- 2140 Okunma
- 44 Yorum
- 0 Beğeni
EMANETİM BU DEĞİL
Lüleburgaz, 1993 yılları: komutanın icra astsubayıyım. Komutanla beraber Demirci köyüne gidiyoruz. güney doğuda şehit olmuş. Askerimizin cenaze törenine katılacağız.
Tüm köy halkı cenaze evinin önüne toplanmış. Merasim mangası ve rütbeli personel bizden evvel gelmişti. Yüzler asık, üzgünlük had safhada şehidin evinden yeri göğü inleten feryatlar yükseliyor.
Bizleri karşılayan muhtardı. Cenaze evine girdiğimizde ağlamalar kesildi. Herkes bize bakıyor hiç kimse konuşmuyordu.
Sesi titreyen komutanımız babasıyla tokalaşıp sarılırken;
“Başınız sağ olsun. Allah başka acı göstermesin. Emin olunki kanı yerde kalmayacak ne mutlu size, şehit babasısın.”
Yorgun ve acılı ses:
“Vatan sağ olsun komutan” diyebildi.
Ağlamaktan gözleri şişmiş başı sarılı ana zorla ayağa kalkarak kısılmış sesiyle:
“Hoş geldin komutan benim diyeceğimi erim dedi, anlamadığım bir şey var. Düşman nerede? Kim? neleri eksikte ne istiyorlar? Nereden çıktı bu işler? Koç yiğidim bak tahta tabutta ben onu davullar çalarak, kınalar yakarak uğurladım. Sana emanet ettim. Benim emanetim bu değil Komutan, bu değil, soğuk yüzünü bile göstermediler. Kanı yerde kalmayacak dedin de ne zaman komutan ne zaman?”
Söz bitmiş, sessizliği hıçkırıklar bozmuştu. Hiçbir şey söylemeden dışarı çıktık. Hepimiz tarif edilemeyecek acılar ve öfkeler içindeydik.
Cenaze defnedildi, vedalaşıp ayrıldık. Tugaya kadar, komutanımla hiç konuşmadım. Yol boyu ananın feryatlar kulağımda çınlarken, dertli Anadolu’mun yüreğimi sızlatan türküsünü içimden mırıldandım.
Eledim, eledim höllük eledim
Aynalı beşikte yavrum seni beledim
Giyittim kuşattım asker eyledim
Gitti de gelmedi canan buna ne çare
Belliki, bu türkü yanık yüreklerin dalyan gibi Koçyiğitlere yaktığı bir ağıttı.
“”””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””
“Yayla kontrol kartal 3-7”
“Devam edin kartal 3-7 yayla kontrol”
“ Kartal 3-7 radyo kontrol”
“Yayla kontrol radyonuz 5 derece”
“Kartal 3-7 anlaşıldı. Sizi gayet net duyuyorum. SOS… Aldınız mı?”
“Yayla kontrol aldım. Skop temasım var.”
“ Kartal 3-7 şu anki plan mevkiim?”
“Yayla kontrol Kuşadası üzeri, irtifa 11 bin feet, sürat 360 knot”
“Kartal 3-7 en yakın meydana uzaklığımı, bulunduğum plan mevkiimi bildirirmisin? Tüm ölçü aletlerim off “
“Anlaşıldı 3-7 şu an Selçuk üzeri, meydan saat 2 nizde, uzaklık 75 mil”
“Çok zor uçağa kumandam yok. Kanopiyi kullanamam yerleşim yeri üzerindeyim.”
“3-7 irtifa nızı yükseltin karşınızda Ançur dağı var”
“ Görüyorum.”
“ Kartal 3-7 Kanopiyi fırlatın, Ançur dağına çakılacaksın.”
“Yerleşim yerlerini riske edemem. Yayla kontrol yardımın için sağ ol hedefim Ançur dağı, … LAİLAHEİLLALLAH
VATAN SAĞOLSUN.”
“Kartal 3-7 konuşan yayla kontrol.”
“Kartal 3-7”
“Kartal 3-7 Kartal 3-7 Kartal 3-7
Harekât merkezinde ölüm sessizliği var.
Yerleşim yeri üzerinde otomatik koltuğunu fırlatsa hayatı kurtulacak, ama düşen uçak, belkide daha büyük acılara sebep olacaktı. Yirmi üç yaşında hayatının baharında genç bir teğmenin askerlikten aldığı sorumluluğun asil ruhundaki seçeneğiydi. Her şey VATANI ve MİLLETİ içindi.
Tüm personel cenaze törenindeyiz şehit annesi, yılgın yorgun perişan!!!
“Oğlumun soğuk yüzünü göstermediler çok ısrar ettim. Neden? Komutan neden?”
“Israr etme ana, sen onu en son gördüğün gibi hatırla. O, şimdi mutlu”
Düşen bir uçağın pilotundan geriye kalanlar vücudunun onda biri kadar değildir. Kopmuş bir kafa, kemik el ve ayak parçalarıdır. Bunları dağılan arazide toplarken dayanamaz yanıp kavrulursunuz.
Dünyanın en onurlu mesleği askerliktir. Vatan için tutulan bir saatlik nöbetin sevabı anlatılamayacak kadar büyüktür. Askerin görevi vatanı korumak ve kollamaktır. İhtilal ve muhtıra vermek değildir.
Bu mukaddes, peygamber ocağının içine tesadüfen giren hasta ruhlar ve çürük elmalar bu kurumun her daim dışında tutulmalıdır.
Kral, Mecnun ile Leyla’yı huzuruna çağırır.
“Baksana Mecnun uğruna çöllere düştüğün Leyla çokta güzel biri değilmiş. Kara, kuru, sıska, biri değermiydi? bunca çektiklerine”
Önce Leyla sına bakıp, sonra krala dönen Mecnun:
“Haklısınız kralım, siz Leyla nın dışını görüp konuşuyorsunuz birde onun içini bilseydiniz böyle konuşmazdınız.”
Otuz bir yıl gururla hizmet ettiğim bu mukaddes ocağın içini bilenlerdenim. Anlatılmaz, yaşamak gerekir. Dünyaya bir daha gelsem, askerliği yine meslek olarak seçerdim. Yüce rabbim bu memleketi üniformasız koymasın. Askeriyle, Polisiyle, Zabıtasıyla.
YORUMLAR
sanki olayı birkez daha yaşadım.
bu olayları bize binlerce yaşattılar.
Akıllı bir bireyl olarak biliyorum ki bu kalleş kurşunların arkasında
emperyalist güçler var. Bir de tetikçileri
Bütün mesele kardeşi kardeşe kin ve nefretle doldurup
ülkeyi bölmek.
