- 4156 Okunma
- 31 Yorum
- 0 Beğeni
MERHABA HAYAT
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Daha sabahın 6 sı, beni uyandıran neydi bu saatte? Ne gördüğüm kabus, ne telefonun sesi, ne de saatin zili. Akşam sıcaklık bastı diye açık bıraktığım camdan gelen tabiattı uyartan.
Uzaklardan bir horoz ötüşü, puhunun tiz olmayan sesi ve şakıyan serçelerin nağmeleriydi camımdan içeri girenler. Küçük yörelerde artık alışılagelen bu sesler farkedilmeyebilir ancak özellikle büyük şehirlerde bu sesleri duymak bir ayrıcalıktır diye düşünüyorum. Bu ne mutluluktu, yaşadığını hissederek uyanmak, sabaha gülümseyerek bakmak. Sitenin bahçesindeki 4-5 ağaçta konaklayan serçelerin şarkılarıyla uyandım. Bana; “ Kalk “ diyorlardı, “ bu ne uyuşukluk?” diyorlardı. Geç yatmaktan mıdır, yoksa gün boyu harcanan güçten midir bilmem gözümü bile zor açtım.
Yatağımın sağ tarafında duvara dayalı gitar, sol tarafında dolabın kapağına yapıştırdığım keman resmi, başucumdaki küçük masanın üstünde şiir kitaplarım, kalemlerim ve bir vazoda oğlumun eve gelirken bahçeden koparıp bana verdiği biri pembe birisi beyaz iki gül. Pembe, kenarları fırfırlı perdelerim, pembe yoğunluklu halım, karşımda aynı odayı paylaştığım kızım. Kapımız kapalı da olsa salondan gelen muhabbet kuşlarımın cıvıltıları. Beni mutlu edecek herşeye sahibim ve bunları farkedebiliyorum.
Meğer ne kadar zenginmişim de farkedememişim daha önce. Bardağın dolu tarafını görmek diye bir öneri duyardım da hep derdim ki, “boş tarafı o kadar çok yer kaplıyor ki dolusunu görmek imkansız”. Ama değilmiş, sadece dolu olan yerleri farkedemiyormuşum. Ne oldu son bir iki ayda, önemi var mı, demek ki küçücük de olsa birşeyler değişmiş ki beni de değiştirmiş.
Ne kahvaltı umurumda, ne ev işi, ne televizyon. Açtım bilgisayarımdaki müzikleri, en hareketlilerini seçtim. Kulaklarıma doldururcasına sesi de açarak dinlemeye başladım. Evde koca bir kızım var, hazırlasın abisinin kahvaltısını, yesinler içsinler çıkıp gitsinler, birisi işe, o da okuluna. Dolabın ve bazamın içindekileri döktüm yere. Elbet gerekir diye sakladığım, belki de yokluktan, bir daha alamam korkusundan ne varsa seçip doldurdum torbalara. Kalanları yeniden yerleştirdim. Halime çocuklar bakıp gülüyorlardı, “ annem yine coştu bu gün, bir an önce kaçmak gerekir, yoksa bize de iş çıkaracak” diyorlardı.
Biraz yüküm hafiflemişti, ama daha vardı. Sıra kitaplara gelmişti, uzun zamandır okumadığım bir sürü dram içeren ne kadar roman varsa hepsini derneğe götürmek üzere ayırdım, en sevdiğim şiir kitaplarını rafa dizip diğerlerini dolabın içine sakladım. Ne kalmıştı başka yük, düşündüm. Atmam gereken televizyon programları da vardı, haberler, onlar ki her dinlediğimde beni cinnet geçirecek hale sokuyorlardı. Sağlık programları, anlatılan her hastalıktan kendime bir pay çıkartıyor, gereksiz endişeleniyordum. Bu arada doktora da gitmeyi sevmem, içimde bir kuruntu olup kalıyordu. Ve bazı güncel programlar, kayıplar, cinayetler, ahlaksızlıklar daha yüzlercesi de beni strese sokan etkenlerdi. Onları da alıp bir çuvala doldurdum, zihnimdekilerle birlikte attım hayali çöplüğe.
