- 1383 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
UĞURLUDAĞ’IN GAMLI SESİ: ÂŞIK FİGANİ
UĞURLUDAĞ’IN GAMLI SESİ: ÂŞIK FİGANİ
Kökleri İslamiyet’in kabulünden önceki Sözlü Edebiyatımıza kadar uzanan Âşık edebiyatının 15. yüzyıldan sonra gelişerek günümüze kadar ulaşmıştır. Geçen bu süreç içersinde birçok ozan sazıyla, sözüyle Anadolu’nun acısının, kederinin sözcüsü olarak gönüllerde yer tutmuştur.
Âşık edebiyatı sadece şiirle kalmayıp âşık denilen şairlerin kopuzu, bağlaması, curası ve tamburası eşliğinde söyledikleri sözlü-besteli bir edebiyat türü olarak hayatiyetini devam ettirmiştir. Bu günlere kadar yaşayabilmesi kuşkusuz usta-çırak ilişkisiyle nesilden nesile aktarılmasına bağlıdır diyebiliriz. Bir kısmı okuryazar olmasalar da bu gelenekten yetişen âşıkların ortak özellikleri şairlikleri nedeniyle birer söz ve saz ustası olmalarıdır. Geçmişte ustalarının yanında saz şairliğini öğrenen Âşıklar onlardan mahlâs, icazet ve hatta destur alarak ellerinde sazları, dillerinde sözleri diyar diyar gezerek hanlarda, köy odalarında, oba çadırlarında, kervansaraylarda, bozahanelerde, tekkelerde çalıp söylemeye başlarlardı. Zaman insanları ve yerleşik düzeni değiştirince bu defa mekânlar kahvehaneler, asker ocakları, konaklar, dernekler, düğün salonları, stadyumlar olmuştur.
İlimiz Çorum da âşıklık geleneğinin en yoğun yaşadığı illerden biridir. Tarihi gelişimi içersinde birçok saz ve söz şairi yetiştirmiştir. Bu âşıklardan birisi de Uğurludağlı Âşık Figani’dir.
Âşık Figani’nin Asıl adı Hasan Hüseyin Güday’dır. 1943 yılında Uğurludağ İlçesinde doğan Figani İlkokulu Uğurludağ’da (o zamanki adıyla Kızılviran’da) okudu. Daha çocuk denecek yaşlarda köy odalarında türküler söyleyen Figani ilk olarak kaval çalmayı öğrendi. Mor dağlarda çobanlık yaparken dertli dertli çaldı kavalını. 1960’lı yıllarda şiir yazmaya başladı.
1964 yılında vatani görevini tamamladı. Bu esnada İstanbul’da Şemsi Yastıman’dan bağlama dersleri aldı. 1969 yılında ilk türkülerini söylemeye başladı ve ilk kasetini doldurdu.
İlk zamanlar mahlas olarak Âşık Hüseyin diye kendi adını kullanıyordu. Âşık Figani Meşhur "Gayri Dayanamam Ben Bu Hasrete" türküsünü bu mahlasla söyledi.
Kendisinin anlattığına göre bu türküsünü Almanya’da işçi olarak çalışan bir hemşerisine kasete okumuş, bunu dinleyen Ali İhsan Erdoğan Uğurludağ’a gelip bizzat Figani’den bu türküyü dinlemiş ve kasete almıştır. Ali İhsan Erdoğan türkünün TRT repertuarına kaynak kişi olarak geçişini sağlamıştır. Ancak Figani adı maalesef belirtilmemiştir.
Âşık Hüseyin daha sonra Figani mahlasını kullanmaya başlamıştır. İlk kasetini doldurduğu şirket kapanıp tüm haklarını Harika Kasetçiliğe devredince 1974 yılında ilk kaseti olan Kızılırmak’ı gecikmeli de olsa çıkarmayı başarmıştır. 1984 de ikinci kaseti olan Dağlar / Mor Ala Koyun ve 1986 yılında ise Fakirin Hali isimli iki kaset daha çıkaran Âşık Figani Emniyet teşkilatında Mahalle Bekçisi olarak çalıştığı için ve Devlet Memurlarının bu tür faaliyetleri devam ettirmesi çok zor olduğundan başka albüm çıkarmamıştır.
