BAŞKASINI BÖYLE SEVMEDİM.
bilmem hatırlarmısın ekim 1997 bir sonbahar günü hava bir açık bir kapalı. kapattımı donduruyor ölesiye, açtımı yakıyor canevinden ama senin kadar değil...
ogün yeni bir pantolon almıştım kendime ve bir kazak öğrenci harçlığımla, anadolu bozkırlarına kış erken gelir ya ondan.
belki dedim belki sende sende gelirsin diye gyinip gittim okula.
bütün yaz olduğu gibi şimdide gözlerim çevremdeydi ,
rüzgarın kokusundaydı.
seni görürüm umudu ile hep seni aradım simalarda kokun gelir diye rüzgarları çektim içime. kimi zaman senin kokun sandım rüzgarın getirdiğini ,
her selamı sen sandım,
her nefesi sen,
ama sen değildin.
yoktun işte yoktun ve ben ölüyordum.
Bu gün bir başka güzeldi,
güneş daha bi güzel parlıyor,
içim daha bi sevinçle doluyor
ve insanlar daha bi güzel görünüyordu gözüme,
herkeste seni görüyordum çünkü ve biliyordum sen geliyordun.
nerden biliyorsun diyeceksin
biliyordum işte hissediyordum
sen geliyordun ya da gelmeliydin artık
çünkü ben ölüyordum.
o gün işte unutamadığım,unutmadığım o günÜ bilesin diye yazıyorum ;
çünkü kaderdi seni bana getiren ,beni sana bekleten.
Arkadaşlarımla okulun arka bahçesine gittik son iki ders kalmıştı .Seminer dersi ya sınıfı ikiye ayırmışlar ve tabi ben arkadaşlarımdan ayrı düşmüşüm.Anlıycan o iki saatte dersim yoktu gidebilirdim evime .Ayaklandım ama arkadaşlarım müsaade etmediler dedilerki sana çay alalım hem çayını içersin hem bizi beklersin dersimiz biter sonrada beraber çıkarız bi yemek yeriz ve gideriz evimize dediler. İstemeye istemeye çay teklifni kabul ettim ama giderim dedim bekleyemem iki saat.Peki dediler çayımı getirdiler bardağı masaya koymaları ile çayın devrilip üzerime dökülmesi bir oldu.Plastik sandalyenin azizliği işte çay oturduğum yere döküldü biliyormusun.Belki sana komik gelecek ama öyle işte.Ben kalkamadım tabi mecburen beklemek zorunda kaldım ıslak bir pantolon ile nasıl kalkıp gidebilirdim ki heryer öğrenci kaynıyordu.Rezilliği yediremedim kendime ama daha kötüsü oldu. Aman Allahım güneş açtı tam tepemdeydi yakıyordu can evimden, ama senin kadar değil.herkes gölgeye kaçmıştı topluca gülüşüp eğleniyorlardı ben tam orasında bahçenin, elim alnımda ,alnım yerde öylece kalakalmıştım.Gülünecek halime ağlayacaktım nerdeyse,sen gelmeseydin.
İşte sendin sendin işte karşımdaki ,beklediğim,sevdiğim,yaşam sebebim,hastalığım, deliliğim.Hem biliyor musun sanırım deliliğim o zamandan hatıra bana.Ah ah o gün neydi bendeki o soğukkanlılık bilmiyorum konuşamadım sustum, susturdum gönlümü. Oysaki günlerce tekrar etmiştim sana söyleyeceklerimi ,virgülüne kadar hesap etmiştim ama olmadı konuşamadım.Ve sen gene canevimden vurdun "yine dedin yine konuşmuyorsun".Nasıl konuşabilirdim boğazım düğümlenmişti, zor tutuyordum gözyaşlarımı, içim kan ağlıyordu ama ben konuşamıyordum,yutkunamıyordum,bakamıyordum zeytin gözlerine...AMA SEN ANLAMIYORDUN.sevseydin anlardın...
VE Bİ KERE DAHA TERK ETTİN BENİ. BEN ÖLÜYORDUM SEN BİLMİYORDUN.Şimdi düşünüyorumda sebebini bulamıyorum ayrılığımızın.
Belki birgün karşına çıkar bu yazı , belki beni tanırsın,anarsın,için cız eder.Belki gülüp geçersin,belki böbürlenirsin.Ama şunu bilki ben seni değil sevdamı sevdim ve BAŞKASINI BÖYLE SEVMEDİM.
ZORLU ÇİÇEĞİN
YORUMLAR
İşte sendin sendin işte karşımdaki ,beklediğim,sevdiğim,yaşam sebebim,hastalığım, deliliğim.Hem biliyor musun sanırım deliliğim o zamandan hatıra bana.Ah ah o gün neydi bendeki o soğukkanlılık bilmiyorum konuşamadım sustum, susturdum gönlümü. Oysaki günlerce tekrar etmiştim sana söyleyeceklerimi ,virgülüne kadar hesap etmiştim ama olmadı konuşamadım.Ve sen gene canevimden vurdun "yine dedin yine konuşmuyorsun".Nasıl konuşabilirdim boğazım düğümlenmişti, zor tutuyordum gözyaşlarımı, içim kan ağlıyordu ama ben konuşamıyordum,yutkunamıyordum,bakamıyordum zeytin gözlerine...AMA SEN ANLAMIYORDUN.sevseydin anlardın...
valla yazınızla birlikte ben de fakülte yıllarıma gittim bir an... ne güzeldir o kaçamak bakışlar, iki ders arasına sığdırılmaya çalışılan aşklar... güzel ve etkileyici satırlardı yüreğinize sağlık...