Bu dolmuşa binenler de var
en yakın zamanda indireceğiz inşallah
çok sevgimle
okuduklarımın içinden çok özel olanıydı
ABLAM ALLAHIM ASKERİMİZİ BAŞIMIZDA BAYRAĞIMIZI GÖNLERİMİZDEN EKSİK ETMESİN BENDE BİR EVLAT YETİŞTİRDİM HENÜZ ASKERE GİTMEDİ AMA VATAN İÇİN ÖNCE BENİM CANIM FEDA BAYRAĞIM İÇİN BİR KARIŞ TOPRAĞIM İÇİN ÖNCE BENİM CANIM FEDA KIOMELERİNİN SÖYLEDİĞİ GİBİ DEĞİL CANDAN SÖYLERİM CANIM HER DAMLASI FEDA VATANIM İÇİN ŞEHİT KINALAI KUZULARIM İÇİN GÖZ YAŞLARIMIZ DURMAZ OLDU ARTIK ABLAM İNA TV AÇAMAZ OLDUN BU GÜN NE VAR DİYE KORKUYORUM ŞEHİT HABERİ ALDIĞIMDA GÜNLERCE KENDİME GELEMİYORUM BAŞ YOK .... YOK ABLAM BÜTÜN AĞIRLIK KINALI KUZULARIMIN OMUZLARINDA ELELRİMİZLE BESLEYİP BÜYTTÜĞÜMÜZ AYAĞINA TAŞ DEĞDİĞİNDE İÇİMİZİN KANADIĞI KUZULARIMIZI HİÇ ACIMADAN ŞEHİT EDEN İTLER ÇAPULCULAR ELLERİNİ KOLLARINI SALLAYARAK BU TOPRAKLARDA MECLİSLERDE DOLAŞIYOR İŞTE BEN ÖLÜYORUM ÜLÜYOR ABLAM BENİM PARAMLA BENİM EVLADIMI ÖLDÜREN ÇAPULCULAR NE ZAMAN TEMİZLENİRSE BENYASTIĞA BAŞIMI RAHAT KOYARIM YOKSA UYKU HARAM BANA HER GECE DUALAR EDİYORUM KUZLARIMI KORU MEVLAM KINALI KUZULARIMI DİYE AMA ONLARIN ALLAHI YOK ALLAHA İNANÇLARI OLSA BİR CANA KIYABİLİRLERMİ AH ABLAM YÜREĞİM ÇOK DERTLİ BU KONULARDA KONUŞMAKLA YAZMAKLA BİTMEZ TÜKENMEZ DOLUYUM GÜZEL YÜREĞİN VAR OLSUN SEVGİLİ KOMUTANIM ABLAYIM AMA ELLERİNDEN ÖPÜYORUM SENİN SENİN GİBİ BABA KOMUTANLARIMIN ALLAHA EMANET OL ABLAM
Ülkemiz, askerini davul zurna ile uğurlayan tek ülkedir.
Yine ülkemiz asker ocağına peygamberinin adını veren tek ülkedir.
Askerlerine Mehmetçik diyerek peygamberlik ve şehitlik makamına yücelten tek ülkedir.
Şehitlerinin ölmediğini bilen çoğunluğu müslüman bir ülkedir.
Bu nedenle merak etmeyin, çürük elmalar ülkemizi sarsmaz. Hayra vesile olup temizlenmesini sağlar belkide.
Bu anlam dolu, mükemmel yazınızı kutlarım
selamlarla
O yaşamı sizler,acıyı anneler çok iyi bilir..Göreviniz çoğu kez ölümü ıskalamak..
Bence yaptığınız görev mesleğinizde olsa bu vatan,bu bayrak içindir...Biz bunları çok iyi biliyoruz...Ama dağda kahraman,ovada hain damgası o güzel insanlara yakışmıyor....İşte Ergenekon...işte Silivri....
.....Bir gün bu acılar dinecek..Kutladım selamlar dost
yahu ben çok geç kaldım ağabey
bu hatayı telefi etmek için ne yapmam gerekirse başım gözüm üstüne ama dün deftere hiç giremedim
malum misafirler vardı bu sabahta anneler günü olunca senin yazıya fransız kaldım...
İt ürür kervan yürür derler.bırak ulusunlar...örümcek decan taşıma<ktadır dolayısıyla biz Allahın yarattığı her canlıyı yürekten severiz...Sen anladın onu...Öptüm ellerinden ..sevgiler saygılar...
“Askeriyle, Polisiyle, Zabıtasıyla”.
Saygıdeğer Tacettin ağabey mesleğiniz ile ilgili duygularınızı değişik bir açıdan, daha doğrusu bulunduğunuz açıdan samimi cümlelerle anlatmışsınız.
Yukarıda saydığınız meslekleri kategori itibari ile daha da çoğaltabiliriz. Eğitim, sağlık, adalet, ulaşım, haberleşme, enerji vb sektörlerde “amme hizmeti” gören meslekleri de aynı kategoriye koyarsak yanlış yapmayız sanırım. Yanlış anlaşılmasın, diğer meslek kollarını küçümsediğim anlamı çıkmasın. Her mesleğin kendine göre bir önemi vardır.
Özel sektörde “altta kalanın canı çıksın, kör tuttuğunu öper, vur abalıya” gibi gayri resmi birçok kural varken amme hizmetinde tek kural vardır;”“ne kaa ekmek o kaa köfte”.
Allah korusun; yetki sende, otorite sende birde musluğun başındasın. Diğer mesleklerde çorba çook su kaldırıken, burada insanın vicdanıyla, tüyü bitmemiş yetim birbirlerini kollar poker oyuncusu misali. İşte bu yüzden saydığı(nız)m meslekler çok, çok önemli.
Saygılar, selamlar
Yirmi üç yaşında hayatının baharında genç bir teğmenin askerlikten aldığı sorumluluğun asil ruhundaki seçeneğiydi. Her şey VATANI ve MİLLETİ içindi.
Tüm personel cenaze törenindeyiz şehit annesi, yılgın yorgun perişan!!!
“Oğlumun soğuk yüzünü göstermediler çok ısrar ettim. Neden? Komutan neden?”
“Israr etme ana, sen onu en son gördüğün gibi hatırla. O, şimdi mutlu”
Düşen bir uçağın pilotundan geriye kalanlar vücudunun onda biri kadar değildir. Kopmuş bir kafa, kemik el ve ayak parçalarıdır. Bunları dağılan arazide toplarken dayanamaz yanıp kavrulursunuz.
