- 987 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAMA SEVİNCİ VE BAHAR (Gündoğumuyla başlayan Sevinç)
Bugün açtım gözlerimi sanki yeniden hayata
uyandığımda farkettim hayatın bütün renklerini
yatağımdayım şimdi,gözlerim açık düşünüyorum
düşünebiliyorsam yaşıyorum vede dünyadayım
Ne güzel şey yaşamak yaşadığını bilmek ne güzel
gözüm görüyor kulağım duyuyor
ellerim ayaklarım tüm bedenim yerliyerinde yaşıyor
şükrediyorum rabbime elhamdülillah, elhamdülillah, elhamdülillah diye, diye
ve seviniyorum kendi kendime yaşıyorum ve insanım yine
bir parça toprak yada bir hiç olabilirdim şuan
ne güzel şey yaşamak yaşadığının farkına varabilmek
Etrafıma bakıyorum odam eşyalarım
masanın üstündeki akşamdan kalma bir gül tomurcuğu
kadar taze yazılarım ve şiirlerim hala gözlerimin önünde
duvarlardaki kabe resimlerim yerli yerinde
kar beyazı duvarlarım aydınlatıyor gözlerimi
Kalkıyorum yatağımdan yeni doğmuş bir cocuk heyecanıyla
dokunuyorum çevremdeki eşyalara yeniden dünyayı keşfedercesine
hissediyorum maddenin ellerime değen canlı kıpırtısını
yaşıyor odam ben eşyalarım tüm evren yaşıyor
şükrediyorum rabbime elhamdülillah, elhamdülillah, elhamdülillah diye, diye
tekrar mutlu oluyorum yine
Düşündüğümüzde şu koskoca evrenin büyüklüğü karşısında
bir nokta kadar bile gözükemeyecek ben
odam ve tüm varlıklar yaradanın sonsuz gücü ve kudreti sayesinde yaşıyor
demekki yanlız değilim benimle birlikte varlığını sürdüren
göze ölü gözüksebile var olan madde yaşıyor
Penceremi açıyorum mis gibi bahar kokusu doluyor içeriye
bahçem ağaçlarım güllerim ve çiçeklerim capcanlı duruyor karşımda
hayat hala sürüyor yeşilin üstünde en güzel renkleriyle
Hemen elbiselerimi giyip çıkmak istiyorum büyük bir heyecanla dışarıya
kapıdayım şimdi yavaş yavaş açıyorum kapıyı kendime doğru
muhteşem bir ışık doluyor içeriye gözleri kamaştırırcasına
yeryüzü dağlar masmavi gökyüzü sapsarı güneş karşılıyor önce beni
hayat bütün ihtişamıyla karşımda şimdi
Bulutlar yeni yıkanmış gibi bembeyaz dolaşıyorlar masmavi gökkubbede
güneş veriyor tüm ışıklarını yeryüzüne doyabilesiye
hava billur gibi tertemiz heryer net ve aydınlık
şükrediyorum rabbime yaşıyorum ve yaşatılıyorum diye
elhamdülillah, elhamdülillah, elhamdülillah diye, diye.
Hemen derin bir nefes çekiyorum içime
iliklerime kadar hissediyorum yaşamı
seviyorum yaşamayı,sevmeyi,sevilmeyi insan olmayı.
