Hayatımın tanımlaması . . .
Hayatımın en küçük yaşına dair hatırlayabildiğim ilk hatıram iki yaş civarlarında…Karlı soğuk bir kış günü beyaz yünlü,üzerinde kırmızı kelebekler olan bir battaniyeye sarılmış ufacık beni,doktora götürüyorlar.Ben karlı ağaçları,buz tutmuş yolları,etrafın beyaz örtüye bürünmüş halini seyreder ve minik zihnimin alabildiği kadar yaşamın güzel olduğunu düşünürken,aslında bunun sadece bir mevsim seyri değil,hayatın kendisine bakan bir penceresinin manzarası olduğunu ilerleyen yaşlarımda fark edeceğim..
Yaşayan tüm çocuklardan farklı bir çocukluk devresi geçirmedim.Yeri geldi şımartıldım,yeri geldi ceza aldım.Ama her zaman için yaşadıklarını derinlerinde hisseden ve etkisini zihninin kuytularında kalan izlerle tartan bir yüreğim oldu.Küçük bir çocuk dahi olsan yaşadıklarının sende bıraktığı izleri fark etmek acı verici…Heleki onları istemesem dahi sonsuza dek yüreğimde taşımak zorunda olduğumu idrak ettiğim zaman,bu hayatım nasıl bitecek diye düşünmeden edememiştim…
Sevinçlerini de hüzünlerini de saklamayı bilmeyen bir çocuktum ben..Gülmek istediğim zaman her şeye rağmen güler,ağlamam gerektiğini düşündüğümde kimseye aldırmadan ağlardım..Hala öyleyim..Gülümsemelerimi de,hüzünlerimi de saklamayı bilmeyen bir çocuk..Kaybettiğim tek şey kimseye aldırmayışım oldu.Artık dikkat ediyorum bulunduğum ana ve ortama..Gülmemem gerekiyorsa kendimi tutuyor,ağlamamam gerekiyorsa uygun ortamı bekliyorum… Buna büyümek mi deniyor,yoksa masumiyetini kaybetmek mi bilemiyorum…Kendime sakin bir köşe bulup içimde tuttuğum kahkahalarımı serbest bıraktığım yada uygun ortamı bekleyipte salıverdiğim gözyaşlarım bana sahici gelmiyor artık…Aynalarda gördüğüm ağlayan yüzün gözyaşlarına ellerimle dokunduğum ve çaresizliğinin iç yüzünü görmeye çalıştığım vakit,onun bir oyuncu mu yoksa sadece yaşadıklarının yeni izlerini kabullenmeye çalışan birisi mi olduğunu artık ayırt edemiyorum…Yüreğime dahil olan yeni izleri eninde sonunda kabullenip,dosyalayıp gönül rafımdaki konumlarına yerleştiriyorum.
Yıllar sonra dönüp bakmam gerektiğinde;kimi acı dediklerime gülüyor,onları sorun yaptığım için derin utanç hissediyor,kimi acı dediklerime ise tekrardan neden kurcalayıpta gönlümü bunalttığım sorusunu sorarak kendi kendime saatlerce kızıyorum….Hayatımızda yaşadığımız öyle şeyler vardır ki,bir kere daha üstünden geçildiğinde yıllar önce yaşanmış olsalar bile yine aynı derecede can yakmayı başarabilirler…Yine tecrübeyle anlıyorum ki,her yaşadığımı dosyalamak zorunda değilim.Hayatla paylaştığım kimi acılar unutulmaya mahkum olmak zorunda…Yoksa onlar ben onları mahkum edeceğime,benim yüreğime paranga vuruyorlar….
LAYEZAL . . .
YORUMLAR
hayat biribiri ardınca açılan kapılarla doludur layezal, bazen hepsini kaparsın yada hayat kapatır ama seni bekleyen birisi hep vardır; Ataullah İskenderi şöyle buyurur; ALLAH SENİ YARATTIKLARINDAN UZAKLAŞTIRIYORSA BİL Kİ SANA DOSTLUĞUNUN KAPISINI AÇMIŞTIR... selametle ablacımm:)