Ah komutanım yüreğim yandı ve yanaraktan okumaya çalıştım bak gözlerim buğulu yazıları zor görüyorum yanaklarımdan yaşlar süzülüyor çeneme doğru......Okarar güzel kaleme almışsınızki...........Sanki içinde yaşadım olayı......Güçlü kalemsiniz komutanım.....Şehitimize Allah tan gagiii ganiiii Rahmet diliyorum....Allah Anneciğine Babacığına sabır selameti..
Ve metanetlik versin İnşallah...Çooooooook acı dayanmak ta bir o kadar zor; fakat ne mutlu Şehit olana onlar La yemutlar Allahın sevgili kullarıdırlar onlara soru sual yok..........Allah Rahmet eylesinnn......Selamlar Saygılar.....
Vatanın milletin bütünlüğünü kucaklamaya yaramayacaksa; ''ORDU'' neden densin oraya Peygamber ocağı. Elbette en kutsalımız. Ölmesin bu vatanın hiçbir evladı ve ağlamasın analar.Devletse devletliğini bilsin, korusun Halkların; hakkını hukukunu. Hz Ömer olsun, aç bir sofraya rastladığında çuvalı yüklenip sırtına bulsun kendisini o kapıda.
Asker polis jandarma
Hakka kul olmuyorsa,
Canlar üzerinden, hesap yapıyorsa
Defolup gitsin cehennem boyuna.
Kirletmesin bu şanlı orduyu!
Atalarımız!
Kanıyla boyadı al bayrağını
Canıyla bütünleştirdi
Vatanın her bir toprağını.
Ne mutlu size ki, Ahireti kazanacağınız bir yolda mesafe almışsınız.
Saygım ve sevgim her daim.
düşman nerede???
onlar ne için şehit oluyorlar???
sorular sorular...ve deriiin acılar
ATEŞİN DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKTIĞI...
oğlu askere gitmemişlerin "ahkâm kesme" işi değildir askerlik mesleği
değmedi, değmeyecek bence kıymet bilmeyenlere
vatan sağolsun diye diye gitti koçyiğitler...
ne çok şey yazarım bu konu üzerine ama susmak en iyisi galiba
acılarım depreşiyor çokça
Sağlıcakla kalasınız
Sevgi ve selamlar ile
Rabb im bu şnlı orduyu, bu orduda görevli tüm komutanlarımızı, en küçük rütbesinden paşalarına kadar vatana hizmeti geçmişleri mübarek etsin, korusun..Öncelikle Allah size ve sizin gibi değerli komutanlarımıza dünya ve ahiretin en güzellerini nasip etsin..dediğiniz gibi bir kaç macera/hasta ruhlu kişiler baz alınarak tarihi boyunca şanı şerefi temsil etmiş bir kurum yaftalanamaz/kötülenemez.zaten ben o kimselerin bu milletin kanını taşıdıklarınıdüşünmüyorum.. bi takım güçlerin getirdiği ve nereye konacağı çok önceden hesaplanmış, özenle korunmuş bu kimselerin başarılarına veya başarısızlıklarına bakılmadı.onlar olması gerekiyordu ve dönemi gelince de bahşedilen köşesine yerleştiriliyorlardı..ama bu sadece bu kurumla bağlantılı değildi.. devletin her kademesinde özenle yetiştirilmiş kimseler köşe taşları yapıldı..ve maalesef bu köşelere yerleştirilenlerin çoğu sizin gibi Anadolunun bağrından çıkmış, ekmeğini suyunu içmiş, terbiyesini almış kimseler değildi..aslında onların yaptıklarının çoğu da yapanlar tarafından tastik edilmiyor, kınanıyor, fakat güçleri dolayısıyla da engel olunamıyordu..ben her zaman bu milletin dünyanın en temiz, en yürekli, en seçkin en cesur, en saygılı, en fedakar, en merhametli millet olduğuna inanıyorum..zira yurt dışına çıktıysanız ve hangi milletle karşılaştıysanız, milletimizin değerini daha bir farklı algılıyorsunuz, ve Türk olmaktan, Türkiye de doğmaktan gurur duyuyorsunuz..Sayın Komutan ım. çürük elmalar hey yerden çıkar..ancak bu millet bu Şanlı Orduyu asla çürük elmalara göre değerlendirmez..Sizin o şehit ailesine yaptığınız ziyaretin ağır atmosferi bile takdire şayandır..her yiğidin harcı değil..ellerinizden öpüyorum Sayın Komutan ım..AIlah sizi ve her biri sizin gibi cesur, yiğit Ordu mensuplarını korusun..Biliyorsunuz ben Polis Memuruyum.Dışarında polis asker çekişmesi var gibi bir izlenim oluşturulmaya çalıştırılıyor..Ama şunu tüm samimiyetimle beyan edeyim: polisler, askeri ve ordumuzu çook seviyor ve asla böyle bir yakıştırmanın muhattabı olmak istemiyor.aynı şekilde Komutanlarımızın da polislerle hiç bir alıp vereceği olmadığını biliyorum..
Bu harika paylaşım için size teşekkürü borç bilirim..ŞEHİTLERİN ÖLMEDİĞİNİ bilmenin idrakiyle şehitler kadar aziz her Komutanımızı saygıyla selamlarım..sağlıcakla kalınız...
Tacettin bey her biri yaşanmış anıları sayfalara geçirdiğiniz yazılar hatırat şeklinde yayınlanacak nitelikte.
Okurken akan yaşları engelliyemiyorum. Bu vatan ve onun koç yiğitlerine uzanan eller kırılsın.
Yıllar önce Almanya'da eşimin görevi için kaldığımızda tanıdım havacı üsteğmen şehit annesini... Yürekleri hep yanık, hep acılı...Bitmez tükenmez bir acı ve hasret yaşıyordu.Yıllar sonra onun ve eşinin vefat haberini alınca dünürümden, hasret bitti kavuşmuştur evladına diye düşünmüştüm.
Günümün yazısı, on değil yüzlerce puan, selam ve saygılar değerli komutanım.
Birinci bölümde gözlerim doldu, ikinci bölümde yerleşim yerine zarar gelmesin diye uçağını dağa süren şehit teymenimin son sözlerini okuyunca koptum.
Ruhları şad olsun tüm şehitlerimizin.
Onlara kelle diyenler okumalı bu öyküleri.
Yüreğinize sağlık komutanım.