Vardı bir şeyler daha, ama ne olduğunu çıkartmak mümkün olmuyordu. Geriye doğru dönüş yapınca beynimi kemiren gamları, hüzünleri, korkuları, acıları gördüm. Bir anda atmak mümkün müydü, atsam bile yeniden geri gelebilirlerdi. Unutmaya çalışmak daha çok hatırlatacaktı, onu da önemsememeye çalışarak zamanla halledecektim.
Ay! Ne kadar yük varmış sırtımda da ben farketmiyormuşum, eziliyormuşum altında. Serçelerin şakımalarına karışan sokağın sesi, (arabalar, seyyar satıcılar, eskiciler) kulaklarıma yerleşirken ben bir kuş kadar hafiflemiş olarak öğlene merhaba dedim.
Merhaba gün! Merhaba hayat! Merhaba insanlar, merhaba!
YORUMLAR
Ah ablam özlediğim hayatı ne de güzel anlatmışsın... İnan daha dün akşam penceremi ağaçların okşadığı bir evim olmadan ölürsem gözüm açık gider dedim eşime .. Yıllardır erteleyip dururuz eşimle küçük bir kasabada yaşama hayalimizi ..Hoş ertelemesekte çoluk çocuk iş güç nasıl gideceğiz ki...emekliliğe inşallah..Keşke her şeyi geride bırakıp gidebilmek mümkün olsa ..sevgilerimle ablacığım
gri gölge tarafından 5/4/2011 2:27:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
her varlık çok özel bir dünya ki dünya içinde dünyalar...
yaşadıkça gözlemledikçe farkındalıklarımız artıyor...kendimizi daha iyi fark ettikçe de düşüncelerimizi bakış açılarımızı değiştirmeye başlıyoruz.. düşüncelerimizi olumluya sevgiye çevirdikçe kendimizi ve kendimizin dışındakileri kendimizmiş gibi algılayıp sevgi dolu davrandığımızda -işte mucize de tam bu anda başlıyor- başlıyor birden hayatımız değişmeye cennete dönüşüyoruz..:))
hayat temizliğiniz hayırlı uğurlu yararlı olsun ecem darısı cümlemize..:)
tebriklerim günün yazısına hayata kattığınız sevgi yürekli eşsiz ışıltılara iyi ki varsınız..
sevgim saygım selamlarımla..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ tarafından 5/4/2011 9:03:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
Merhabaa:) Uyguladığınız yöntem pili bitmek üzere olan bir makinanın şarj edilmesine eşdeğer...İnsanız ve pozitif duygularla şarj olur hayatı dolu dolu yaşariz bazen..Sizin güzel elektriğiniz bu yazıyı okuyan herkese geçecektir..En azından elinde varolan güzellikleri düşündürecektir..TEŞEKKÜRLER
Ohhhh ablacım bahar temizliği yapmış hem evinde hem ruhunun derinliklerinde.En güzelini yapmışsın ablam.
Yarın ne olacağımızı biliyor muyuz ki sanki.Ölümden gayrı herşey herşey ama herşey yalan.
Boşver ablacım senden daha değerli hiç bir şey yok.Kendini sevmenle çoğalacak o bardaktaki tüm boşluklar.
Her daim mutlu olman dileğimle kutluyorum pozitif enerjini okurlarına yansıtan yazını.
Selam, sevgi ve en derin hürmetlerimle.
Zaten bir sürü gam bindirmişken hayat sırtımıza, bir de dış etkenler altında üzüntüyle ezilmek yok mu?
Bu biraz da insanın hassas bir yapıya sahip olup olmamasıyla alakalı. Öyleyse insan, ruhu saran o kadar çok kasvet olacak ki.
Yeniden merhaba dünya, yüzündeki tebessüm ne güzelmiş...
Tebrikler Afet ablacığım . Güzel bir yazı.
Merhaba değerli dost kalem...Allah gönlünüze göre versin...Yazınız gerçek hayatın kirliklerini atabilmenin yanı sıra beyni yoran kirlilikleri almama ve aldığını atma anlamında güzel bir akıcılıktan sonra...yaşamanın anlamını ve yaşadığının farkına varabilmenin gerekliliği konusundada ders vericiydi...Selam ile