- 1358 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOCUKLUĞUMUZU ESKİCİYE SATARKEN-YENİSİNİ ALACAĞIMIZI SANIRDIK.
Arnavut kaldırımlarına benzer, kesme taşlı ,yokuşu ve inişi bol olan,dar sokaklarda
büyüdük,
Gerçek masalsı hikayeler gibi anılarımızı o dar sokaklara kazıdık,
En olmuyacak şeyler mahallemizde ansızın olurdu,
Günümüzde Siyah beyaz filimlerin seyredilmesi, bu yüzden galiba.
Eskiciler vardı,eski alır yeni verırlerdi,
Aslında tüm anıları yok ederlerdi,
Yarına birşey kalmamasının sebebi bundanmıdır acaba...
Hayatın gerçeği,,,
ESKİYİ ATMAK,UNUTMAKMIDIR,bilinmez,
Belki geleceğin sırrı gizli...
Her hikayenin bir gerçeği yansıttığını inanırım.
Düşündükce anılarım canlanıyor,
Çocukluğumdakı sevgi ile şimdiki sevgi arasındaki faklılığı düşünüyorum.
Evet farklıydı ,,,,,
Arkadaşlıklar, adı konulan fakat ismi tam belirlenemeyen bir başka dostluklar üzerine kuruluydu .
Hatırlarım gece saklambaç oynanırdı o karanlığın gizeminde arkadaşını söbelemek çığlık atarak seslerimızı tüm sokağa yayılmasından kimse korkmazdı,
Oysa şimdi karanlık çöktümü şehrin çığlıkları korkuyu ifade eder oldu..
Dedim’ya; çocuktuk biz mutluyduk.
Adı eski olan,ama hep yeni kalan o zamanlarda....
Çocuktuk ve çok canlı renkli bir günümüz vardı.
Sokaklar, mahalleler ,dar sokaklar oyun alanımızdı.
Yorgunluktan bitap düşüp evlere koşar ekmek üstü yağlı şekerli ekmekleri alır yine sokaklara koşardık.
Köşeden ağır ağır yokuşu çıkmakta olan kırık leblebi,keçiboynuzu,düdüklü şeker satan amcanın arabası görmek neşeydi.,
Önceden sakladığımız boş şişeleri,lastik terlikleri sakladığımız yerlerden çıkarıp keçiboynuzunu,kırık leblebi almak alırdık.
Çocuktuk ve bir okadar heyecanlıydık..
Telden yapılmış arabalarımız vardı.
Tahtadan tüfeklerimiz,
Tahta altına Sabun sürülerek giden kaykaylarımız vardı.
Yokuştan aşağı kendimizi bırakıp yerlere düşmelerimiz,
Dizlerimiz elleriz çizilsede gene o yokuşun en tepesinden aşağı tekrarladığımız heyecen veren yarışlarımız vardı.
Yirmi gollu ,otuz gollu maçlar oynardık
Kazanan, buz gibi gazozları yudumlardı,kahkahalarla gülerken.
Gazosumuzu kazansakta paylaşırdık..
Çocuktuk biz paylaşmayı bilirdık.
Okula erken gitmeler bir kenarda beklemeler kızlara laf atıp kızdırmalar günlük alışılmış hıkayelerdi.
Bayramlar bir başkaydı ,bayramlıklarımız sabah giyeceğimizin heyecanı kalplerimizi daha cok atmasına sebep olurdu.
Bır gün önceden giysılerimizi birbilerimize göstermelerimiz.
Nispet yapmak için değildi..
Hafta sonu bineceğimiz bisiklet için para biriktirir
Meydana koşardık parası olmayanı arkamıza alır,
Biz hep birlikte yaşardık .
Çocuktuk ve bır okadar paylaşımcıydık.
Karnelerimizi ellerimizde sallayarak tüm mahalleye göstermemiz
Derslerimizın çok super olduğundan değildi..
Karne almak sevinçi vardı o kadar ,
Çünkü söylenen sözler birdahakine daha iyi çalıştan öte kırıcı bir söz duymazdık,
Çocuktuk ve neşeliydık biz.....
Gün geldi BÜYÜDÜK ...
Her birimiz bir yerlere savrulduk
Hayatın içinde kaybolduk.
Eski çocukluğumuzu eskicıye satarken yenilerini alacağımızı düşünürdük...
Şimdi anlıyorum.
NEDEN eski filimler bu kadar çok izlendiğini......SALİH ATASEVEN
YORUMLAR
evet bilhassa hava karardığında hala ya elim sende ya saklambaç oynardık gerçi gene anneler balkonlardan seslenirdi ama şimdikisi kadar kısıtlanmazdık yani sokakta oynama kültürümüz vardı şimdi dört duvar arasında birsürü oyuncak ,bilgisayar var ama neşeli kahkahalar yok ..neden bilmiyorum ama yazı beni çok mutlu etti,teşekkürler