- 680 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Akıl oyunları
Dayanılmaz ,bir ağırlık var üzerimde.
Kendimi halsiz hissediyorum..Tüm yükü omuzlarımdan aşşağıya salıyorum ama son bir hamleyle avuçlarımın arasında kalıyor yine.
Gitmiyor.
Benim yakamı bırakmıyor .
Derdi ne anlamadım..
Uzanırsam ,belki biraz kestirirsem ,kendimi toparlarım gibime geliyor.
Yatmak da istemiyorum ki, canım o zaman daha çok sıkılıyor.
Bu can sıkıntısından olsa gerek, ense kökümden şakaklarıma ordan ise başıma hafif karıncalanmalarla bir ağrı nüksetti.
Hiç sevmem baş ağrısını .Ben onu düşünmemeye çalıştıkça o daha bir yayılıyor başımın her bir zerresine.Ama en çokta ensemde kaldı ..
Sanırım üşüttüm.Ceryanda kaldığım zaman nedense ,direk soğuk hava boynum da konaklamak için fırsat kolluyor sanki.
Of bu hal ile iyice ağırlaştım.İyice zonklamaya başladı.
Ağrı kesiciden nefret ederim.Bazen suyu fazla içmediğim zaman, ağzımda bıraktığı o ekşimsi tadıyla dilimin üzerini örten zifir bir katrana dönüştükçe ,midem alt üst olup başım daha bir ağrıyor.
Yok içmeyeceğim.Belki kendi kendine geçer.En iyisi bir çay demlemek.Bir de boynumu sarmalıyım.Yada en iyisi boğazlı kazak daha iyi olur.Kaburga ve eklem yerlerimde ağrımış .Zaman ilerledikçe daha iyi anlıyorum sızlamalarından.
En iyisi kendimi kandırmaca ,aklımı şaşırtmaca oynayayım.Bazen işe yarıyor..
Ne yapayım bu ağrının geçeceği şüpeli ,benimde ağrı kesici içmeye niyetim yok.
-------
Bugün ne kadar da güzel bir gün.Toprak en sonunda hasret kaldığı (çimen)sevgilisinin gelmesiyle vuslata eriyor.Aşk şarkıları fısıldaşıp ,cilveleşiyorlar.Nasılda sıkı sıkıya birbirlerine sarılmışlar.İnsan baktıkça mutlu oluyor.
Ya ağaçlara ne demeli.Bütün kış boyunca çıplak kaldıkları için nasıl üzgün ve mahçuptular.Başlarını hiç kaldırıp bakamadılar göğe.Utanmışlardı bu hallerinden.Şükür ki artık yüzleri gülüyor.Tek renk ve ütüsüz iğreti duran, kahverengi soluk biraz da yıpranmış entarilerini soyunduktan sonra cümle yeşillerden oluşan elbiselerinin içinde rüzgarla dans edip şarkılar söylüyorlar.Ne güzel ne mutlu ona ve bize.Tebessüm yayılıyor yüzümüze şu haliyle bile.
Hele ki şu göğe bir bak.Masmavi bir rüya.Arada birbirlerine gülümseyen bebek bulutların pür neşelerine diyecek yok.Genç anne bulutlar salınarak ve onurla kolaçan ediyorlar yavrularını..
Güneş ise yeniden doğmuş ilk kez dünyaya gelmiş gibi ,tüm doğaya börtüye ,böceğe sıcaklığını veremediği zamanlara inat, üflüyor buram buram nefesini.
Evet evet çaktırmamalıyım.Her şey yolunda gidiyor.Başımın ağrısı hafiflemeye başladı.
En iyisi dışarıya çıkmalı.Şu anı camdan değilde birebir yaşamalı.
Derin derin nefesler alıp çocuklar gibi koşmalı yollarda.
Papatyalar toplamalı kucak kucak.Şarkılar söylemeli .
Denizin birazda hoyrat olan sesinin yanından geçip , taze yosun kokularını içeriye çekip, huzur veren dalgaların kucağına bırakmalı kendini .Martıların sesleri.Serçelerin şakımaları arasında, Allaha binlerce şükürler etmeli.
Evet evet oluyor..Evet oldu işte..Başımın ağrısı geçti.Ben kazandım..Ben kazandım.
YORUMLAR
"Derin derin nefesler alıp çocuklar gibi koşmalı yollarda.
Papatyalar toplamalı kucak kucak.Şarkılar söylemeli ."
Bunu nasıl yapmalı...İnsanların "Deli mi ne?" tarzı bakışlarına aldırmadan, içindeki yükleri tartmadan, ve yine içindeki hastayı sarsmadan...Sahi gerçekten bir iki koşuyla özgürleşir mi insan? Martılar çiçekler şiirler kitaplar börtü böcek sahiden deva mı başağrısına?
Bir inanabilsem, Robinson Amca gibi yaşamaya hazırım...
Okumak güzeldi...
Sevgiler gül yürekli, sevgi pınarım..
Bahar kendini naza çekiyor.
Bebek gibi.
Acılarla gelse de gelişi mutluluk saçıyor her yere.
Sancılar ruhumuzdaki değişimi müjdeliyor.
Dünyanın o muhteşem örtüsü ve süsleri ne kadar hayranlık verici değil mi?
Onları düşünmek bile dertten sıyrılmamıza sebep oluyor.
Hakikatten dediğin gibi insan güzel bir manzaraya bakınca dertlerini acılarını tüketmiyor ama erteliyor galiba.
Bir de insan kirletmese doğayı.
Yollara bakıyorum , bütün pislikler insana ait.
Yerlerde uçuşan naylon poşetler,dondurma ambalajları,su ve kola artıkları.
Biz bu gidişle çok başa ağrısı çekeceğiz zannedersem.
Selam ve dua ile.
Ülviye Yaldızlıı
Şehir ,kasaba şu bu bahane insanlar zamanın içinde yaşamayı unutuyorlar.
Az birazcık güneşle tebessüm etsek ne olur sanki :)
Yazan ellerin/ yorumlayan yüreğin var olsun abim