- 669 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
“Peygamberlere Rabb’lerinden Verilenlere İman Ettik” -I
İnsanlık tarihine aynı zamanda peygamberler tarihi gözüyle de bakabiliriz. Kur’an’da birçok peygamberin Rabb’i yolunda verdiği tebliğ mücadelesi ayrıntılarıyla anlatılır. Yaşadıkları zorluklar, getirdikleri çözümler, teslimiyetleri, samimiyetleri, sadakatleri ve sergiledikleri adil, mütevazı, onurlu tavırları insanlara örnek olması için aktarılır. Üstün ahlâkları ve mücadeleleri şu an yaşayanlara da örnektir.
O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh’a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri’ etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten Kendisi’ne yöneleni hidayete erdirir. (Şura Suresi, 13) ayetiyle bildirilir; Allah katında din tektir. Parçalara ayrılıp özünden saptıkça, bozuldukça Allah resûller göndererek gerçeği tekrar hatırlatmış, tüm peygamberler aynı hak dini tebliğ etmişlerdir.
Hz.İbrahim(as)
İyilik yaparak kendini Allah’a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim’in dinine uyandan daha güzel din’li kimdir? Allah, İbrahim’i dost edinmiştir. (Nisa Suresi, 125)
Hz. İbrahim(as) Allah’ın kendisini "dost edindiği" bir peygamberdir. Yüce Allah, derin imanı, buyruklarına gönülden boyun eğişi, itaati, üstün ahlâkı, sadakati, kararlılığı, sabırlı ve teslimiyetli kişiliği nedeniyle Hz. İbrahim’i(as) birçok Kur’an ayetinde över ve örnek gösterir.
Tek başına putperest kavmine karşı verdiği akılcı mücadele çok önemlidir ve bu cesaret ve akılcılık kuşkusuz her müminin sahip olması gereken önemli özelliklerdir. Allah’a yakınlaşmak adına çok sevdiği oğlunu feda edebilmesi Allah’a olan itaatinin, teslimiyetinin, güçlü ve derin imanının kanıtıdır. Kavmi tarafından ateşe atılmış, çeşitli tuzaklar kurulmuş ancak tüm zorlu anları tevekkülle karşılamıştır.
Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık. İbrahim’e selam olsun. Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, Bizim mü’min olan kullarımızdandır. (Saffat Suresi, 108-111)
Hz.Musa(as)
"Ey Musa, Alemlerin Rabbi olan Allah Benim;" diye seslenildi. (Kasas Suresi, 30) Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: "Ey Musa.""Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva’dasın."
"Ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı dinle."
"Gerçekten Ben, Ben Allah’ım, Ben’den başka ilah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl." (Taha Suresi, 11-14)
Bu, Hz. Musa’nın aldığı ilk vahiydir ve artık o Allah’ın kutlu peygamberidir. Allah onu seçmiş, ona bir ağaçtan seslenmiş ve ulaşılabilecek en onurlu makamı lûtfetmiştir.
Hz. Musa’nın verdiği mücadelede Firavun’un büyük yer tuttuğu görülür ve kıssasında Allah’ın sonsuz öncede belirlediği kaderin hakimiyetine tanık olunur. Henüz bebek iken annesi tarafından nehre bırakılan sandık içinde Firavun ailesine ulaşması, kavminden olan bir kişinin kavgasına karışıp şehirden kaçması, “bir kader üzerine” kutsal vadi Tuva’ya gitmesi; tümü bize tüm yaşamı kapsayan ilahî bilgiyi gösterir. Ayrıca Firavun’un inkarı ve ilahlık iddiası kadar, Hz. Musa dönemindeki İsrailoğulları’nın hastalıklı kalpleri de birer ibret vesilesidir.
Hz.İsa(as)
Hz.İsa, Hz.Musa’nın getirdiği vahyin tahrif edilmesinin ardından, dini dejenere edip bozan toplumu, bağnaz geleneklerini ve batıl inanışlarını terk etmeye, yalnızca Allah’a teslim olmaya davet etmiştir. Hz. İsa, babasız doğumu ve yaşamı boyunca –Allah’ın izni ile-gösterdiği mucizeleri ile çok kutlu bir peygamberdir.
Peygamberin çağrısına uymayan inkarcılar, Hz. İsa’ya ve onun yanındaki müminlere baskı uygulamaya çalışmışlar, insanlık tarihi boyunca pek çok peygambere ve samimi mümine olduğu gibi, Hz. İsa’ya da tuzaklar kurmuşlardır. Kurulan tuzaklardan biri de Hz. İsa’yı öldürmeye kalkışmalarıdır.
Ancak Allah’ın, Hz. İsa için belirlediği kader doğrultusunda, tuzakları bozulmuş, inkarcılar onu öldürememişler, onlara Hz. İsa’nın bir benzeri gösterilmiştir.
Ve: "Biz, Allah’ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa’yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler. (Nisa Suresi, 157)
Devam Edecek...