Selam ve Saygımla.
hikaye gibi okuyamadım istesem de okuyamadım. Mutlaka gerçek bir hayat öyküsüydü bu. O annenin yerinde olmak istemezdim, sadece analık duygusuyla yazıyorum bunu yanlış anlaşılmasın. bir şehit verdik acısını biliriz bir tane daha vermek istemem. Elbette vatan sağ olsun da vatanın nimetinden faydalanalar, onların çocukları bir şekilde zorluklardan kaçarken yoksul halkın öksüzünün yetiminin oralarda vatan için bile olsa canlarını vermelerini içim kaldırmıyor. Hele de bir hafta sonra oğlumu askere uğurlamak üzereyken, içimi acıttı.
Bu mukaddes, peygamber ocağının içine tesadüfen giren hasta ruhlar ve çürük elmalar bu kurumun her daim dışında tutulmalıdır.
Kral, Mecnun ile Leyla’yı huzuruna çağırır.
“Baksana Mecnun uğruna çöllere düştüğün Leyla çokta güzel biri değilmiş. Kara, kuru, sıska, biri değermiydi? bunca çektiklerine”
Önce Leyla sına bakıp, sonra krala dönen Mecnun:
“Haklısınız kralım, siz Leyla nın dışını görüp konuşuyorsunuz birde onun içini bilseydiniz böyle konuşmazdınız.”
Otuz bir yıl gururla hizmet ettiğim bu mukaddes ocağın içini bilenlerdenim. Anlatılmaz, yaşamak gerekir. Dünyaya bir daha gelsem, askerliği yine meslek olarak seçerdim. Yüce rabbim bu memleketi üniformasız koymasın. Askeriyle, Polisiyle, Zabıtasıyla.
Yine güzel bir öykü okudum.Komutana yakışır bir şekilde yazmışsınız,toprak altında yatan şehitlerimiz sayesinde yaşıyoruz rahat nefes alıyoruz.Tabi bütün ünü formalıların ayrı ayrı onurlu görevlerini düzgün yaptıklarında rahat ve mutluyuz.Tebrikler .Hocam kaleminize zeval gelmesin,selam ve saygılar...
t_a_polat tarafından 5/7/2011 5:03:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
Otuz bir yıl gururla hizmet ettiğim bu mukaddes ocağın içini bilenlerdenim. Anlatılmaz, yaşamak gerekir. Dünyaya bir daha gelsem, askerliği yine meslek olarak seçerdim. Yüce rabbim bu memleketi üniformasız koymasın. Askeriyle, Polisiyle, Zabıtasıyla.
Merhaba üstadım.ne zaman yeni bir öykü yazdığınız haberi gelse içim bir kere cızzzzz ediyor.diyorum kimbilir yine hangi hazin olayın öyküsünü okuyacağım :( bir olayı dinlemek ,duymak ayrı birebir yaşayanın anlatımını okumak çok daha ayrı duygular veriyor insana.ben öncelikle o asil vatan ,millet sevgisi dolu yüreğinizi candan tebrik ediyorum.Rabbim şanlı ordumuzu başımızdan ,mübarek eşsiz güzel bayrağımızı gönderimizden eksik etmesin.Yine çok hazin üzücü bir gerçeğin öyküsüydü zaten yazılarınızı ağlamadan ,yüreğime ateşler düşmeden okuyamıyorum.Elbette askerine komutanlarının,milettinin yüreği yanıyor ama hani ''ateş düştüğü yeri yakar'' deyimini doğrulayan söz gibi kimsenin yüreği Ana,Baba yüreği gibi yanmaz.bir evlat kolay yetişmiyor helede o evladı çok zor şartlar altında yetiştirdiyse ana baba yangınların alevi semaları deler bir bilinmeze kadar yükselir.bu yaşıma geldim ben aklım erdi ereli bu acıları yaşıyoruz,nice yavrular üstler,astlar verdik kara toprağa bitsin artık bu ızdıraplar ,bitsin artık ana babaların ölmeden ölüşleri,bu nasıl bir inat ,bu nasıl bir insanlık anlamak mümkün değil,elbette giden yanlız bizden değil onlarında canlarından can kopuyor,onlarında yürekleri yanıyor nasıl dayanabiliyorlar? bu vatanın bölünmezliğini anlamaları için daha ne kadar can verilecek, kan dökülecek ocaklar sönecek? bir mehmet ölür,bin mehmet doğar.biz bu mübarek vatanı kanımızın son damlasına kadar savunacak kimseye bir karışını vermeyeceğiz(ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ) Sloganını hep savuncağız.kaldı ki bu vatan içinde hangi milletten olursa olsun herkes hürriyeti ile özgür yaşıyor,Avrupa ülkelerinde var mı bizlere bizim onlara verdiğimiz özgürlük?olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz.Hep dua ve umut içinde bu son olsun diye bekliyoruz .kaleminize o duygulu asil yüreğinize sağlık yine ağlattınız beni,Yüce mevlâm ordumuza kuvvet,şehitlerimizin ailelerine sonsuz sabırlar versin,o mübaraek şehitlerimizin makamları firdevs olsun.selam saygılarımla.
Birileri ön yargılı, at gözlüklü ve de çakal ise eğer, ses çıkarmıyorlar diye sürekli suistimal eder, köpek gibi havlar ve o mübarek orduya bile lâf söylemekten çekinmez.
Ne yazık ki ülkemizi şu anda öyleleri sarmış ve ayak iken baş olmuşlar üstelik.
Ne mutlu Tacettin dost ki, siz öylesine bir şerefe nail olmuşsunuz, öyle kutsal bir kurumun üyesi olmuşsunuz.
