- 1947 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RABBİMİZİN YARATTIĞI NİMETLERİ SAYMAKTAN BİLE ACİZİZ
RABBİMİZİN YARATTIĞI NİMETLERİ SAYMAKTAN BİLE ACİZİZ
Bundan önceki yazımın konusu tabiattaki biyolojik çeşitlilik ve doğal hayat üzerineydi. O yazının araştırma safhasında bir şeyi net olarak farkettim ki, Allah (cc)ın yarattığı canlı ve cansız varlıkların, bitki ve hayvanların, maden ve minerallerin velhasıl tüm nimetlerin net ve kesin envanterini bile çıkarmaktan aciziz. Hiçbir kimse, hiçbir âlim suda, havada, toprakta, toprak altında şu kadar canlı ve şu kadar cansız varlık mevcuttur diye kesin bir rakam ortaya koymuş değil ve “kıyamete kadar da böyle bir rakam ortaya koyamazlar.” Ancak, âlimlerin elinde yaklaşık sayılar ve tahminler mevcuttur. Bundan dolayı da biyoloji kitaplarında ya da tabiat araştırmalarında “işte şu kadardan fazla şu hayvan türünden mevcuttur, şu kadardan fazla şu bitki türünden mevcuttur, şu kadardan fazla maden ve mineral vardır” gibi genel açıklamalar görürsünüz. Bu varlık ve nimetlerin sayısı tam olarak bilinmediği gibi hepsinin bir bütün olarak özellikleri de tam olarak bilinememektedir.
İşte geçen günkü yazımı yazarken bunu net olarak farkettim ve bundan sonraki yazımın başlığı işte bu dedim: “Rabbimizin (cc) yarattığı nimetleri saymaktan bile aciziz.”
Bu düşünceye yalnızca bu yazıyı yazarken mi sahip oldum. Elbette hayır! Hayatımın çok safhasında bunu bizzat görüp yaşayıp hissettim. Hatta, sanırım üç hafta önceki bir Cuma Namazının farzında, İmam Rahman Suresinin 13. ayetinden itibaren başlayan Arapçası "Fe bi Eyyi Ala i Rabbiküma Tükezziban" “تُكَذِّبَانِ رَبِّكُمَا آلَاء فَبِأَيِّ” ve Türkçe meali “Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?” şeklindeki ayeti okurken de aynı düşünceler aklımdan geçti ve tefekkür ettim. İçimden , “Rabbimizin (cc) sayısız nimeti var. Bu nimetleri görmemek ve yalanlamak en büyük nankörlüktür” dedim. Bunu tefekkür ederken, başka bir ayeti hatırladım. O ayet de şu: “Halbuki Allah’ın nimetini saymaya kalksanız onu sayamazsınız. Şüphesiz Allah; çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Nahl Suresi, 18. Ayet)
Evet, gerçek şu ki, Rabbimiz (cc) sonsuz yaratma gücüne sahiptir ve nimetleri sayısız bir şekilde bu Dünya’da insanlara sunmuştur. Bu dünyada bu sonsuz nimeti görmemek ve tanımamak ancak inkarcıların işidir. Aklı başında olan ve selim bir kâlbe sahip olan, inat etmeyen herkes anlar ki, bu Dünyada bile nimetler sayısız iken, ahirette sayısız ve sonsuz olmaması mümkün müdür? Bu Dünyada bunları yaratmaya gücü olan elbette ahirette de benzerlerini yaratmaya muktedirdir. Yasin Suresi 81. Ayetin meali şöyledir: “Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.”
Bu çok basit bir gerçeği anlamak için âlim olmaya da gerek yok. Zaten, “inanmak kolay, inanmamak zordur.” Aklı başında olan herkes şöyle basitçe bir etrafına baksa, Allah (cc)ın yarattığı nimetlerin sayısız miktarda çok olduğunu ve bunu yalanlamanın mümkün olmadığını anlar. Anlamayanlara, Allah-û Teala Hazretleri tekrar üstüne tekrar anlatmıştır. İşte bu anlatışlardan en dikkat çekici olanı, yukarıda da bahsi geçen Rahman Suresinin 13. Ayetinden itibaren başlayan ve bundan sonra bir ayet ya da iki ayet aralıklarla sure sonuna kadar 30 kere tekrarlanan “Fe bi Eyyi Ala i Rabbiküma Tükezziban" “Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?” uyarısıdır. Bu tekrarın çeşitli hikmetleri vardır. O hikmetleri konunun uzmanı Din Âlimleri zaten etraflıca açıklamıştır. Bu tekrarın bence en büyük sebebi, “açık ve basit bir gerçeğe dikkat çekmektir ki, inkar ve imansızlık sözkonusu dahi olmasın. Eğer buna rağmen bir inkar ve imansızlık varsa, hak eden de hakettiğini alsın. Hiçbir itiraza yer kalmasın.”
İnanma ya da inanmama noktasında zaten şöyle bir kural da var: İnanan açık ve basit gerçekleri görüyor, esasında hiçbir uyarıya gerek dahi kalmadan, iman ediyor. İnanmayan da, açık ve basit gerçekleri görüyor, böyle defalarca dikkat çekilmesine ve defalarca kere uyarılmasına rağmen inanmıyor da inanmıyor. İnat ediyor. Kur’an-ı Kerim baştan sona kadar ikaz ve uyarılardan ibaret olsa da, münkir ve münafık inat ediyor da ediyor. Fakat, mü’min hiçbir uyarı ve ikaza gerek kalmadan hemen inanıyor. Kur’an-ı Kerim’deki misaller yalnızca mü’minin imanını muhkem hale getiriyor, kuvvetlendiriyor.
Evet, Rabbimizin (cc) nimetleri sayısızdır. Bunları saymaktan aciziz. Bu gerçeği görmemek ve bilmemek en büyük gaflet, en büyük nankörlüktür. Dünyadaki varlıkların ve nimetlerin sayısız adette olduğunu aklı başında olan herkes anlayabilir. Bunları gördüğü ve bildiği hâlde hakkı Hak (cc) sahibine vermeyen ve Hakk(cc)ı kabul etmeyen ve Kur’an’daki sayısız uyarıları da dikkate almayan, “artık Cehennemi haketmiş” demektir.
Ahmet SANDAL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.