- 1069 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ERBAKAN HOCAMIZ VE TAHİR HOCAMIZ
27 Şubat 2011 Pazar günü, bir nişandan dolayı köyde bulunuyorduk. Hava soğuktu. Hava soğukta olsa, bu değişiklik, bizim için iyi olmuştu. Nişandan sonra Kadınhanı’na, babamın Remzi dayısına gittik.
Bir ara Arife yenge, konuşmanın arasında Erbakan hocanın öldüğünü söyledi. Tabii ki de buna inanmak, benim için zor oldu. Üzüldük, söylenecek tek şey; Allah’tan geldik ve Allah’a döneceğiz.
Erbakan hocamızın, hastanede tedavi gördüğünü biliyorduk. Bundan 1 hafta önce, hastanede çekilen son konuşmasını dinlemiştik. Çekilen görüntülerde, onu, oldukça yorgun ve bitkin görmüştüm ve içimden; Allah yardımcısı olsun, demiştim. Ama ölüm, hiçbir zaman aklıma gelmedi. Oysa ki, yakın çevremizdeki insanların ve de sevdiklerimizin de, bir gün, aniden, aramızdan ayrılma ihtimalini unutmamak gerekir. Çünkü gençler bile, ani ölümle aramızdan ayrılıyor. Kendim için, ani ölüm olayını çok düşündüm ve yine de düşünüyorum.
Erbakan hocamızın, son anlarına dair aldığım bilgiler ise; Erbakan hocamız yoğun bakımdayken, oğlu Fatih Erbakan yanına girmiş ve Erbakan hocamızın başucunda da bir kiremit varmış. Erbakan hocamız oğluna; Elhamdülillah, bizim kiremitimiz burada, diyerek kiremiti göstermiş. Bu kiremit ise, Erbakan hocamızın, namaz kılmak için, teyemmüm ettiği kiremitmiş. Anlaşılan o ki, Erbakan hocamız son anlarında dahi, namazlarını hiç aksatmamış. Erbakan hocamız, bize, giderayak, güzel bir ders verdi; durumumuz ne olursa olsun, asla namazdan taviz vermemek.
Erbakan hocamız 1 Mart Salı günü, Fatih Camisinden Merkez Efendi Mezarlığına defnedilecekti. O gün annemin işi olduğu için, kardeşimi, fizik tedaviye, ben götürecektim. Hastaneye geldiğimizde, gözüm hemen, hastanede bulunan ekrana ilişti. Ekranda Erbakan hocamızın cenaze töreni vardı, onu görünce gözlerim doldu, yüreğim hüzünlendi. Orada kendimi bıraksaydım, gözyaşlarım, gözpınarlarımdan akıp gidecekti. Oradaki görevliyle konuşmak zorunda olduğum için, kendimi tutmak zorunda kaldım, zaten görevliyle konuşurken sesim titriyordu.
Erbakan hocamızın cenazesine 1 milyondan fazla kişi katıldığı söyleniyor. Erbakan hocamızın cenazesinde, Turgut Özal’ın cenazesinden sonra, yaşanan en büyük kalabalık olduğu söyleniyor. 200 ülkenin temsilcisi gelmiş. Dünya’nın dört bir tarafında gıyabi cenaze namazı kılınmış. Bu, bize şunu gösteriyor; hayatını Allah yoluna adayan insanların, ne kadar çok sevildiğini ve ölümlerinden sonra hayırla anıldıklarını. Allah hayırla anılanlardan eylesin inşallah. (Amin).
5 Mart Cumartesi günü, daha Erbakan hocamızın acısını içimden atamamışken, Tahir hocamızın vefatıyla derinden sarsıldığımı hissettim. Çünkü iki büyük değeri arka arkaya kaybetmiştik. 6 Mart Pazar günü, Tahir hocamızın defnedileceği gün, Konya’da çok farklı, manevi bir atmosfer oluşmuştu, Konya’nın havası çok değişik geldi bana. Konya’daki bütün camilerde sâlâ verilmişti.
6 Mart Pazar günü, Tahir hocamız, Kapı Camisinden Üçler Mezarlığına defnedilecekti. Tahir hocamız herkes sabah namazının secdesindeyken vefat etmiş. Cenazeye katılmayı çok istemiştim, ama katılabileceğim aklımın ucundan bile geçmemişti. Allah’ın inayeti olsa gerek, beni son anda, Tahir hocamızın cenazesine yetiştirdi. Şehitliğe geldiğimde, mezarlığın her tarafının insan kaynadığını gördüm. Bir taraftan, mezarlıktan Kur’an-ı Kerim sesleri geliyordu. Cenaze defnedildi, zannediyordum, oysa ki cenaze daha yeni geliyormuş. Şehitlikten mezarlığa baktığımda, içimden ağlamak geldi ve ağlamaya başladım, birkaç damla gözyaşından sonra kendimi tuttum, çünkü mezarlığa yakın olduğum için, etrafım insan kaynıyordu. Cadde trafiğe kapalıydı. Şehitlikte Konya halkıyla birlikte Tahir hocamızı karşıladım ve mezarlığa kadar eşlik ettim Tahir hocamız, son yolculuğunda. Allah’tan makinem yanımdaydı da, Konya’nın Tahir hocamızı uğurlamasına, makinem de benim gibi şahitlik etmişti.
Allah dostunun cenazesine katılmak güzeldi, ama onu kaybetmenin yüreğimde açtığı yara oldukça derindi. Hayattayken Tahir hocamızın duasını alamamıştım ama, bana, cenazesine katılmak nasip oldu. Duasını alamadığıma üzülmüştüm ama cenazesine katıldığıma sevindim.
18 yıldır Konya’da yaşıyorum, hayatımda ilk defa Konya’nın havasının bu kadar çok değiştiğini görüyorum.
ALLAH ERBAKAN HOCAMIZA VE TAHİR HOCAMIZA RAHMET EYLESİN.
SÜNDÜS KOÇ – KONYA
06.03.2011 - PAZAR
YORUMLAR
Yazınızı bir solukta okudum..Daha 5 gün önce İstiklal Savaşı gazisi eniştemi ziyaret için Üçler mezarlığına gitmiştim..Ziyaret ve ziyafetimi bitirdiğimde başımı kaldırıp baktım ki Tahir Efendinin kabrine gider levhasına ilişti gözüm...Zaten gurup gurup insan seli de de o tarafa gidiyordu.Aman Allahım dedim bana da nasip oldu..Tahir hocamızı ziyaret edip himmetlerini diledim...Dünyada iken ziyaretlerinde bulunamamıştık ama böyle ziyaret etmek nasip oldu..
...Erbakan hocama gelince..O muhteşem kalabalıkta bir nokta kadar da olsa hükmüm orada idim..Namazını kıldık binlerce kişi ile..Ebediyete uğurladık..Kalabalıktan kabrine gitmek mümkün olmadı o an.
..İşte iki arkadaşın vefalı sevenleriyiz bizler..Çok şey öğrendik Onlardan..Rabbim Cennetine idhal eylesin..Rasulüne komşu Cemaline mazhar eylesin..
...Kaleminize yüreğinize sağlık...Değerleri kaybedince anlamamalı insanlar...
Slm ve dua ile..Sevgiler..
ESRA