Albümleri ve içindeki türküler şunlardır:
Âşık Figani 1- Kızılırmak (Harika 1347)
1- Ateşin Yaktı Sinemi, 2 - Ben Gidiyom Gardaş Kal Güle Güle, 3 - Gardaş Fakirlik, 4 – Kader, 5 – Kızılırmak, 6 – Muradımız, 7 - O Yar Benden Ben O Yardan Ayrıldım, 8 - Sabah Yıldızı, 9 - Yardan Bir Haber, 10 - Yollarını Gözleyenim Var Benim, 11 - Zafer Bizimdir
Âşık Figani 2- (Harika Kasetçilik 3537)
1- Mor Ala Koyun, 2- Gül Bülbülün Sitemkârı, 3- Nasıl Metheylesem Seni, 4- Muhannet Yar, 5– Seven Muradına Ermez Figani, 6- Güzel Halinden Belli Olur, 7- Yiğit Yiğittir, 8- Yaralı Bağrıma Basıyon, 9- Bir Güzel Geliyor Karşının Çaydan, 10– Dağlar, 11- Orman Kalmadı, 12- Dertli Pınar, 13- Yüce Dağ Başında, 14- Ellere Karşı
Âşık Figani 3- (Harika Kasetçilik 3554)
1. Birisi Fakirlik Birisi Gurbet, 2. Bizim Türküler, 3. Bugün Yar Yüzünü Gördüm, 4. Dost Diye Yalvarır, 5. Dur Yolcum, 6. Ergülü Baba, 7. Fakirin Hali, 8. Gerçek Dost, 9. Güzelliğin Zamanı, 10. Kızılırmak, 11. Ne Yazar, 12. Uğurludağ’ının Dumanı, 13. Yine Boran Çöktü Uğurludağ’ı
TRT de konuk sanatçı olarak da program yapan Âşık Figani’nin yüzün üzerinde eseri ve sayısız şiirleri vardır. Bir yakının evinde Âşık Veysel ile de tanışmıştır. Bu tanışmasında Aşık Veysel kendisine “hadi bir türkü söyle” deyince “ustam sizin gibi deryanın yanında benim gibi bir derenin sesi olur mu?” diye cevap veren Figani’ye koca usta büyük bir tevazu ile: “hay oğul o deryaları senin gibi dereler aka aka doldurdu, sen çal bakalım” demiştir.
Prof. Dr. Oğuz Öcal yönetiminde hazırlanan Çorum Halk Şairleri ve Ozanları kitabında Âşık Figani’ye yer verilmiştir 2008 yılında Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Halk Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Yardımcı Doçent Doktor Mete Taşlıova’nın hazırladığı ve Çorum İl Kültür Müdürlüğü tarafından yayınlanan Çorum Halk Şiiri Antolojisinde de yer almıştır. Âşık Figani hakkında yapılan röportajlar da birçok kez yerel basında yayınlanmıştır.
Evli ve üç kız bir erkek çocuğu olan Figani 1993 yılında emekli olmuştur. İki dönem Uğurludağ Belediye Meclis Üyeliği de yapmıştır.
Figani halen Uğurludağ ilçesinde yaşamaktadır. Zaman zaman şenliklerde, düğünlerde çalıp söylemektedir.
Seven Murada Ermez Figani
Kaçma yardan o canana yakın dur
Maşuk aşığını yormaz Figani
Evvelden feleğin cilvesi budur
Sevenler murada ermez Figani
Ağaç dal uzatır yaprak açmaya
Gaye etrafına gölge saçmaya
İnsan mahkûm olmuş konup göçmeye
Hayatın akışı durmaz Figani
Yol bulunmaz yüce dağlar aşınca
Öğüt veren olmaz garip şaşınca
Varlık elden gidip yoksul düşünce
Hiç kimse halini sormaz Figani
Ördeksiz göllerde avlatır seni
Vefasıza gönül bağlatır seni
Yüze dost görünür aldatır seni
Zamanın insanı kurnaz Figani
Âşık Figani
YORUMLAR
Bir işe gönül verip yapan birini tanıtmak çok güzel , kaleminizden Aşık Figani'yi tnımak güzeldi.
Tebrik ederim..........saygımla