Allah sizin gibilerin eksikliğini göstermesin bu ülkeye...
ilk önce dedimki kendime
puanlama yüzleri aşsada ve ben yüzbin puanlar versem de yinede yetmese bu yazının ehemmieytine...
başından sonuna kadar tüylerim ayakta hazırol vaziyette okudum her bir cümleyi ve içim buruk buruk burkuldu.
bu acının tarifi olmadığı gibi bahane ve her hangi bir sebebide olamzdı...evet ne eksikti...ne istiyorlardı...inancı bir,ezanı bir, toprağı bir, geçmiş bir, şehidi bir olan bu vatanı kim veya kimler bu hale getirdiler.
ve halada inatla ve ısrarla yok etmek uğruna savaşıoyorlar...
peygamber evladı olan bir nesil peygamberine nasıl kurşun doğrultur bunu tahyyül etmek imkansızın ötesine bir tezat göstergesi değilmi?
ki o bölge tümüyle kutsal ve peygamberlerin ayak basıp dağlarında karış karış yol aldığı bir belde değilmi
bu gün bırakın milleti artık camideki cemaatin dahi inancını farklı bir boyuta taşıyıp insanların inançlarını dahi suistimal edip kirli oyunlarına bu masum halkı alet ediyorlar ve bölünmeye teşvik ediyorlar bu kutsal ülke ve insanını.
evet acının boyutu ne yazıkki yok...ne yazıkki bu acının belirgin bir ifadeside yok
ki en önemliside geçmiş ve kültürünü gelen yenilkçilere devreden gelenkçi kardeşlerimizin aklınaı başına en kısa zamanda alması gerekli...
yeni bir parti ve en önemliside o güzel ve vefalı halkı hakkı ile temsil edecek demokratik insanlara ihtiyaç var.
ve diliyorumki en kısa zmanda bu dikta yıkılır bizim ve gerçek bölge halkınında arzu ettiği ve bize benimsin diyecek olan ve bizimde bizimsin dediğimiz ve daim dmekte olduğumuz o gönül eri yiğitler meydana çıkar...
başından sonuna güzel ve güne değil aya düşecek değerde manidar bir yazı...
peygamberin güzel evladı olan kıymetli abim
sınırsız kutluyıorum ve günümün yazısı olarak seçip sonsuz saygılarımı bırakıyorum...
adım adım her karış toprağını ve insanını kendi öz canım gibi sevdiğim güzel Türkiyem
kıyamete kadar dalgalansın al bayrağın üstünde ve son nefesimizde ay yıldız gölgesinde göçe uğurlanalım inşaAllah...
ve burada bu kutsallığa istinaden ifade edilmiş güzel Peygamberimizin latif olan bir kaç cümlesini naklediyorum...
Hadisi Şerifler Allah yolunda nöbet tutmanın faziletinin büyüklüğünü değişik şekillerde ifade etmektedirler
1.Allah yolunda bir gece nöbet (ribat) beklemek bir ayı oruç ve ibadetle geçirmekten daha hayırlıdır. ölürse dünyada yaptığı ameli ve rızkı devam eder. Kabır azabından da emin olur" (Buhârî, Cihâd, 73; Müslim, Imare, 163; Nesaî, Cihad, 39).
2.Allah yolunda sınırda bir gün nöbet tutmak dünya ve üzerinde bulunanlardan daha hayırlıdır" (Buhârî, Cihad, 73).
3.Allah yolunda düşmana karşı nöbet tutan kimselerin dışında bütün ölülerin amel defterleri kapanır. Murabıtların ise, iyi amelleri kıyamet gününe kadar yazılmaya devam eder ve bu kimseler kabır azabı konusunda emindirler" (Ebu Davud, Cihad, 15; Tirmizi, Fedailul-Cihad,II).
4.Iki göz vardır ki onlara ateş değmez
Allah korkusundan ağlayan göz ile Allah yolunda nöbet bekleyen göz" (Tirmizî, Fedâilu'l-Cihad, 12).
dua ile selam ile....Rabbim yardımcımız olsun cümlemize diyorum ve Nusretini eksik eylemesin üzerimizden diliyıorum....
Mehtap S.Hümeyragül DALLI tarafından 5/7/2011 1:01:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sayın Tacettin YILDIRIM,
Bu günler de, Türkiye üzerinde, yüz elli yıldan beridir devam eden bir oyunun ne yazıkki son aşamasına gelindiğiini düşünmekteyim.
Türkiye Cumhuriyetini kuran irade (Milletin kendisi), bu gün nasıl olduda kendi içindeki hainleri vatan kahramanıymış gibi alkışlıyor? Ülkeyi bölüp parçalamak isteyenler, bu gün nasıl demokrasi havarisi oldular? Bunları anlamakta güçlük çekiyorum.
Her şeye rağmen bu Ülkede, bin yıldır bu coğrafyanın Türk Yurdu olduğunun bilincinde olan ve ona sahip çıkanlar var.
Vatan ve Millet sevgisinden başka hiçbir düşüncesi bulunmayan Türk Silahlı Kuvvetleri personeli,her türlü baskı ve engellemeye rağmen, vatanı bölüp parçalamak isteyen hainlere karşı otuz seneden fazla bir zamandan beri mücadele vermektedir.
Bu mücadele esnasında, sizinde yazınızda belirttiğiniz iki örnekte olduğu gibi, en küçük rütbeli askerinden en büyük rütbeli subayına kadar, bir çok vatan evladı bu vatan için canlarını verdiler ve şehitlik mertebesine yükseldiler. Bu gün bu kahraman vatan evlatlarını Rahmet ve Şükranla anıyoruz. RUHLARI ŞÂDOLSUN.
Ancak yine bugün, Millet olarak, Şehitlerimizin ruhlarını rahatlatacak durumdamıyız? Burada şüphelerim var.
Bu güne kadar yapılan söylemlerin aksine, Ülkenin süratle bölünmeye gittiğini düşünmekteyim.
Okuma alışkanlığı olmayan, sabahdan akşama kadar eğlence ve içi boş televizyon proğramlarıyla ve basılı yayın organlarıyla düşünme ve direnme yeteneği kaybettirilen halka, doğru bilgi vermeyen yöneticilerin, en azından tarih önünde hesap vereceklerini düşünüyorum.
Allah bu millete ve bu ülkeye zor günler göstermesin.
Zor günlerin gelmesi halinde, bu ülkenin ve milletin bekaası için, canlarını seve seve verecek Kahramanlarımız olacaktır.
Yazınızdaki yüreği yanan ananın şu sözlerine;
“Hoş geldin komutan benim diyeceğimi erim dedi, anlamadığım bir şey var. Düşman nerede? Kim? neleri eksikte ne istiyorlar? Nereden çıktı bu işler? Koç yiğidim bak tahta tabutta ben onu davullar çalarak, kınalar yakarak uğurladım. Sana emanet ettim. Benim emanetim bu değil Komutan, bu değil, soğuk yüzünü bile göstermediler. Kanı yerde kalmayacak dedin de ne zaman komutan ne zaman?”
Ülkeyi bu duruma getirenlerin söyleyecekleri olmalıdır.Düşman kim? Nereden çıktı bunlar? Anlatmalıdırlar. Şayet söyleyecek sözleri yoksa, Millet gerekeni yapmalıdır.
Kalem ustalığınızla bezediğiniz yazınızı beğenerek ancak yüreğim bir daha burkularak okudum.
Tebrik eder, saygılarımı sunarım.
Bizler şu an rahat ve huzur içinde yaşıyorsak bunu şerefiyle yaşayan askerlerimize borçluyuz.Her meslekte olduğu gibi bu peygamber ocağında da hasta ruh ve çürük elmalar olabilir bunları zaman zaman ayırsalarda yinede devam edenler var.Allah sizin gibi vatan sevgisi yüreğinden eksik olmayan askerlerimizi başımızdan eksik etmesin saygılarımla.
Sayın Yıldırım;yazını dikkatle okudum yüce duygularından dolayı seni kutlarım.Zaten başka türlü olmasını düşünemezdim.Ancak her tutuklanan üst subay için sevinç çığlıkları atan ast subay görmek de beni gerçekten üzüyor.
Yazıdaki annenin ve babanın söylediği gibi düşman kim?Etnik gurubu,ideolojisi hiç farketmiyor; kandırılmış,beyinleri yıkanmış yine benim insanlarım.Hatta kardeşlerim demek istediğim kimseler.Yıllar içinde teröre kurban verdiğimiz insanlarımızın sayısı düşmanla yaptığımız bir çok savaştan fazla.Buna vatanını milletini seven hiç kimsenin yüreği dayanamaz.Devleti yönetenlerin bu olaylar karşısındaki vurdum duymazlığı da beni kahrediyor.Masum istekler karşısında gösterilen sertlik, Devletin askerine,polisine araç ve gereçlerine yapılan taşlı,sopalı,havai fişekli,molotof kokteylli hatta silahlı eylemler karşısında daha yumuşak davranıldığını görmek,masum istekler karşısında onların nasıl derdest edildiğini seyretmek,ötekilerin ise sokak aralarında kaybolduğu söylemlerini dinlemek insanlığımdan utandırıyor.Askerimin kurşunlanması,polisimin tokatlanması Devlet yetkililerine sitter çekilmesi ve Devletin her gün değişik söylemlerle tehdit edilmesi karşısındaki suskunluk hepimizi dert sahibi ediyor.Hani şu beğenilmeyen değiştirilmesi yönünde büyük gayretler gösterilen mevcut Anayasamızda hiç mi güzel bir şey yok.Sükuneti sağlamak için gücün yetmediğ yerde Sıkıyöntim veya Olağanüstü Hal ilan etmek hiç akla gelmiyormu?Yoksa özellikle mi kaçınılıyor?
Ülkesi için dertlenen ve dertlerimi depreştiren sayın arkadaşıma bir konuyu daha yazmak istiyorum.Şehit olan evladı karşısında vatan sağolsun diyen o yürekli insanlar;evlatlarını büyütür.Devlete kurban amacıyla kınalayarak büyük şenliklerle askere yollarlar.Güçleri yettiği kadar askerine,varsa çoluk çocuğuna bakarlar.Onları ev bark,iş güç sahibi yapmaya çalışırlar.Vergilerini verirler.Bir gün Devlete karşı gelmezler.Artık gözleri arkada kalmadıkları zaman en büyük arzuları Hacca gitmek istemeleridir.İlk defa Devlet kapısına gelirler.Kontenjan yok diye geri gönderilirler.Hep birlikte öğreniriz ki 25 sefer Hacca gitmiş Devlet yetkilileri var.Sorarsın davet edildiler de ondan gittiler denir.Hiç benim Vatanı için seve seve canını vermek isteyen insanlarımı davet ettirmeyi düşünemediler!Yazıklar olsun.
Sayın Yıldırım bu kadarla iktifa et.Duygu dolu ibret alınacak anılarını bizlerle paylaştığın için çok teşekür eder selam ve sevgilerimi sunarım.
tacettin yıldırım
Değerli kalem Yurdumuz üç kıtayı birleştiren coğrafi özelliği nokta bir yer olduğu,zengin mineral ve bor kaynaklarına sahip olduğu dört iklimin yaşandığı tarih kokan medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir yer olduğndan düşman emelleri daima bölmek parçalamak üzerine kurulmuştur.Yıllarca nifak tohumları ekerek parçalanmayı başaramadılar sınır ötesi yarattıkları illegal örgütlerle çökertmek bölgesel gücüne mani olmak oyalama taktiklerini hep uyguladılar yarattıkları örgütlerle sınır boyu saldırılar düzenletip onca Vatan evladını kara toprağa sardırıp ağıtlar yaktırdılar kahrolsun bu tür eylemlere bulaşan her kimse yazınızı gözyaşları içersinde okudum.Allah rahmet eylesin Vatan uğruna yere düşen onca fidana ailelerinede sabrı celil diliyorum.Kaleminiz gerçeklerde daim olsun saygılarımla
kapatılan her ağız,susturulan her kalem,çamur atılan her şerefli insanın ve onları yetiştirenlerin ahlarıyla nasıl baş edip,mizana nasıl varacaklar bilemiyorum.
başımızı örtmediğimiz için bizlere''''başı açık kadın,penceresi boş bir ev gibidir,ya kiralıktır,ya da satılık'''diyen,ATATÜRK ilke ve inkılaplarına,TÜRKİYE CUMHURİYETİNE,BAYRAĞINA,DİLİNE VE IRKINA,BU TOPRAKLAR İÇİN KAN DÖKEN DEDELERİMİZE,şerefsiz bir kaç maşanın,serseri kurşunuyla can veren YİĞİT MEHMETCİKLERİMİZE sahip çıktığımız için biz onurlu insanlara Cumhuriyet piçleri demelerine göz yuman bu zihniyeti asla affetmeyeceğim.
siz şerefli insanları tanımaktan ve yaşadığım yerde sizlere karşı yapılan çirkin ve asılsız söylemlere kalkan olmaktan,ONUR VE ŞEREF duyuyorum.EMANETİN BEKÇİLERİYİZ VE YENİ BEKÇİLER YETİŞTİRİYORUZ.sevgi ve saygılar gönderiyorum şerefli yüreğinize.
Eledim, eledim höllük eledim
Aynalı beşikte yavrum seni beledim
Giyittim kuşattım asker eyledim
Gitti de gelmedi canan buna ne çare
Belliki, bu türkü yanık yüreklerin dalyan gibi Koçyiğitlere yaktığı bir ağıttı.
