FARKINDALIK...
Toplum olarak ,küreselleşirken bir yandan da bizleri yalnızlığa mahkum eden bu dünyaya yenik düşüyoruz…
Gün geçtikçe içimize doğru koşar adımlarla yürüyor , yıllar geçtikçe de daha koyu bir yalnızlığa gömülüyor duyarsız hiçbir şeyin farkına varamadan yaşayıp gidiyoruz…
Beklentilerimize cevap vermesini bekliyoruz hayatın…
Her şeyin bizim bakış açımızdan şekillenmesini ister inatcı tutumlara kapılıyoruz…
Bencilce yaklaşımmlar içersine girip , ektiğini biçmek deyişini unutarak bencilce ve menfi yaşıyoruz…Yaşamın ne kadar farkındayız hiç düşünmeden hareket ediyoruz…
Çevremize baktığımızda kimimizin güvendiği dağlara karlar yağmış , kimimiz habire kendini ispatlama çabası içersine girmiş , kimisi de başkalarının başarılarını ve yaşamını kendine mal ederek yaşamanı bir kıyaslama kıskacı içersine odaklamış komik bir yarış içersinde…
Öyle ki bazılar da paranın makam ve etiketin esiri olmuş , bir fesatlık kaosu içersinde kalbini karartmış , kendindeki potansiyeli göremeyecek ,çevresindeki ve kendisindeki güzellikleri , iyilikleri fark edemeyecek kadar körü körüne yaşar hale gelmiş…
Halbuki hepimiz hayatın yolunda yürümeye çalışan yorgun yolcularız , doğum çizgisinden uzakta ölüm gününü bekleyen…
Beklerken de günlerini amaçsızca boşa harcayan bir çakır keyif halindeyiz…
Her şeyden önce hayata nasıl baktığının ve ne istediğinin farkında olmalı insan,ne için yaşadıgını , nereden gelip nereye gideceğini bilmeli insan;
çünkü ancak o vakit farkına varılabiliyor yaşamın…
Farkındalık çok başka bir şey , zorlayarak arkadan iteleyerek farkına varılamıyor hiçbir şeyin…
Hissetmek , özümsemek merak etmek lazım...
Farkındalığın bir başka adı da duyarlılıktır…
Kendine , çevreye,olaylara topluma karşı hassasiyettir…
Kısacası boş vermemektir hiçbir şeye…
Böyle gelmiş böyle gitmez diyebilmektir...
Ne bileyim bazen de haykırabilmektir cihana , yaşanan haksızlıklara..?
Farkındalık ince bir çizgidir yaşamda…
Nasılsa bana dokunmuyor dememek , olumsuzlukları görebilmek çözümün bir parçası olabilmektir…
Dolayısı ile Yaşamı zorlaştıran , geleceğimize ipotek koyan her şey bizi ilgilendiriyor,sorumluluğunu da hissetmemiz lazım…
Sokaktaki çöpler , hava kirliliği , uzayan kuyruklar , patlayan bombalar , sokaktaki çocuklar , açlık sınırında yaşayan insanlar ve sayemizde makam sahibi olmuş gözümüzün içine bakarak bizi yanıltmaya çalşan insanlar ve daha bir sürü yaşanan olumsuzluklarda sorumluyuz…Sorumlu olmalıyız…
Onun için ; Baktığı pencerelerin , açtığı kapıların yönünü tayin edebilmeli insan ,
Yürüdüğü bir çizgisi ve savunduğu ilkeleri olmalı insanın...
Aslında bütün mesele insanoğlunun ne kadar duyarlı olduğu ve ruhunu nasıl aydınlattığında rahatlattığında…
Hayat bizim ona verdiğimiz değer kadar geri döner bize,bazen zaman alsa da her daim ilahi adaletin tecelli ettiğine inanırım…
İman , maneviyat farkındalığın kilidi işin özüde yüce Allahtır…
O yüzden nefes alıyor , görebiliyor ,duyabiliyor , yürüyebiliyor , hissedebiliyorsak farkındayız demektir…
Yaşamın farkına varan insanda görür , dinler , üretir ve ben değilde biz olmaya inanır ,onun mücadelesini verir...
İnsanoğlu kendisine bahşedilmiş bu yaşamın yaradılış gayesinin farkına varsa eminim ki tüm gücünü o amaç uğruna harcardı…
Frakı fark edenlerden olmak dileği ile sevgiyle kalın...