Yozgat’ın Çekerek ilçesinin Karahacılı Köyü’nden bayan ve erkeklerin bulunduğu bir gurup umreye gitmek için bir turizm şirketine müracaat ederler. Umre için müracaat edenlerin isteklerini turizm şirketi kabul eder.
Umre için gerekli tüm işlemler yapılır. Umreye gitmeden önce; Cuma günü eşe, dosta ve bütün köylülere yemek verilir. Mevlit ve Kur’an okutulur ve dualar yapılır.
Bu kafilede, umreye gidenlerin sekiz tanesi aynı köylüdür. Bunlardan üçü yaşlı, diğerleri ise orta yaşlıdır ve ikisi erkek altısı bayandır. Umre için yola çıkma günü heyecanla beklenilmektedir. Bütün hazırlıklar yapılmıştır.
Turizm şirket yetkilileri:
-Umre için yola gideceklerin; 27 Nisan, Çarşamba günü saat 7.00’de Çekerek Cumhuriyet Meydanında hazır bulunmaları gerekir. Diye umreye gideceklere ve umreye gideceklerin yakınlarına talimat verir. Çarşamba günü saat tam 7.00’de umre yolcuları hazırdır. Yolcular, otobüsün gelmesini beklemeye başlarlar. Hava da hafifçe bir soğukluk vardır.
Umre yolcuları, sabah birer çorba içmek için lokantaya girerler. Çorbalarını huşu içinde içerler. Sofrada boş çorba tabakları, yenilmemiş ekmek parçaları ve boş su bardakları bulunmaktadır.
Garsonlar, ortalığı temizlemek ve boş tabakları kaldırmak için işe koyulurlar. Garsonlar, İlkönce boş çorba tabaklarını toplamakla işe başlamak isterler. Bayanların tamamı, bir masa etrafında oturmaktadırlar. Bunlardan ikisi yaşlı diğerleri ise orta yaşlıdır. Garson masadaki çorba tabaklarını toplamaya bayanların masasından başlamak ister. Garson bayanların masasını temizlemek için masaya doğru yaklaşır. Garsonun omzunda havlu bulunmaktadır. Garson kıvrak hareketleriyle masayı silip tabakları toplamaya başlar. Tam bu esnada umreye gidecek yaşlı teyzelerden biri yanında oturan gelinine eliyle dürterek:
Kalksana kız! Kalksana kız! Sofrayı toplasana! Elin adamı gelmiş bizim sofrayı topluyor. Elin adamı soframızı kaldırırken sen oturuyorsun. Sen, hiç utanmıyor musun? Der.
Sofrada bulunan gelin, diğer bayanlar, buna şahit olan garsonlar ve müşteriler bu olaya gülmekten kırılıp geçerler.
Sonunda derler ki:
-Bu devirde böyle hanımlar da mı varmış. Diye hayretlerini gizleyemezler.
Umreye gidenler her lokanta uğradıklarında gelin hanıma:
-Kalksana kız! Kalksana kız! Sofrayı toplasana! Elin adamı gelmiş bizim sofrayı topluyor. Elin adamı soframızı kaldırırken sen oturuyorsun. Sen, hiç utanmıyor musun? Diye takılırlar…
27.04.2011
Çekerek