Duyguları aktarma konusunda en başarılı olan insan: ANNE!
Elim alnımda… Küçük bir dikiş. Parmaklarım bir aşağı bir yukarı hareket ediyor. Düşüncelerim de aynı hızda bir geçmişe, bir bugüne gidip gelmekte… İlkokul 2’nci sınıftayım. Annem ve anneannem, küçük kardeşimi de yanlarına alıp, dayımları ziyarete gitmişti. Beni götürmeden hem de! Nasıl olurdu bu? O bensiz hiçbir yere gidemezdi…
O kadar çok ağlamıştım ki; zavallı dedem başına geleceklerden habersiz, beni aldığı gibi -bize daha yakın mesafede olan kuzenime götürmek için- yola koyulur… En nihayetinde, gideceğimiz yere ulaşırız. Yol kenarında duran otobüsten inen ben, kuzenimi görme heyecanı ile dedemi beklemeden, birden kendimi yola atarım ve beklenen acı olay gerçekleşiiiiiiir. Arkadan gelen yük kamyonunun altında kalırııım… Kamyonun altından kurtarılınca, hastaneye yetiştirme çabası başlar. Sözlerimi hiç unutmuyorum: “Dedeciğim ben ölecek miyim? Ölecek olursam, o zamana kadar annem gelir yanımıza değil mi?”
……………
Bir çocuğun en ufacık yarası da olsa, önemli bir hastalığı da olsa, ya da ne bileyim; benim başıma gelen gibi ciddi bir trafik kazasına da maruz kalsa; annesinin şefkatli kollarında olmak istiyor. Çünkü çocuk, profesörü bilmez, annesidir en iyi doktoru! Muhtaçtır O’na! Annenin, o anda çocuğunun saçlarını okşayıp, her şeyin geçeceğini söylemesi yeterlidir çocuk için…
İhtiyacım olan her anımda, en güzellerinde olduğu kadar, en zor anlarımda da hep annem olsun isterim yanımda. İsterim istemeye de; üzüldüğümü gördüğü an benden çok kahrolmaz mı, işte o an, “Nasıl bir sevgidir bu?” düşüncesi sarar beni. Yoktur böyle bir sevgi… Çıkar gözetmeksizin, tertemiz duyguları ile ilk sevenlerimizdir annelerimiz; katışıksızdır sevgisi. Bilirim; bilirim ben de anneyim çünkü! İnsanlar, aralarında paylaştıkları sevgilerinin içine bazen kibir katar. Oysa; annelerin çocuklarına olan sevgisi tertemizdir. Ve sevgilerini hiç kimse ile paylaşamayız. Onların sevgisi; şefkatin ve sevecenliğin simgesidir ve öyle meziyetleri vardır ki; ilk doktorumuz “O” olur, hastalıklardan korur; her yerde, her şekilde bizi savunur, kem gözlerden sakınır; en güzel yemekleri hep “O” yapar; stil danışmanımız, en iyi modacımız yine annelerimizdir. Yaptıkları her şeye yansır o yüce sevgileri. O nedenledir elinin tüm değdiği yerlerdeki güzellik. Sevgileri “HESAPSIZ SEVEBİLMEK”ten güç alıyor olmalı. Kendi isteklerini de kaldırır çeyiz sandığına ve belki de ömrünün sonuna kadar orada saklamak zorunda kalır. Bize odaklıdır tüm düşünceleri. Eve beş dakikalık bir gecikmemiz olsa, yollara düşerler bulmak için. Geleceğe dair yaptıkları yatırımlar bile sırf biz rahat edelim diyedir.
Zaman zaman kızarız annelerimize. Haksız buluruz, küser ve konuşmayız. Ama onlar hiç incinmezler; o ANNEdir çünkü! Sabırlıdırlar; tahammüllerine sınır koymazlar. Her zaman kucak açar ve affederler. Onlardan öğreniriz esirgeyen yanın gücünü. Kim öylesine yüce bir sevgi ile sever ki!
Oğlumun bugün bana söylediği bir sözü sizlerle paylaşmak istiyorum : “Seni anlatan en güzel sözcüklerin ne olduğunu bilmiyorum, ama bildiğim tek şey var; o da sen bir tanesin canım annem” Öylesine yürekten söylemişti ki canım derken bir canım daha, annem derken bir anneeemm daha çıkıyordu ağzından. Bana en güzel hediye oğlum. Beni dünyaya getirip, annelik duygusunu bana da yaşattığı için anneme minnet borçluyum. Biliyorum ki; O’na sevgimi sunduğumda, “Allah senden razı olsun kızım” diyecektir annem. Allah bizi senin sevginden yoksun ve senin dualarının olmadığı bir yaşamda bırakmasın.
ALLAH, SENDEN RAZI OLSUN CEYLAN GÖZLÜM, CANIM ANNEM.
Fazla beklentileri yoktur annelerin. Kocaman bir sarılma, sıcacık bir gülümseme ve yanaklarına konduracağınız -sevginizi yansıtan- bir buse yeterlidir onlar için. Artık teknolojinin nimetlerinden fazlasıyla faydalandığımız bir çağdayız. Herkesin evinde, cebinde bir telefon var. Annenize gidemeyecek uzaklıktaysanız eğer; elinizdeki telefonla iletişime geçmelisiniz. Annelerinizi arayıp, sevginizi onlara hissettirmeniz kadar anlamlı bir hediye olamaz.
TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN.