DENİZ’ DEN GÖKYÜZÜNE BAKABİLMEK

1968-1970’ li yıllar…Ezilenlerin ezenlere karşı büyük bir devrimci dalganın dünyayı sarstığı dönem. “Nato’ya Hayır, Kahrolsun ABD Emperyalizmi” nidalarının doruk noktaya çıktığı yıllar…
Yurdumuzun yabancı sermayeye peşkeş çekilmek istendiği, o yıllarda “Tam Bağımsızlık” sloganıyla ortaya çıkan üç Türk genci: Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan…
Özgürlük bayrağını en üstlere çıkarmak isteyen eylemci, cesur ve yürekli bu üç genç,
sadece intikam almak amacıyla 1961 darbesi sonucunda idam edilen üç önemli devlet adamına karşılık kısasa kısas mantığıyla idam edildiler. Ne yazıktır ki o zamanki meclis
bu üç genci asalım, asalım çığlıklarıyla idama gönderdiler.
Bugün Hıdrellez...Toprağa tohumun atıldığı ,dileklerin tutulduğu;halkın bolluğun,bereketin günü olarak bildiği gün…İşte böyle bir günde kaybettik o yürekli üç gencimizi…
‘Biz hiçbir şahsi çıkar gözetmeden, halkımızın bağımsızlığı ve mutluluğu için savaştık.”
diyen Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in idam edilişlerinin yıldönümü. Onları saygıyla anıyoruz.

Aynı zamanda avukatları, sır arkadaşları, çok sevdikleri ağabeyleri olan Halit ÇELENK’ de bugün onların yanında toprağa verildi.Ruhları şad olsun…

Nazım’ın dediği gibi ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin .Bu ölüme bir türlü razı olmuyor gönlüm!
Onlar unutulmadı, böylesine günlerde daha da çoğalıyor sevenleri…

“Deniz olabilmek ne güzel;ne güzel Deniz’den gökyüzüne bakabilmek !”
Nihat BEHRAM’ın “Üç Dağa Ağıt” şiirinden bir bölümle noktalıyorum yazımı.
Açlığın
çıplaklığın acısı mı genişliyor
dalları
meyvaya çağıran rüzgar mı

Dalgın bir kuşun ötüşünden
sevdiğinin kalbine düşen aşık mı
yağmuru emen toprak mı derinleşiyor.

Yas mı tutmalıyım onurlu ölüme
halkın gözlerini dolduran çizgilere
umudu mu çağırmalıyım…

SAKLI ŞAİR ( Suat T....... )