İç Sesiyle Oynayan Akıllı Tek Mecnunum
hayrettin taylan
Mutlu bir geleceğin can yokuşunda gözlerin beni topladı aşkına.
-Hüzzam nameler,sessiz bir haykırışlarımı bastırıyor. İçim içim kendime okunuyorum.Sen yoksun, gözlerin yok, gözbebeklerin bizli demleri çekmiyor.
-İç sesimi dinleyip oynayan akıllı tek Mecnun benim.
-M/ahzenlerinde zenliğin zenginlik belirtisi. Belirtili bir nesnenin belirgin geçişlerinde susuyor yüklemim. Özne olsam da sana özün bana yüklem olmadıktan sonra ne çare Dilnaz.
Kendimle rastlantıları yaşıyorum. Yokluğun çokluğuma gölge.Serin bir güncenin gelin bakışlarındayım. “ Hem ağlar, hem giderim.” Sen gelin miydin ki benden giderken nemli gözlerini serdin.
B/ensiz bir kürenin penguenlerine yarım olup yarim olmaktan çıkma finalini neden yaşattın ki?
- Sen g/elin misin ki? Beyazların neden a/yazlarıma k/ara kış.
- Oysa ben yazgının yazıyım. Sıcaklarımdan besleniyor güzelliğin mevsimi. Hasatlarımı dermeye gelmedin ki?
Bir başak gibiydi herkesin dilinde seni sevişim. Başım dik, gönlüm açık, bekleyişim açıktı. Başaktan da öte yücelere atılmıştım. Beni çavdar sandın sen hep.Gururlu, kendine güvenen artist bir Mecnun gibi gördün. İçimin tohumlarını bilmeden sosyolojik atıflarda bulundun. Sosyo-psiko merdevineninde sana bağıllarımın baş harfi kadardı çavdar oluşum.
-Çavdar ekmeği kadar farklıydı sıcaklığın bilemedim.
-Meçhul bir y/aranın dinlenmesindeydim. Arayan bulurmuş “arı’nı .
-Bal ile beyazlar arasında gelinliğin yok, gelinliğinden kalma gelinlik çiçeği var. Her gün canlı diye suladım göz yaşlarımla.Bir gün meyve olur, tadına karışır sandım. Aşığın aklıyla çocuğun aklı meğer aynıymış.
-Hiç gelin çiçeği canlanır mı ki? Canlasa meyve olur mu ki?
-Dedim ya kendime ait hayallerin h/amalıyım.Görmüyorum görmeyi.
Tanımlanmamış yakarının yar yanmasındayım. Kendimi göremedikten sonra bir başka güzelin peri suretine nasıl tümlenir dünyam.
-Aşk bile gizlenerek geçtiği vuslat geçitlerinde leyli heveslerin Mihrişahı olamam.
“Senden gayrı yar seversem öldür beni “ Öldürmesen de güldür beni
b/ağladığımız gecelerde.
Bizans oyunları sahnede Romeo delirmiş.Aşk yerine seksi tümleyen çağcıl sevilerin uçurumlarına akıyor zaman ve arzular.
- Sosyolojik bir enkazın azındayız. Sevmek ile sevmenin metresine metresler ekliyoruz. Kim için kim sevgili sorusuna tümlenemiyor içsel hesaplar.
- Kısa bir merhabanın kustuğu ten vadilerindeyiz.
Yangına hazır azılmışlığın karışık pizza demlerine sülün oluyoruz. Sevmeyi değil, hazların emziğindeyiz.
-Dudak uçlarının uçarıları ütülediği kırışlığı kırıştırıyor pür celalimiz. Biz kime aşina kıldıysa istemler ona aşkinayız.
- Pimi çekilmiş sevgilerimiz var. Gerçekte başlamıyor sevdalarımız. Sanaldan banala doğru süzgeçsiz gecelerin suyuna ç/ay oluyoruz. İç yüzümüzün bilinmeyenlerini çözemiyor bilinmeyen denklemler.
-
. Ay içimizden kaçıyor, yıldızlar ıldızlarını batırıyor sinemize.
-Toplu bir farkındalık hezayanındayız.
-Aşkım kelimesi o kadar ucuzladı ki kim aşk, kim maşuk, kim gerçek sevginin miminde bilmiyoruz.
- Bedava sevmeler panarındayız. Ten ile ene giden tinin sesi yok yaşadıklarımızda.
-Kaybedişlerin meçhul arzu savaşçıyız. Yeniliyoruz arzulara.
-O yüzden bağıllarımı görmedin yar. O yüzden ç/ağrılarımı
Duymadın. O yüzden yüzünden okunmadı iç sesimin duası.
-Amin demedi gül –i nazarın. Beni sana topladı aşk ve ben.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.