Yerimde duramıyorum hemen dolaşmak istiyorum tüm şehri
Sakin ama hızlı adımlarla ilerliyorum şehre doğru
Kuş sesleri geliyor kulaklarıma muhteşem bir ahenk içinde
derken ılık bir rüzgar esiyor
değiyor bir ipek yumuşaklığınca tenime
düşünüyorum kendi kendime
her şey bir sebep üzerine yaratılmış
rüzgar da bu hayat denizine katılmış
Yaşamın muhteşem sevinciyle ilerlemeye devam ediyorum
çocuk sesleri geliyor kulaklarıma,bir melodi misali cıvıl,cıvıl
renkli,renkli evlerin arasından geçiyorum
bahçelerinde yeşille mavi iç,içe
ağaçlar çiçeklerini yeni açmış tüm beyazlığıyla karşımda şimdi
arılar polen topluyorlar kımızı,mavi gül fidanlarından
kelebekler konuyor papatyalara,karıncalar dolaşıyor
çimenlerle karışık mis kokan toprak üzerinde
Evet hayat devam ediyor yeşilde,mavide,sarıda
ne güzel şey yaşamak ne güzel şey yaşadığını bilmek
biraz yürüyorum çocukların yanına varıyorum
bir bayram sevinci var gözlerinde daha sabahın ilk saatlerinde
bir simitçi geçiyor karşımdan
sanki tüm insanlar uyanın,hayat devam ediyor der gibi
taze taze simitlerim var diye bağırarak
Evet her kesin bir görevi var bu dünyada
simitçi simit satacak,işçi üretecek,çiftçi çiftini sürecek
biz şair ve yazarlarsa yazdıklarıyla insanlığa
iyiliği,doğruluğu,sevgiyi,barışı,kardeşliği öğretecek
Yürümeye devam ediyorum,biraz ileride kapının eşiğine oturmuş
bir çocukla karşılaşıyorum
az önce geçen simitçiden aldığı simit i yemeye çalışıyor
minnacık elleriyle tutarak
minnacıkta olsa elleri,bilmese de geleceği
sımsıkı sarılıyor hayata bir simit i tutarcasına
Yürümeye devam ediyorum gülümseyerek
küçük bir pınarın başına varıyorum,biraz sonra
tertemiz akıyor su,hayat gibi saf berrak
eğilerek bir avuç alıyorum kana,kana içmeye
evet içmeye doyulmayan seyrine kanılmayan su
şükrediyorum rabbime suyu ve tüm kainatı yarattı diye
Ya olmasaydı su,hava,gökyüzü,güneş
insan kaybedince anlıyor bir şeyin değerini
ne güzel şey,yaşıyoruz,görüyoruz,duyuyoruz ve hissediyoruz.
Misler gibi toprak kokuyor pınarın etrafında
küçücük bir çiçekten onlarca metre uzunluğa erişen
ağaçların yeşerdiği toprak
yeter ki bir tohum düşmeye görsün içine
ne zaman hangi vakit tohumu çatlatıp
yeryüzüne çıkaracağını biliyor ve uygun renkleri ve maddeleri veriyor
Bu sadece toprağın işi olamaz
toprağa bu işlemleri yapmasını söyleyecek birisi olmalı
nasıl bir bilgisayar yazılımı olmadan boş bir kutuysa
evet toprağa bu işlemleri yapmasını sağlayan birisi var elbet
rabbimiz yüce ALLAH celle celâluh
kainattaki sonsuz varlıkları kusursuz bir mükemmeliyette yaratmış
ve her varlığa birer görev vermiş
Evet her varlığa ne yapması gerektiğini emreden o
bir karıncayı düşünün o kadar küçük bedeniyle
kendinin kaç kat büyük ağırlıkları taşıyor
ve öyle küçük yaratılmış ki bedeni
mikron kılcal damarlardan kanı işliyor
ve mikron kaslarıyla kendinden büyük bir şeyi kaldırabiliyor
Ve birde mikropları düşünün gözle görülmeyen
birkaçı bile kendinden trilyonlarca büyük bir canlıyı
hasta edip ölümüne sebep olabiliyorlar
Evet her şey bir sebep üzerine yaratılmış
sebepsiz yaratılan bir toz zerresi bile yok
yeniden şükrediyorum rabbime
yaşıyorum ve yaşatılıyorum ve insanım diye
16.05.2003
MÜSLÜMAN Yazar, Aydın, Düşünür HASAN BEYAN ©