- 945 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Adını koyamadım
Geçiyor zaman bir su misali,ne önüne bendler kuruyoruz ne de barajlar... Neyim varsa alıp götürüyor anılarıma ait ne varsa...Saçlarıma kar yağıyor artık. Benim hayatımın çağlayıp sel olduğu zamanlar geçti artık...
Baktığımda pişmanlık biriktirmişim hayat kumbaramda.Ve eyvalar püfül püfül esiyor anılardan içeri.Başkalarına imrenmeler var kendi benliğimi çıkarmak varken dışarıya. Bir gülümseme beliriyor hayatımdan ama içimde bir burukluk var.Bilmem neden diye baktığımda koskocaman bir boşlukta boşa geçen ömrümden olduğunu anladım. Bazen söz vermelerim oldu kendi kendime... Ama kendime bile söz geçiremedim ben. Hiç kendi sözümü tutamadım. Var içinde yokluk içinde çırpındım bir süre bocaladım durdum hayattan. Sevdiğim kıza olan duygularımı açabilmem zaman aldı. Açayım dediğimde kızın sevğilisi vardı. Hemde çocukları vardı. Yıkılma üstüne yıkılma yaşadım. Ama hep içime attım yıllarca... İsteklerim saman alevi gibi yanıp sönüveriyordu.Yanlızlığım hüküm sürmüştü odamda. Beni benden iyi tanıyordu. Belki de bu halime üzülüyordu. Ama ben uçurtması delik çocuk gibi bocalıyordum bir şey yapmak için. Belki de insanlara saf duygularla bağlanıp yalanlarla karışık cevap sunmaları çok zoruma gidiyordu. Ben kime ne yaptım diye bir soraya içerimde cevap aradım.
Kimsenin tavuklarına kışş demezken neden benim civcivlerime taş atıyorlar. Ve bazen diyorum insanların içine açılayıp diyorum. Ve acıldıktan bir süre sonra saygı gösterdiğin insan sana bildiği küfürü sayıyor hiç komik olmayan espirilerle bana laf sokuyordu. Acının böylesine alışık değildim. Ama artık tercübe yaşıyordum bilmediklerimden. Sığanacak bir insan arıyor bazen gönül buldukların menfaatlarına göre davranıyor. Kimsenin ipiyle kuyuya inilmiyor. Sağlam sandığın ipler çoktan kopuyor.
Ben hep adalet istiyorum kimseden merhamet değil. Adaletli olursanız aynı zamanda merhametlide olursunuz ama merhametli olursanız adaletli olamazsınız.Adaletin içinde merhamet var zaten. Bu yolda çaldığım kapılar yüzüme kapınıyor. Mecalsiz kalıyorum ve diğer kapılarına gitmiyorum. Belki beni anlayacak biri cıkar ama ben çoktan pes ettim. Bu hayat bana göre değil diyorum bazen. Ama yapacak bir şey yok. Yaşamam lazım anlatmam gerek bazı şeyleri diyorum. Ve kaldığı yerden devam ediyor hayat... Bazen aynaya bile bakmıyorum. Çünkü herkes bana bakıyor. Eleştiriyorlar beni. Onlar bir aynadan daha iyi bir cisim olabiliyorlar. Sanki hayatı ben yaşamıyorum ya da yaşadığım hayat onların.Sunu söyle etseydin sunu yapmasaydın ne gereği var gibi laflar sokusturup duruyorlar kulağıma...Dedikodu boyları aşmış iki kişi bir araya gelip beni anlatıyorlar. Benim yakışıklı mı paralı mı ona bakıyor kızlar. Ben de vazgeçip bu vuslat denen şeyden, yanlızlığa dört elle sarılıyorum.
İnsanların surakları asık dilenciler daha yüzsüz... Doya doya cocuk oyunları oynayan kim kaldı.Eski yemekler eski insanlar nerede diye bağırıp duruyorum içimde. Ne zaman konuşmaya başlasam susturuluyorum. Ben de artık konuşmuyorum. Ekmek aslanın midesine indi artık ağzında tutan yok. Bazen sefil hayatıma küfrediyorum evet küfür bana bu insanlar ögretti. Ama çalışmak gerek diyorum çalışıyorumda ama olmuyor artan bir şey yok... Bu zoruma gitmiyor benim calışmak gibi onur verici meslek yok zaten... Ama servete konanlar zengin aile cocukları son model arabasıyla havasını atıp postasını koyarken ben sadece susuyorum. Susuyorum dur kesme... Ve sevgi denen şeyin değiştiği dünyada para yetiyor insanlara... Ve aşklarımızı bile yaşayamıyoruz eskisi gibi kimse ne Ferhat ne Mecnun nede Aslı oluyorlar. Hasrete yazılan dörtlükler sevgiliyle birlikte olup sevişmenin hazzından bahsediyor.
Bazen kulak misafiri oluyorum. Su kız şöyle bu erkek böyle diye sununla birlikte oldum diye bir birine anlatıyordu. İçimde acıtan bir agrı oluştu. Vay dedim sevdiğin kız sana güvenmiş mahremini açmış sen onu ona buna anlat artık daha neler.Biz böylemiydik bize neler oluyor. Nereye gidiyoruz.Utandım kendimden... Çekildim köşeye bir flim izleyeyim dedim. Muhteşem diziler vardı herkese göre ama bana göre değil. Muhteşem yüzyıl flimi Kanuni’yi anlatıyor dediler baktım. Ve ağladım Osmanlı padişahlarımız bu kadar mı ahlaksızmış diye. Haremden çıkmıyor dandik savaş taktikleri,karı kız vb unsurlar oldukça fazla. Ama padişahlarımız halifedirler sizce bir halife böyle yapar mı? Gerçekliği nerde bir iki lira para alacağım diye neden tarihimiz yanlış yansıtıyor. Sevişme unsurlarıyla süsleniyor. Osmanlı kalksın görsün torunlarının halini... Ve kimse bu duruma karşı çıkmıyor. Nereye gidiyoruz nereye..
Ben yazıyorum aklıma geldikçe karalıyorum bir şeyler elimden geldiğince kusurlu bir yazım vardır biliyorum. Zamanla düzelecek onunun cabasıyla da uğrasıyorum. Amacım yazarlarımıza konular sunmak bu konuları da ele alsınlar. Bu kültür bu tarih hepimizin buna başkaları sahip çıkmazlar biz çıkmalıyız
YORUMLAR
Sevgili Sinan,
Yazında kendini eleştirmen güzel. Eleştirilerim bilgi amaçlı. Daldan dala konmuşsun. Bazı ifadelerin var ki, anlayana aşkolsun.
Devrik cümlelerle daha daha anlaşılmaz oluyor. Ben sözcüğünü kullanmaktan kendini soyutla. "...yapıyorum ben" ifadesinde
yapan zaten sizsiniz. Bir daha ben demeniz anlamsız. Makale türü yazılarda, tek bir konuya odaklanın. İyi araştırma yaptıktan ve yazıyı iyice kontrolden geçirdikten sonra yayına verin. Kimseye de ders vermeye kalkmayın. Kendi egonu tatmin için yaz. Ders alan alır. Bazı yerlere mesaj vereyim, şu bu diye yola çıkarsan, konuya tek bir açıdan bakmış olursun. Böyle olunca da çok kez yanlış yaparsın. Senin ak dediğine kara diyen de çıkar. Umarım bu bilgi amaçlı eleştirilerim, yazında belirttiğin gibi bir kulağından girip öbüründen çıkmaz.
Başarılar diliyorum.