Bir Bahar Akşamı
Yine bir bahar mevsimindeyiz takvimlere göre.
Baharı bir başka bilir, bir başka yaşarız aslında. Daha minicik beyinlere okullarda mevsimler anlatılırken en güzel cümleleri bahar için kurarız.
Işıl ışıl gözlerle bizi dinleyen miniklerin hayal âleminde canlanır önce bahar. Zaten söylenişi bile farlıdır. İç dünyamıza tesiri farklıdır. Şarkılarımızın, türkülerimizin en umutlu sözlerini taşır. Yokluğu baharı kaybetmekle anlatırız çok zaman. Yazımızın başlığında da olduğu gibi.
Soğuk ve uzun kış aylarının ardından yaşanılan zahmetli günlerden kurtulmanın adıdır bahar.
Her şeyin yeşerdiği, çiçeklerin açtığı, kış uykusuna dalmış börtü böceklerin yavaş yavaş görünmeye başladığı kısaca tabiatın canlandığı mevsim olarak biliriz. Hayaller ile umutlarımızı da baharda yeşertiriz.
Öyle midir acaba?
Bahar umutların yeşerdiği, hayallerin hakikate dönüştüğü mevsim midir?
Yazın gelmesi uzadıkça, havanın yeterlice ısınmadığı zamanlarda üşümeyi önler mi? Yazın tasarruf etiklerini kıt kanaat yetsin diye idareli harcamış bir işçinin iş bulmasına katkısı nedir baharın?
Gün geçtikçe yaklaşan SBS, ÖSS gibi öğrenci ve velinin ruhunu cendereye sıkıştırmış uygulamaların yaklaşması baharı ne kadar hakkıyla yaşatır insanlara. Hummalı bir şekilde testler arsına sıkışmış öğrencilerle birlikte bir o kadar da yakınları baharı huzur içinde geçirebilir mi?
Hadi ÖSS kazanıldı. Son seneye gelmiş yüksek okul öğrencisi işi bahar da mı bulacak yaz da mı? KPSS denilen engelin aşılmasına nasıl bir yardımı olabilir?
Kaç genç iş için uykusuz gecelere bahar da ara verecek? Kaç hasta baharla birlikte dermana kavuşacak? Kaç market veya alış veriş merkezi alım gücüne uygun fiyatlar koyacak? Kaç kan davalı kişi bahar geldi diye kanlısını affedecek. Kaç genç yürek sevdiğine baharda evet dedirtecek? Ve kaç genç hayatının baharına varmadan dünyadan çekilecek?
Bir şiirde şairin mealen şöyle demiş: (Şiirin meali olur mu diye kızmayın. Bir şey aslı gibi tercüme edilemez)
“Dünyanın öyle bir baharına rastladık ki, bülbüller susmuş, havuzlar boşalmış, gül bahçeleri de harap olmuş…” diyor.
Meseleye karamsar bir bakış değil bu… Madem bahar geliyor kimler neşelenecek? Kimler sevinecek?
Hastalar mı, işsizler mi, eşsizler mi, evsizler mi, güçsüzler mi? Kimler sahi?
Madem bütün bunlar değilse ortaya sadece bir zümre kalıyor.
Tuzu kurular…
Ama onlara her zaman bahar değil mi?
…
Ama yine de bahar insanın içini ılıtıyor. Bir şiirde insan “iyi oluyor iyiyim” deyince demişti şair.
Baharın adı güzel. Yer yer kendi de güzel. Zaten ‘tuzu kuru olmayanlar’ için hayalimizde ki baharla avunuruz hep. Çünkü bahar bizim içimizdedir.
Şöyle bir baktığımızda içinde bahar olan mısralar insanın içine tesir eder. Her ne kadar “ baharı görmeden yaz geldi geçti” serzenişinde bulunanlar olsa dahi çok güzel mısralar da yok değildir.
“Bir bahar akşamı rastladım size” gibi…
O bahar akşamlarını özlüyorum yine?
Sizi mi?
Bir bahar akşamı…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.