- 1062 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Nazımı Çizer Kalemim (Saat dört yoksun)
Bu saatlerde hep Nazımı çizmeye başlar kalemim
Hani şu
"Saat dört yoksun
Saat beş, yok
Altı, yedi, ertesi gün
...Daha ertesi
Ve belki kim bilir..."
Yazar yazar durum. Sonra tekrar başlarım diye kalkarım. Kâğıt masada kalır, kalem elimde. Odadan odaya geçiş yaparım... Şiirde dediği gibi yoksun... Anlamsız bir gezginlik hali alır beni... Yorulur oturum kâğıt başına
Bu sefer olacak derim... Kalem kekeme kalır, kelimeler anlamlarımın anlamsızlığına kapılır.
Sonra o gün gelir aklıma... Hani git dediğim zamanki anı yaşar kalbim...üşürüm.
Sen olmayınca mutlu olacağımı düşündüm zaman olur. Titrerim. Zaman aynı, sen yine yoksun...
Hatalarımla yüzleşmeye kalkarım olmaz. Asıl yüzleşilmesi gereken kişin ben olduklarını söylerler...
Ayna karşısına geçerim. Bir kız var karşımda bana benzediğini idde eden; saçı, gözü, kilosu, teni benzeyen ama benden çok başka biri... Tekrar titreme başlar... Bazı hatalarını görüsünün ama avukat olmaya çalışırsın bile bile kabul etmezin çünkü kusursuz olduğuna inanırsın ikinci aşamada kendinizle çelişirsiniz ama yinede kabul etmiş sayılmasınız onunda hatta yaptığı kanaatini çıkarır durursunuz. Buda yetmez size çünkü hâlla avukatsınız ve duruşmanın son celbindesinizdir bitmesi gereken bir davadır. Sonra görürsünüz gerçeği özür dilerimler geçer devreye zamanla keşkelere dünüşürler...
bazen bir dönüş şansı tanınmaz size geç kalmışsındır her şey için ;ne gel diye bilirsin , nede geldim...
Pişmanlığınıza susarsınız... Ve yaptıklarınızla kalırsın...
İşte ben yaptıklarımla seni arıyorum ve sen gene yoksun. Kapım çalınıyor.
Açıyorum kapıyı gün doğmuş içeriye giriyor
Ve Nazım göz kırpıyor
ve ben tekrar başlıyorum
Nazımı çizmeye
"Saat dört yoksun
Saat beş, yok
Altı, yedi, ertesi gün
Daha ertesi
Ve belki kim bilir..."
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.