- 1062 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
I.Bölüm (Yaşama Hırsı)
Soğuk bir sonbahar yaşıyordu tüm kent, ıssız kaldırımlar bile artık son bulmuştu… Sessiz sakindi. Duygulara tercüman olacak kimsecikler yoktu. Kimsesizdi artık. Sağa baksa yalnızlık sola baksa uçurum. Gidecek hiçbir yer yoktu…
Aranacak yeni insanlar, sohbet edilecek yeni yüzler belki de. Hiç kimsenin olmadığı bu kentte bunu düşünmek hayal bile olsa, hayali ile avunmasını öğrendi. Hani derler ya ‘’insan kendi kendine konuşursa ona ‘’deli’’ derler. Her insanın içinde dev bir okyanus kütlesi kadar yaşanmış anı vardır oradan oraya sürükler, kalpteki anıların sayısı ya bir olmuştur ya da iki. Aralarındaki tek fark ise kalpteki anıların okyanus kadar derin bir anlam ifade etmesi idi. İşte kimsecikler kalmayınca etrafında kalp konuşur. İçinde daha fazla kalmasına gerek yoktur, kusar olabildiğince atar ne varsa bir şarjör boşaltır ve bin ömür ağlar…
Nede olsa yaşamalı hiç değilse gülmeye çabalamalıydı İNSAN. Karmaşık duygular el verdiğince büyür sormayınca sağ kolum dediği insan. Kendince öylece kalıverir unutulunca, aylardan nisan bahar çiçek açar, sonbahar ise soldurur. Göremezsin dalında bir yaprak. Uçup gitmiştir, yakalayıp tutsan da o artık senin değildir.