- 1242 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÜLÜN ÖMRÜ
Dostlar gülü sevmeyen yoktur değil mi? Hele kokusuna bayılırız. O değişik renklerde karşımıza çıkar bizi mest eder güzelliğiyle, asil duruşu ile. Bülbül onu sevmekle, ona âşık olmakla yerden göğe kadar haklıymış deriz. Güzeli kim sevmez işte bundandır ki gül hemen, hemen her bahçede yer bulmuştur kendine. Sadece bunla da kalmamış gönül bahçelerinde de yer bulmuş, gönüllere taht kurmuştur.
Dünya edebiyatında da gülün ayrı bir yeri var şiirlere hikâyelere konu olmuş, olmakta asırlardır dillerde dolaşıp durmaktadır. Kıyamete kadar da böyle olacağa benziyor.
Bülbül gülü sevmekle gülün ayrılmaz bir parçası oluvermiş. Gül ile bülbül birlikte anılmakta oldum olası. Gülü hatırladığımızda bülbül, bülbülü hatırladığımızda gül geliverir aklımıza.
Şüphesiz her çiçek güzeldir amma gül kadar sevdirememiştir kendini. Hiçbir çiçek gül kadar sevimli gelmemiştir insanlara. Gülü bu kadar çekici yapan nedir? Bunun bir
Nedeni var. Bilindiği gibi gül efendimizin terinin yere düşmesiyle meydana gelmiştir ona efendimizin kokusu sinmiştir işte bundandır ki güller güzel kokar. Erbabı bilir ki efendimizin gül yağına benzer bir kokusu vardır. Bu hal yukarıda geçen sözü doğrular niteliktedir. Elbette bu sözün doğruluğunda şüphe yoktur.
Dostlar hal böyle oluca bülbüle hak vermemek elde değil. O bizden iyi biliyor bu işi belli ki o da efendimizin kokusuna tutkun. Kâinatın sultanına canlar feda. Onu göremesek de güzel kokusu ile avunuruz hiç olmazsa. İnşallah Bizlerde birer bülbül oluruz gül bahçelerinde. Kıyamete kadar ona olan özlemimizi dile getiririz. Eşsiz nameler yankılanır semalarda. Salât ve salam Âlemlerin efendisinin üzerine olsun.
Gülün ömrü kısadır dostlar hem de çok kısa ama bu kısa zamanda büyük izler bırakır içimizde görevini tamamlar ve gider. Oysa öyle uzun ömürlü insanlar gelmiş ki bu cihana; çoğunun yaşayıp yaşamadığı bile belli olmamış bu hayat sahnesinde görünmüş ve kaybolup gitmişler. Hani bilirsiniz artık geçerliğini yitirmek üzere olan, birbirimize sıkça sorduğumuz bir soru vardır. Bu soruyu burada sorsak:”Çok yaşayan mı bilir çok gezen mi?” desek hepimiz hiç şüphesiz çok gezen bilir deriz. Dostlarım Allah’ın(c.c) lütfü ile çağımızda bilgiye kolaylıkla ulaşıyoruz her yerde. Hem herkes her şeyi bilmiş olsa dahi sadece bilgi yeterli değil. Öyle ise yeterli olan ya da olması gereken nedir? Şüphesiz kişinin bildiği ile amel etmesidir. Mevla’mız böyle istiyor. İlim öğrenmek farz ama amelsiz cennete girme şansımız çok az; Allah korusun belki imansız gitme tehlikesi bile var. Pekiyi ne yapmamız gerekiyor? Önce Allah ve Resulüne İman edeceğiz, Allahın rızasına nasıl erebiliriz diye İmani ve ameli bilgileri öğreneceğiz (1) ve dünyamız ve ahretimiz hususunda İslami ölçülere göre hayrımıza olan ne varsa onu yapacağız. Yasklardan sakınacağız yani ilmimizle amel edeceğiz. Rabbimizin emrettiği gibi dosdoğru olacağız işte o zaman yaratılış gayemize göre hareket etmiş oluruz Bizi Mevla’mız sever, melekler sever, insanlar sever, kâinat sever. Mevla’mızın rızasını kazanırsak Güller gibi güzel kokmaya başlarız aranan iksir biz oluruz Allah dostlarının güller gibi çekici olmaları işte budandır.
Gelin bizlerde Resululahın (a.s) bülbülü olalım kâinat bahçesinde şakıyalım. Efendiler efendisinin sünnetine sarılalım Ona salâvat getirelim Resulullaha yakın olalım Kuran okuyalım zikredelim Allah Azimüşşana yakın olalım. Ömür sermayemizi boş şeylerle heba edip ahrete eli boş gitmeyelim Yarın mahşerde hakkın huzuruna çıktığımızda Rabbimiz:” kulum bana ne getirdin” diye sorduğunda ne cevap vereceğiz?
Varoluş gayemizi hiçbir zaman unutmadan Kâinata bu gözle bakmanız, güller gibi kokmanız dileğiyle Allahın selamı üzerinize olsun can dostlarım.. Muhammed Rıza Özcan
1-İmani bilgiler: Ehlisünnet İnanç esasları ( İslama göre inanilması gereken bilgileri içerir)
Ameli Bilgiler: İslam’a göre Davranış bilgileri (ibadet ve Ahlaki bilgileri içerir)