- 1148 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KAN BİZDEN AKIYOR
Arzila bir zamanlar Partekiz hakimiyetinde olan Fas şehirlerinden biriydi. Portekizliler Müslüman topraklarını ele geçirmek için işte bu şehirden yelken açtılar. 1469 yılnda Portekiz kralı Afrikadaki ülkelerin keşfi için Lizbon’ lu saygıdeğer bir vatandaş olan Fernao Gomez ile anlaşmıştı. Gomez çok çalışkan ve şanslı biriydi. Bir yıl sonra, 1470 yılının ocak ayında kaptan Peroda Eskobez ile yelken açıp bugün Elmina denilen yeri keşfetti. Elmina halkı Fantiler’di. Çoğu balıkçılık yaparak geçiniyordu. Ama aralarında daha içerdeki Arşanti Krallığı’ na kadar giden cesur tacirlerde vardı. Onlar oradan Avrupalıların uzun zamandır aradığı bir şeyi getiriyorlardı.
Arşanti Krallığı, zengin altın yataklarına sahipti. Gana’ daki Golfied altın madeni dünyanın en zengin altın madeninden biriydi. Yılda yarım tondan fazla altın çıkarabilme kapasitesine sahipti.
Portekizliler kaynağına yaklaştıkları altından pay almak için hemen harekete geçtiler. 1482’ de Portekiz Kralı Mina’ ya on iki gemilik bir filo yolladı. Filonun komutasında Diego Dozanbuja bulunuyordu. Dozanbuja burada hemen bir kale yaptırmaya başladı. Kalenin yapımında binlerce insanı kullandı. Çalışma öyle hızlı ilerledi ki, yirmi gün içerisinde kalenin taş duvarları yükselmiş ve ilk katın tabanı yapılmıştı. Kale bittiğinde Dozanbuja gemilere yüklediği çok miktardaki altını krallığa yolladı. Kendisi atmış adamla beraber kalede kaldı. Tonlarca altın Portekiz’ e ulaştığında geride kalenin yapımında hunharca çalıştırılan ve altın çıkartmak için canlarından olan binlerce yerlinin kale civarındaki mezarları kalmıştı.
Portekizliler binlerce insanın canı pahasına çıkarılan tonlarca altını gemilerle ülkelerine göndermekle kalmadılar,insanlık tarihinin en kara sayfalarından olan köle ticaretine de el attılar. Bu kale köle ticareti için çok elverişliydi. Kadın köleler buraya getirilir,sonra buradaki zindanlara kapatılırlardı. Kalenin avlusu sadece kadınlar içindi. Bir kadını cezalandırmak istediklerinde onu güneş tepede ve hava sıcakken avluya çıkarıp bacaklarından bu güllelerle zincirliyorlardı. Böyle zamanlarda kalenin avlusu yürek parçalayan feryatlarla çınlardı.
Elmina Avrupalıların Afrika’nın bu kesimindeki ilk yerleşim yeriydi. Köle olarak toplanan ilk insanların çoğu Avrupa’ya işte bu Elmina Kalesi’nden yollanmıştı. Elmina bu korkunç rolü tam üç yüz yıldan fazla oynadı. Elmina Kalesi’nde yüz binlece insan tutsak edildi ve Avrupalılara satıldı.
Daha sonra Kongo’ya ulaşan Portekizliler burada kanlı ve acılı hakimiyetlerini kurdular. Bir çok Hristiyan rahip yollandı ve Hristiyanlık yayıldı. Kango’nun yerli halkı Bantular her işte çalıştırıldı. Köle ticareti yüzünden Kongo’da yerli nüfus azaldı. Köleler gemilere doldurulup Amerika’ya götürüldüler.
Avrupalılar Kongo’dan getirdikler zenci köleleri bu kezde Brezilya’daki şeker kamışı ve pamuk çiftliklerinde çalıştırdılar. Afrikalı kölelerin bitmeyen çilesi yüz yıllar boyunca Beazilya’da ve diğer Amerika topraklarında sürmeye devam etti.
Bir zamanlar ülkesi İspanyol sömürgeciler tarafından inim inim inletilen Kübalı şair Nicalos Guillen, zencilerin Avrupalı beyaz adamın elinden çektiklerini ’Kamış’ adlı şiirinde şöyle dile getiriyordu:
Zenci
Kamış tarlasının içinde
Beyaz adam
Kamış tarlasının üstünde
Toprak
Kamış tarlasının altında
Kan
Kan bizden akıyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.