsallı tükenmişliklerin tükenmez k/alemiyle sığınıyorum vuslatının b/endine.Biraz kendime baraj oluyorum göz yaşların akarken . Biraz daha göz pınarlarının vicdanı paklığını yaşamak savaşındayım. Biraz daha varlığını içime çekiyorum .
Sol yanımla ol vaki hanım arasında gülden hanlar yaptım kendime.
Gayrı imkansız dediğimiz unutulma dağlarının arkasında gülden hanlar var.Gül cemalinden güller büyür.Gül üstüne gül yetişir.
-Eksiltilerimizin künyesine gül de eklendi.Gül hanım var.Gül yaprağından yapılmış aşk hanımda üşümüyorum.
-Ay kendi şemini yakıyor gün/eşine gerek kalmadı .Bir masal yalanıyla sensizliğin uzlarına imza atıyor bekliyorum beklemeyi Dilnaz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.