Hocam yazıyı şöyle okudum ve sonunda bir türküyle özdeşleşen bire bir uyuşan tablo... Evet bu millet evletlarını davulla zurnayla en ülvi görev için gönderiyorlar kıymetli komutanların eline... VATANA HİZMET ne güzel emeği var olsun... Çok güzel yazı kaleme alınmış ve milletin azizliği hizmetin kutsallığı mükemel işlenmiş... Allah bu azize milletimize her daim en zor günlerde bile birlik beraberlilk , kardeşlik , ŞEHİT, şehit babası, anası duygusundan düşüncesinden uzak etmesin... Mükemmel yazıydı sabahleyin duygularım çoştu taştı o güzel kalemin ve yüreğin hep var olsun... Ender yazına yürekten evet çok güzel çok hoş diyor kalemine ömrüne berakatlar diliyorum... Selam, saygı ve sevgiler...
CemalettinGÜRPINAR tarafından 5/7/2011 8:34:58 AM zamanında düzenlenmiştir.
Düşman nerede? Kim? neleri eksikte ne istiyorlar?
Belalarini istiyorlar ama bu dünya böyledir bela isteyenler beladan kurtulmazlar yok olurlar kendi kendilerini yok etmeye yeminlidirler gibi.
Daha ne gibi bir ceza verilir ki böylesi olaylar yapanlara vatansizlardir ötesi yok.
Birileri kutsal görür ölürken kili kipirdamaz vatana feda olsun canim der
birileri de kahraman oldum sanir nankörlük dolu beyni ile.
Düşen bir uçağın pilotundan geriye kalanlar vücudunun onda biri kadar değildir. Kopmuş bir kafa, kemik el ve ayak parçalarıdır. Bunları dağılan arazide toplarken dayanamaz yanıp kavrulursunuz.
Ici aciyor insanin.
Allah herkesin evladini korusun.
Agir bir yaziydi sabah sabah dayanilmaz bazi gercekler.
Insan istemeden farkinda olmadan kendisi dahi agir konusabiliyor bir an.Bu insan ayrimi yapiliyor diye de görülebilinir belki ama alakasi yok
Sadece dünyayi kana bulayanlar kansizdir benim gözümde.
Cok sey gecti icimden bir anda.
Yüreginize saglik büyük komutan degerli dost
Sonsuz saygimla
hicbitmez tarafından 5/7/2011 8:11:37 AM zamanında düzenlenmiştir.
Düşman nerede? Kim? neleri eksikte ne istiyorlar? Nereden çıktı bu işler? Koç yiğidim bak tahta tabutta ben onu davullar çalarak, kınalar yakarak uğurladım. Sana emanet ettim. Benim emanetim bu değil Komutan, bu değil, soğuk yüzünü bile göstermediler.
Değerli Komutanım, yazınızdan aldığım paragraf her şeyi açıklamaya yetiyor. Bir ananın içi yanıyor ve soruyor; "düşman nerede, ne istiyor, neleri eksik?" İşte bu sözler içimi yaktı. Aslında hiç bir şeyleri eksik değil. Düşmanın nerede olduğu da belli değil.
Bir bakıyorsun en yakın komşunuz bile vatana ihanet eden bir düşman olabiliyor. Bu savaşın zorluğu düşmanın nerede olduğunu bilmeden savaşmak. Yoksa savaş meydanı olsa, gerekirse düşmanla süngüyle bile savaşılır ve o savaş kazanılır ama düşman kahpe, düşman gizli...
İşte böyle düşman gizli olunca da daha çok ana-babanın içi yanacak gibi. Dilerim artık bu anlamsız savaş biter, dilerim ana babalar ağlamaz. Dilerim gönüllerimiz ve yüzlerimiz güler.
Allah sizin gibi yüreği insan ve vatan sevgisiyle dolu isanları başımızdan eksik etmesin.
Tebrik ederim..........saygımla
DEGERLI HOCAM SIZ BU TUR OLAYLARA YAKINDAN TANIK OLDUNUZ BENKI UZAKTAN TANIK OLDUGUM HALDE BU SEHID EDILEN YAVRULARIMIZA NASIL YANIYORUM BILIYORSUNUZ AMMA SIZIN YANISINIZIN BENDEN BIN KATLI FAZLA OLDUGUNUDA BILIYORUM SIZIN GIBI DEGERLI VATAN EVLATLARI BUYUKLERIMIZI SIZ BASTA OLMAK UZERE COK SEVEN BU KARDESINIZ SIZI HER ZAMAN TAKDIRLE ANIYOR BUNDAN EMIN OLUN VE BU VESILEYLE BUTUN SEHIDLERIMIZI RAHMETLE YADEDIYORUM SIZEDE HURMETLERIMI SUNUP ELLERINIZDEN OPUYORUM
NIHAT YURT KANADA UZUN OMUR SANADA
YİNE ,MİLLETÇE KANAYAN ,SARILMAYAN ,KANGRENE DÖNEN BİR YARAMIZA DOKUNMUŞ GÜÇLÜ KALEMİNLE HARİKA DİLLENDİRMİŞSİN ACIMIZI .DUYARLI YÜREĞİNE SAĞLIK DEĞERLİ DOSTUM .
TSK NIN ONURLU ŞEREFLİ BİR SUBAYI OLARAK DİYORSUN Kİ YAZININ SONUNDA ;
*Otuz bir yıl gururla hizmet ettiğim bu mukaddes ocağın içini bilenlerdenim. Anlatılmaz, yaşamak gerekir. Dünyaya bir daha gelsem, askerliği yine meslek olarak seçerdim. .BİR SUBAY ANNESİ OLARAK GURUR DUYDUM BİR KEZDAHA SİZİNLE .
VE BU SON PARAGRAFTA YAZDIKLARINIZI TEYİT EDEN BİR PAYLAŞIMLA BİTİRMEK İSTEDİM YORUMUMU İZNİNİZLE
BAKIN ORDU BU MİLLETE NELER ÖĞRETMİŞ :
(PROF YAŞAR NURİ ÖZTÜRK HOCANIN KALEMİNDEN )
*************************************************************************************************************************
Diyanet’in dışında imam kadrosu olan tek kuruluştur ordu.
Ordugâhı içinde cami olan birlik çoktur.
Türkiye’ye süper mağazacılığı öğreten ve yurdun en ücra köşelerine kadar bu hizmeti verendir ordu pazarları... Yar etmediler.
Sosyal hakkı en güzel veren, yürüten ve kollayandır “ordu yardımlaşma” ...
Birikmiş parasını Türk sanayiine hizmet için verendir. Renault otomobil ve diğerleri...
Hiçbir kamu kuruluşu personel parasıyla bunu yapmamıştır.
