- 1892 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
şerefe...
Kimi der zifttelenmek kimi der demlenmek… kim ne derse desin kadehlerin arkasına gizlermiş insanın kendini…
Her şey tık diye açılan şarabın sesiyle başlar. Ucuzdur şarap; varoş içkisi belki de… ama yeter insanın kendiyle mutlu olmasına. Bir edayla akar şişeden kadehe. Aylardır özlediğin sevgiliyi andırır adeta… bir gelin gibi salınır kadehte; offf şimdi gel de içme! Işıkları kapatıp mumları da yaktım mı bütün güzelliğini serer önüme.
Alırım salına salına duran kadehi elime; usulca götürürüm dudağıma. Öperim, öperim bir daha öperim. Yavaş yavaş işler bütün hücrelerime. Bir fahişe gibi teslim alır bedenimi… içtikçe güzelleşirim, güzelleştikçe içerim.
O an bütün dertlerim terk eder beni, en mutlusu benimdir şu hayatın. Kahkahalar atmaya başlarım olur olmaz yere. Çocuklar gibi şenimdir bundan gayrı ta ki uyanıncaya kadar.
Ama vakit daha erken uyanmak için. Keyfine varmalıyım bu mutluluğun. Onu bütün bedenimde hissetmeliyim önce. Başım dönmeli, sonra hayaller kurmalıyım arka arkaya… güneş mavi doğmalı mesela, yağmur kırmızı yağmalı. Kar da pembe olmalı. Çiçekler açmalı renk renk bir daha hiç solmamak üzere. Her yer yemyeşil bahar kokmalı sonra. Koşup oynamalıyım kırklarda; yaşayamadığım çocukluğuma inat. Bütün imkansızları imkanlı yapmalıyım.
Düşmeliyim!
Sadece dizlerimin kanadığı bir düşüş olmalı bu, yüreğime hiç değmemeli… annem öpünce geçivermeli birden bire. Bir de şımartılmak için ağlamalıyım. Dayanamayan anne yüreği elma şekeriyle güldürmeli yüzümü…
Büyümelim…
Sonra bir el uzanmalı beyaz göklerden ellerime. Sıkıca tutmalıyım o eli. Yalansız riyasız olmalı yüreği. Haylaller kurdulmalı bana hiç yıkılmayacak hayaller…Pembe panjurlu evden mutluluk sesleri yükselmeli bacasında dumanlar tütmeli mesela… ya da kır çiçekleri sermeli yollarıma…
Bir de sıcak bir el, güçlü bir omuz olmalı başımın altında; ne kadar yüklenirsen yüklen eğilmeyecek bükülmeyecek. Ne kadar ağlarsam demeyeceğim; ağlatmayan, güldüren seven sevilen kocaman bir yürek… yağmur başladığında elerliye bulutları dağıtan karanlık çöktüğünde bütün gücüyle güneşi çekip getiren bir el…
Üç tane çocuk sonra iki kız, bir ekek. Abi olmalı erkek; kardeşlerini koruyup kollamalı sahte bakışlardan, yalan aşklardan… gerçek bir adama teslim etmeli kardeşlerini ve peri kızıyla mutluluğa ulaşmalı…
Ahhh! Rüyalar ve hayaller…
Yaşama tutunmamın tek nedeni… her ne kadar uykudan kalkıp, sarhoşluk geçince dayanılmaz bir baş ağrısı sarsa da bütün benliğimi, güzel olan umutlu bir gece geçirmek…
Neylersiniz garibin ekmeği umut olmuş; onunla yatar onunla kalkar olmuş. Belki fukara tesellisi belki yürek avuntusu. Kırk yılın başı mutlu olmuşum dostlar çok mu? Bırakın boş kadehimi sehpanın üzerinde. Akşam olunca yine demlenirim, yine dökerim kendimi mutluluğun yollarına. Hadi hep birlikte şimdilik sağlığınıza
YORUMLAR
Sonra bir el uzanmalı beyaz göklerden ellerime. Sıkıca tutmalıyım o eli. Yalansız riyasız olmalı yüreği. Haylaller kurdulmalı bana hiç yıkılmayacak hayaller…Pembe panjurlu evden mutluluk sesleri yükselmeli bacasında dumanlar tütmeli mesela… ya da kır çiçekleri sermeli yollarıma…
rüyalar alemini analtmışısnız efsun hanım kutlarım
selam ve saygıalr...
efsun dalya
teşekkür ederim ilginize...
neşeli gibi görünse de hüzün yüklü satırlar...