Metod ve hedef...
Doğru bir hedef için doğru olduğunu düşündüğümüz tutumu sergilemek görevimiz diye düşünüyor insanlar... Önemli olan doğru tutumu sergilemek mi? Yoksa doğru hedefe ulaşabilmek midir? Bence biz yetişkinlerin görevi doğru tutumu sergilemek ve bunda ısrarcı olmak değil, doğru sonucu elde etmektir. Korkarım ki o doğru tutumlar nedeniyle geliyor aslında tüm hayal kırıklıkları ve de tüm başarısızlıklar...
Biz metod da ısrar ediyoruz, işte tam da bu nedenle hedeflerimize ulaşamıyoruz zaten... Bugüne kadar ki iş, aile ve hayat hakkındaki kişisel tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki doğru metod çok yüksek bir yüzde ile istenen sonucu vermiyor. Sadece biz doğru metodu uyguladığımızı sanmış oluyoruz... Ve de istediğimiz sonucu elde edemesekte, hedefe ulaşamasakta, doğru metodu uyguladığımız için tatmin oluyoruz ya da avunuyoruz... Aslında olan hedefi ıskalamaktan başka bir şey değil ve de uygulamış olduğumuz metod da zaten doğru değil... Herkesin ağzında sakız olmuş, içi doldurulmamış doğruları söylemek ve uygulamak maharet olamaz... Hayatı bu kadar basite alan bir bakış açısını derhal terk etmeli kişi... Hayat bu kadar basit değil, olamaz da, hayatı nasıl bu kadar düz algılayabilir bir insan, hepimiz birer mucize değil miyiz ki oysa...
Önemli olan hedeftir, metod değil... Bunu unutmamak lazım... Metodu hedefin önüne geçirmek ancak dangalakların yapacağı bir iştir, kusura bakılmasın ama, en azından ben böyle düşünüyor ve adlandırıyorum...
Sakın ola ki ben doğru olanı yapıyorum-yaptım diye kendinizi kandırmayın-avutmayın... Çünkü doğru olanı yapmış olmak değil, adilce hedefe ulaşmaktır asıl olan... ve sakın ola doğru metod için hedefi gözden çıkarmayın... Doğru olduğunu düşündüğümüz şeyleri zorla değil alternatiflerle sunalım muhataplarımıza... ki eşimiz, çocuğumuz, annemiz, babamız, çalışanımız ya da amirimiz hiç farketmiyor... Her kim olursa olsun muhatabımız seçim hakkı saklı kalsın ister... İsteyecektir ve de istemelidir de zaten... Seçimlerine değilse bile seçme haklarına saygı duymalıyız... Seçme hakkı içermeyen bir öneri sahiplenilmeyecek ve eninde sonunda öksüz kalacaktır...
Dünya da hiçbir şey birebir tekrar edemez. Dolayısıyla aslında sabit bir doğru metod da olamaz tam da bu nedenle... esneklikler değişiklikler gereklidir... Hedeflerine ulaşmak için hazır şablonlar arayanlar ya da hazır şablonları kullananlar hata yaparlar, tek bir reçete yoktur ve olamaz da... Herbir durum için metod değişiktir, esnemeli, şekillenmeli ve yenilenmelidir...
Netice itibariyle bu yazıda anlatılan da bir metoddur ve esnemesi ya da gerilmesi gereken durumlar bunun için de geçerlidir... Sadece temel bu metod üzerine kurulmalı diyorum ve bu temel üzerinde durumlara göre de muhakkak şekillendirilmelidir...
Unutmayalım, sorunlarımızın çözümü için hazır bir şablon yok, olmayacakta hiçbir zaman... Çözümlere emeğimizi katmaktır doğru ve gerekli olan... Çaba göstermeli, anlamalı ve doğru metodu duruma adapte ederek şekillendirmeli, alternatifleriyle önermeli ve uygulamalıyız...
Final sözü olarak, mesela...
Eğer çocukken babamıza, baba olduğumuzda da çocuğumuza kızıyorsak biz de bir yanlışlık var demektir... Her iki yakadayken de doğru olanı yapmış olmakla avutmuşsak kendimizi bugüne kadar, işte bunu iyi düşünmek lazım...
Mayıs 2011
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.