M. Eğitim Bakanlığı’yla yarışacak kadar okuma yazma öğretmiştir.
Burdur Er Eğitim Tugayı en ünlüsü.
ilk ehliyet alanların tümü, askerde araç sürmeyi öğrenmiştir.
Ordudaki Ulaştırma Birliği dünyanın en büyük sürücü kursudur.
Oto bakım tamirini bu millet ordu donatımlarda ve kademelerde öğrenmiştir.
Orman idaresi’nden çok ağaç dikmiştir. Birisi bile yanmamıştır.
Ayakla çiğnemeden ekmek yapmayı, fırınlarda ordu ekmek bölükleri öğretmiştir.
En çok terziyi ordu dikim evleri yetiştirmiştir.
Eğlenmeyi, tatil yapmayı bu millete ordu evleri, kampları öğretmiştir.
Oysa her kuruluşun kampı ve sosyal tesisleri ve misafirhaneleri vardır ama yaşatamamışlardır.
Türkiye “çok acil”i kullanırken ordu “ivedi” yi kullanacak kadar Türkçesine sahiptir ve
yaşatandır.
Türk ordusu tüm yaşam araç ve gereçleri için vazgeçilmez dev bir kuruluştur.
(Sade silah ve cephane değildir.)
Küçük taşlarla yapılması öğretilen tuvalet temizliği (taharet), tuvaletlerin bu taşlarla tıkanmasına sebep olurdu.
Burdur Er Eğitim Tugayı’nda usta erlere tuvalet nöbeti tutturup bunu önlemiştir.
ABD’nin sadece Vietnam’da, Fransa’nın sadece Cezayir’de, Rusya’nın sadece Katyn’de katlettiklerinin binde biri, Türk ordusunun şerefli tarihinde yoktur.
Bunların hepsi bir yana, dostu düşmanı bilir ki ordunun bir diğer adı “Muhammedin ocağı”dır.
Bütün bu saldırılar, bu mükemmelliğedir.
Bütün bunlar, bu güzellikler toplamına olan kıskançlıktandır.
“Askerde adam olmak”ın Anadolu’nun dilinden kazınamaması bu yüzdendir.
Muhammedin ocağını Allah korusun!
SELAM SEVGİ VE SAYGILARLA ESEN KALIN KOMUTANIM.
melahat çetinkaya tarafından 5/7/2011 2:27:53 AM zamanında düzenlenmiştir.
melahat çetinkaya tarafından 5/7/2011 2:28:33 AM zamanında düzenlenmiştir.
öncelikle aminlerle ben de katılayım son satırlarınızdaki duanıza
onlarki vatanı,milleti ,halkını,anadan babadan yardan hatta candan öte bilenler
onlarki hakları kul eliyle ödenemeyecek kadar büyük ki bizzat Allah katında ödüllendirilmekteler
onlar ki barışın güvercini, onlarki düşmanın gözünü oyacak kartallar
Onlarki yüreğimizde huzur solduklarında yüreğimize düşen köz
tacettin abim ne mutluki böylesine kutsal bir görevi ifa etmiş ve hala yeniden dünyaya gelsem
yine asker olurdum diyecek kadar yüce gönüllüsünüz...bir şey daha çekti dikkatimi askerine karşı müşfik bir baba görüyorum her yazınızda, vefakarlık zaten ortada ne mutlu size, sizin gibilere
varolun yazın bizlerde onları yaşadıklarını daha iyi bilelim hakları ödenmez ama
en azından tüm şehitlerimizi rahmetle anacak fırsatları bir de sizin kaleminizden yakalayalım ...saygım sonsuz selamlarımla...
Yaşamak ayrı şey yaşadıklarını harika bir ifadeyle iletebilmek farklı bir şey.
Siz yaşamış ve bizlere de aynı heyecanı yaşatıyorsunuz.
Sayfanıza her gelişimde ya ağlıyarak veya dudaklarımda hafif tebessümle ayrılıyorum.
HEr seferinde de paylaşımdan mutlu oluyorum.
Lütfen arasını uzatmayın yazdıklarınızın.
Sizyazın bizler de okuyalım.Selam saygılar.
gül peri tarafından 5/7/2011 1:18:39 AM zamanında düzenlenmiştir.
Kral, Mecnun ile Leyla’yı huzuruna çağırır.
“Baksana Mecnun uğruna çöllere düştüğün Leyla çokta güzel biri değilmiş. Kara, kuru, sıska, biri değermiydi? bunca çektiklerine”
Önce Leyla sına bakıp, sonra krala dönen Mecnun:
“Haklısınız kralım, siz Leyla nın dışını görüp konuşuyorsunuz birde onun içini bilseydiniz böyle konuşmazdınız.”
Otuz bir yıl gururla hizmet ettiğim bu mukaddes ocağın içini bilenlerdenim. Anlatılmaz, yaşamak gerekir. Dünyaya bir daha gelsem, askerliği yine meslek olarak seçerdim. Yüce rabbim bu memleketi üniformasız koymasın. Askeriyle, Polisiyle, Zabıtasıyla
Saygıdeğer üstadım, bu güzel dileklerinize AMİN diyorum, iyiki varsınız.
Saygı hürmetlerimle....
Çok duygulanarak okudum. Ben de seve seve Silahlı Kuvvetlerde yirmi dört yıl hizmet verdim. Subay ve Astsubaylarımızın askerlerimize bir evlat gibi sahip çıktıklarım çok yakından görenlerdenim. Bütün şehitlerimizin ruhu şad olsun. Tebrik ederim güzel yazınız için. Saygılarımla.
Aysel AKSÜMER tarafından 5/7/2011 12:48:51 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ah komutanım...Ah ki ahlar olsun...Bir garip milletiz ki Cihan duysun..Ne çok mundar deriz, uzanamadığımız ciğere? Ne çok eleştiririz, yaşamadığımız, içinde olmadığımız, bilmediğimiz değerleri...Kim bilir? Askerimiz ne yaşar? Kim bilir? Bir şehit anası ne hisseder? Kim bilir? bir şehit yetimi, karısı ne yaşar? Ama bilmesek de pabuçtur dilimiz...Birileri demiştir ki Asker mi? Peh!...
Olmasanız ne yapardık? Olurmuydu Kurutuluş Savaşımız? Kurtulurmuydu bu vatan?...
Birileri demiş ki " Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" Doğru mu demişler birilerine göre? E görünen öyle...Görünen ile yaşanan aynı mı? Eh onu da siz gibi ASKER OLANLAR BİLİRLER....İyiki de bilirler...Sizler de olmasınız...Nice olurdu halimiz?
Var olun...Hep olun...Saygılarımla.