Dün Gece Yine...
Dün gece gördüm seni yine... Aynı yerde duruyordun. Hiç tanımadığım biriyle, hiç bilmediğim, bilemeyeceğim, varamayacağım bir yerde... Ne kadar istedim sana ulaşmayı hâlbuki... Senin tenine, o yakıcı sıcağını, dondurucu soğuğunu her saat, her dakika, her saniye hissetmeyi... Her değdiğimde titremeye razıydım ben tüm benliğimi yakan ateşine inat... Dün gece yine bunu hayal ettim, bütün gece...
Dün gece konuştum seninle... Senin duyamayacağın kadar sessiz... Kimsenin duymayacağı kadar sessiz... Kendimden bile korkarak konuştum seninle... Yalnızken ben ve uzaktayken sen. Sen ise yine bana cevap vermedin... Dün gece sen yine duymadın aramızdaki gizli sohbeti...
Dün gece ayrılırken yanından seni düşündüm yine... Ne kadar güzel olduğunu... Alnına düşen ipekten zülüflerini düşündüm. Bakışlarındaki şefkati, şefkatinin ardında gizlediğin acıları, ışığını, sıcaklığını, endişelerini, korkularını düşündüm. Pırıl pırıl saçlarını düşündüm her biri benim için ayrı bir hazine olan, gecemi aydınlatan, her bakışımda kör olduğum, telleri arasında mahpus kaldığım saçlarını... Hangi cevher süsleyebilirdi ki saçlarını? Hangisi saçlarının ışıltısı yanında sönük kalmazdı...? Dudaklarındaki o gülüşü hayal ettim sonra bütün gece... Yalancı ama içten; anlamlandıramadığım kadar sıcak, beklemediğim kadar soğuk... Dün gece yine seni yaşadım kendi içimde...
Dün gece yine aşkımı haykırdım sana olan, uzak diyarlardan getirdiğim, Ferhat’tan, Mecnun’dan, Yusuf’tan çaldığım aşkımı... Bir dağ gibi sarp, engelli, aşılması imkânsız, büyük; bir sözünle önüne serilecek olan aşkımı... Haykırdım... Tüm dünya duydu haykırışlarımı sadece sen duymadın... Uzaklardaydın ve gene duymadın, gene bilmedin bunu... Dün gece yine sana haykırdım aşkımı sen hiç duymamış olsan da...
Dün gece ağladım yine yastığı başıma basarak... Şehit oğluna ağlayan baba gibi ağladım... Yuvası bozulmuş kuş gibi... Yüreğini kaybetmiş aşık gibi... Ben gibi... Ölüm gibi ağladım... Ben ağladım ama sen yine aldırış etmedin... Dün gece yine ben ağlarken, sen gülüyordun...
Senin bilmediğin hayallerim, senin duymadığın konuşmalarım, senin yaşamadığın yaşayışlarım, sesin hissetmediğin aşklarım, senin gözlerimden süzüldüğünü bilmediğin gözyaşlarım... Ben bütün bunların içinde kendimi kaybettim, seni bulmak için... Seni sevdiğim için yani... Sırf dün gece yine seni sevdiğim için...