İmbik
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İmbik
Birkaç kez ölmem gerekti, bundan önce de. İliklerime kadar işleyen alevin kavurduğu, kan kokusunun baş döndürdüğü bir gün daha geçti. Sensiz anlamını yitirmiş her şey gibi, yemeklerin de tadı eskisi gibi değildi. Oysa düne kadar bir öğün aşına çok şey verebileceğim anamın yanındaydım işte. Çoğunlukla içinde kaybolarak büyüdüğüm çocukluk anılarımın tam ortasında soluk almanın, yaralarıma iyi geleceğini düşünenlere inat; düzel-e-miyordum.
Üstüne üstlük ilk aşkımın yaşadığı sokak kaldırımlarında kıpırdamadan saatlerce durduğumu görenler, başka bir aşka yandığımı anlamıyorlardı bile.
Siz bilmezsiniz onun beni ne çok sevdiğini; sabah şekerlemelerinde göğsüme yatıp, kirpiklerinin alfabesiyle bağrıma kazıdığı metinleri görmediniz ki.
Siz inanmazsınız böyle bir aşka; uğrunda ölebileceğimiz bir ‘biz’ için kaç defa kendimizden vazgeçtiğimizi bilmezsiniz ki.
O ‘biz’; günü geldiğinde karşımıza dikileceğini, aşkı kör edeceğini bildiğimiz, özümüzü boğacağından emin olduğumuz aşkımızın meyvesidir. Bize biz için düşman, bizi bizle yargılayan asıl suçludur aynı zamanda. Bize rağmen güzel, bize rağmen acımasızdır. Hem insan olmamızı sağlayan hem zıvanadan çıkaran da odur.
O ‘biz’; duyamadığımız bir tonda söyler diyeceğini. Bahar bilir bir tek onun ne dediğini. Bir de ölüler…
Çok paradigmanın aynı potada ergiyerek oluşturduğu yepyeni bir kavramın kamaştırdığı iki çift gözden bakıldığında dünyaya; mavi daha bir ışıltılıdır hani. Çocuk sesleri pek bir neşeli gelir, su aktıkça ferahlatır, zaman mutluluğun aynasıdır. Gülümser hayat işte sana öyle anlarda.
İbrik
Senden gider ne giderse. Çabalarsın, göbeğini çatlatırsın nafile, yine de yaranamazsın. Yaptığın iyilikler birer görev haline gelmiştir, bu bir yana ilk hayır demenle aforoz edilirsin dostun yüreğinden. Kutsallık sorgulanır yeniden küçücük yüreğinde, kim kimi yener bilinmez bu fokurdayan suyun orta yerinde.
İfrit
Yanılmak; bizi büyüten gerçek…
Yenilgiler; deneyimin körükçüsü…
Dik durmaktan sıkıldığımız anlarda neden yere çömelmek isteriz. Ellerimizi dizlerimize kavuştururken, kimi çağırır içimiz…
10.05.11
Nadir